YALNAYAK İLE RÖPORTAJ: ANADOLU EZGİLERİNDEN PSYCHEDELIC SPACE-FUNK’A UZANAN YOLCULUK

Türk müzik sahnesinde kendine özgü tarzıyla dikkat çeken, Anadolu ezgilerini psychedelic space-funk ve rock füzyonuyla harmanlayan Yalnayak ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajla karşınızdayız. Nazım Hikmet’in aynı adlı şiirinden ilham alan ve sıcak vokaller, elektronik düzenlemeler, bas melodileri ve funky gitar riffleriyle benzersiz bir müzik deneyimi sunan Yalnayak, 1 Haziran Cumartesi akşamı Turkcell Sahnesi’nde sahne alacak olan Kerala Dust konserinin açılışını yapacak.

Geçtiğimiz yıl Barış Manço anısına yayınladıkları "Binboğa" parçasıyla büyük beğeni toplayan ve Spotify'ın Global Groove çalma listesine girerek dünya çapında dinleyicilere ulaşan Yalnayak, son single'ları "Bıraktığın Yerden" ile müzik yolculuklarına devam ediyor. Şimdi ise merakla beklenen ilk albümleri "Ayıp Olmasın"ı 1 Mart’ta dinleyicileriyle buluşturmanın heyecanını yaşıyorlar.

Bu röportajımızda, grubun kuruluş hikayesinden müzikal ilhamlarına, gelecekteki projelerinden sahneye çıkacakları konsere kadar birçok konuyu konuştuk. Haydi hep beraber Yalnayak ile tanış olalım!

-Merhaba Yalnayak! Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Grubunuz nasıl kuruldu ve üyeleriniz kimlerdir?

Merhaba! Aslında hepimiz üniversitedeyken tanıştık diyebiliriz. İlk olarak Utku’nun Netam setini Babylon’da live çalmak için toplandık. Zamanla yaptığımız müzikler farklı bir karaktere büründü ve yeni bir müzik grubu kurma fikri doğdu. Bu fikirle birlikte Yalnayak ortaya çıktı. Grubumuzda Batu (bas), Semih (gitar), Utku (synth), Damla (vokal) ve yeni davulcumuz Ömer Ardos yer alıyor.

-Grubunuzun ismi Nazım Hikmet'in şiirinden geliyor. Bu şiirin ve Nazım Hikmet'in sizin için önemi nedir?

Aslında burda aşırı romantik bir hikayemiz yok. Nazım Hikmet'in şiirlerinden ve elbette büyük ilham alıyoruz ancak grubu kurmak için bir isme ihtiyacımız varken Semih’in önerisiyle Nazım Hikmet’in aynı isimli şiirinden “Yalnayak” adını seçmiştik. Belki müziğimize sosyal ve toplumsal konuları sıkça katmaya çalışmamızda Nazım Hikmet bize ilham veriyor olabilir.

-2022 yılında Barış Manço anısına yayınladığınız "Binboğa" parçası büyük ilgi gördü ve Spotify'ın Global Groove çalma listesine eklendi. Bu süreç sizin için nasıl geçti?

Grup olarak sevdiğimiz parçaları alıp onlardan ilhamla yeni şarkılar yaratmaktan çok hoşlanıyoruz. "Binboğa" parçası da bu şekilde ortaya çıktı. Bu şarkının Global Groove listesine eklenmesi de o dönem bizim için büyük motivasyon kaynağı oldu tabii. Yabancı dinleyicilerin ilgisini çekmek ve farklı coğrafyalardan takipçiler edinmek, müziğimizi daha geniş kitlelere ulaştırmamızı sağladı.

-1 Mart’ta dinleyicileriyle buluşturduğunuz ilk albümleri "Ayıp Olmasın"ın üretim sürecinden bahseder misiniz?

"Ayıp Olmasın" albümü, uzun ve detaylı bir üretim sürecinin sonucunda ortaya çıktı. Grubu ilk kurduğumuz zamandan beri biriktirdiğimiz parçaları bir albümde topladık aslında. Anadolu Uzay olarak adlandırdığımız konsept, uzaysal soundumuzla Anadolu ezgilerini birleştiriyor. Sözler ve müzikler, toplumsal dertlerimizi ve kişisel deneyimlerimizi yansıtıyor. Albüm, hem geçmişin yol göstericiliğiyle hem de günümüzün teknolojik imkanlarıyla şekillendi. Noiseist Records’tan Çağan Tunalı ve Emre Yaldaram’ın vokal kaydı, mix&master’daki katkıları da çok değerliydi.

-Son single'ınız "Bıraktığın Yerden" hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu şarkı nasıl ortaya çıktı?

"Bıraktığın Yerden" şarkısı, iki ay önce çıkardığımız ilk albümümüz “Ayıp Olmasın”daki parçalardan biri aslında. Can Ömer Uygan hocamız ile birlikte yaptığımız bir iş birliğinin ürünü. Bu şarkı albümdeki diğer şarkılardan hüzünlü melodisiyle biraz ayrılıyor diyebiliriz. Aynı zamanda geçtiğimiz ay, albüm sonrasında Wapi’nin Bıraktığın Yerden rework’ü de çıktı. Albümdeki şarkılardan başka rework ve remiksler çıkmaya devam edecek ilerleyen günlerde.

-1 Haziran Cumartesi akşamı Turkcell Sahnesi'nde sahne alacak olan Kerala Dust konserinin açılışını yapacaksınız. Bu konserle ilgili düşünceleriniz ve hazırlıklarınız neler?

Kerala Dust gibi severek dinlediğimiz uluslararası bir grubun öncesinde sahne almak bizim için büyük bir heyecan. Bu konser için özel bir set list hazırladık ve umarız bizi tanımayan izleyicilerle güzel bir tanışma fırsatı olur bizim için!

-Müzikal tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Hangi türlerden etkileniyorsunuz?

Müziğimizi genelde tanımlayamıyoruz, oldukça zorlanıyoruz. Tanımlamak zorunda kaldığımızda psychedelic space-funk ve rock füzyonu diyoruz. Anadolu ezgileri, funk ritimleri, elektronik düzenlemeler ve sıcak vokaller müziğimizin temel bileşenlerini oluşturuyor. İlham aldığımız gruplar arasında Nu Genea, Sault, Massive Attack, Parcels ve Jungle yer alıyor.

-Gelecek projelerinizden bahseder misiniz? Yakın zamanda bir konser veya yeni bir albüm var mı?

Zaten birikmiş şarkılarımız vardı, albüm sürecimiz tahminimizden uzun sürdü. Yeni bir albüm geliyor diyemeyiz ancak tekliler ve/veya EP yayınlamayı planlıyoruz önümüzdeki günlerde. Ayrıca, yaz aylarında çeşitli festivallerde ve konserlerde sahne almayı planlıyoruz. Yurt dışı turnesi de hayallerimiz arasında yer alıyor ancak henüz planladığımız bir konser yok.

-Son olarak, hayranlarınıza ve okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

Bizimle birlikte bu yolculuğa katılan ve destek veren herkese teşekkür ederiz. Üretmeye ve müziğimizi paylaşmaya devam edeceğiz. 1 Haziran'da Turkcell Sahnesi'nde görüşmek üzere!

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR