HEDİYE KART

Betonların göğü henüz delmediği zamanlarda büyük şehrin sokaklarında, apartman önlerinde büyüyen bir kız çocuğu. Güzeller güzeli ev kadını anne ile titiz avukat babanın tek kızı: Handan. Sokakların da anne babasıyla yaşadığı evin içi gibi huzursuz olduğu zamanlardan geçerek büyüyen, kendi yolunu bulan bir genç kadın...

Kafasının ve kalbinin içi seslerle dolu; çok uzaklardan gelen bir melodi, kuşlar, rayların sesi, sevinçli bir hediye paketinin hışırtısı, annesinin, babasının, babaannesinin, halasının sesi… Sonra birden fazla ‘çat’ sesi, farklı zamanlarda, farklı evlerin duvarlarında yankılanan…

Karşımıza yetişkin bir kadın olarak çıkan Handan’la tanıştığımızda; o, çocukluğundan bugüne uzanan bir hikâyeye çoktan dalıp gitmiş olacak. Handan’ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri’nin öyküsü, 1960’lardan bugüne uzanan bir anlatıya yerleşiyor. Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleminden çıkan, çok kişiyle kesişen bu tek kişilik kadın oyunu, Hira Tekindor’un yönetiminde, Zerrin Tekindor’un performansıyla seyirciyle buluşacak.

• Yazan: Murat Mahmutyazıcıoğlu
• Yöneten: Hira Tekindor
• Oynayan: Zerrin Tekindor
• Yapımcı: Ayşe Barım
• Uygulayıcı Yapımcı: Duygu Bayram
• Dekor Tasarım: Şirin Dağtekin Yenen
• Işık Tasarım: Yakup Çartık
• Kostüm Tasarım: Gamze Saraçoğlu
• Yönetmen Yardımcısı: Beste Güven
• Yapım Koordinatörü: Ayşegül Beyazdağ
• Reji Asistanı: Şeyma Demircan
• Sahne Amiri: Abdurrahim Mert
• Fotoğraf: Özlem Dinç
• Afiş Tasarımı: Berkcan Okar
• Süre:65 dk

Betonların göğü henüz delmediği zamanlarda büyük şehrin sokaklarında, apartman önlerinde büyüyen bir kız çocuğu. Güzeller güzeli ev kadını anne ile titiz avukat babanın tek kızı: Handan. Sokakların da anne babasıyla yaşadığı evin içi gibi huzursuz olduğu zamanlardan geçerek büyüyen, kendi yolunu bulan bir genç kadın...

Kafasının ve kalbinin içi seslerle dolu; çok uzaklardan gelen bir melodi, kuşlar, rayların sesi, sevinçli bir hediye paketinin hışırtısı, annesinin, babasının, babaannesinin, halasının sesi… Sonra birden fazla ‘çat’ sesi, farklı zamanlarda, farklı evlerin duvarlarında yankılanan…

Karşımıza yetişkin bir kadın olarak çıkan Handan’la tanıştığımızda; o, çocukluğundan bugüne uzanan bir hikâyeye çoktan dalıp gitmiş olacak. Handan’ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri’nin öyküsü, 1960’lardan bugüne uzanan bir anlatıya yerleşiyor. Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun kaleminden çıkan, çok kişiyle kesişen bu tek kişilik kadın oyunu, Hira Tekindor’un yönetiminde, Zerrin Tekindor’un performansıyla seyirciyle buluşacak.

• Yazan: Murat Mahmutyazıcıoğlu
• Yöneten: Hira Tekindor
• Oynayan: Zerrin Tekindor
• Yapımcı: Ayşe Barım
• Uygulayıcı Yapımcı: Duygu Bayram
• Dekor Tasarım: Şirin Dağtekin Yenen
• Işık Tasarım: Yakup Çartık
• Kostüm Tasarım: Gamze Saraçoğlu
• Yönetmen Yardımcısı: Beste Güven
• Yapım Koordinatörü: Ayşegül Beyazdağ
• Reji Asistanı: Şeyma Demircan
• Sahne Amiri: Abdurrahim Mert
• Fotoğraf: Özlem Dinç
• Afiş Tasarımı: Berkcan Okar
• Süre:65 dk

Hepiniz bu hikayeyi biliyorsunuz ama görmezden geliyorsunuz.

Eylül, 28 yaşında trans bir kadındır. Tek odalı evinde maniler söyleyerek başından geçenleri anlatmaya başlar. Nasıl seks işçisi olduğunu… Çarka çıktığı zamanları... Askerlik muayenesini... Aşık olduğu adamı.. Ailesini... Arada bir sorar: Kaç Olduk?

Bunca şeyi kime anlatır, bilinmez. Başından geçen gullüm tadındaki olaylar bir sarmala dönüşür ve gerçekler ortaya çıkar.

Hala Eylül müdür? Yoksa başka biri mi olmuştur artık…

Bu hikaye birçok trans bireyin başına gelen olaylardan esinle, kurmaca hikayeler eklenerek kaleme alınmıştır.

Süre: 120 dk / İki Perde

10 yaşındaki Jasper ve 12 yaşındaki Leon, tanıdığınız çoğu ağabey-kardeş gibidir. Kavga ederler. Gülerler. Oyunlar oynarlar.

Yatak odaları onların kalesidir: akvaryumdaki balıklarına ev sahipliğI yapan, Herkül (oyuncak ayıları) tarafından korunan, kovboy düelloları ve kılıç savaşları arenası olan bir yerdir. Ama bugün evde tuhaf bir durum var. Odalarının kapısı kilitli. Ebeveynlerinin salondaki bağırış çağırış sesleri giderek artıyor. Ve önümüzdeki bir saat içinde, bu iki masum çocuğun farkında bile olmadıkları ikonikleşmiş kaderleri, onları tüm zamanların en trajik kardeşleri olarak mitolojiye sokacak.

Tamamen Medea’nın küçük oğullarının perspektifinden anlatılan, bu uluslararası alanda klasikleşmiş Antik Yunan tragedyasının Avustralyalı yazarlar Kate Mulvany ve Anne-Louise Sarks tarafından yazılan versiyonu, seyirciye daha önce hiç görmedikleri yepyeni bir bakış açışısı sunuyor.

Dor Productions yapımcılığında, Omnia Yapım’ın uygulayıcı yapımcılığı ve Hira Tekindor’un yönetmenliğinde sahnelenecek olan “MEDEA” oyununda Medea rolü Defne Kayalar, Jasper ve Leon karakterleri ise dönüşümlü olarak Abdullah Burak Kaya, Ayaz Çoban (Jasper), Ayaz Gülşen ve Tarık Sarıyar (Leon) tarafından canlandırılacak.

Onur Ünlü’den ‘’Güneşin Oğlu’’ sahneye uyarlanıyor!

Sinemamızın en nevi şahsına münhasır filmlerinden biri olarak kabul edilen Onur Ünlü imzalı ‘Güneşin Oğlu’ usta oyuncular ve genç yeteneklerden oluşan güçlü kadrosuyla Zorlu PSM prodüksiyonu olarak sahneye taşınıyor. Onur Ünlü’nün sinema perdesindeki kara mizah evrenini sahneye uyarladığı Güneşin Oğlu tiyatroseverlerle buluşuyor.

İbrahim Selim, Deniz Celiloğlu, İlayda Alişan, Beyti Engin, Ali Yoğurtcuoğlu ve Zeynep Kankonde’nin başrolünde oynadığı oyuna Efekan Can, Sergen Özdemir, Ilgaz Kaya ve Selin Beliz Şahan eşlik ediyor.

Bütün hayatını bir mucize bekleyerek geçiren Fikri Şemsigil, sonunda bu mucizeyi yaşar ve ‘Güneşin Oğlu’ olduğunu öğrenir. Fakat yaşadığı mucize, düşündüğünün aksine Fikri Bey'in hayatını alt üst eder. Fikri Bey'in ruhu artık, çevresindeki insanların bedenlerine girip çıkmaktadır. Ve sonunda Fikri Bey, bu kez, yıllarca beklediği mucizeden kurtulmak için, gerçeklerin peşine düşmek zorunda olduğunu anlar. Olaylar çığırından çıkmıştır. Peki, karşı apartmandaki komşusu dünyalar güzeli kız ne olacaktır?

Oyuncuların sahnede kendi mekanlarını yarattıkları özgün bir sahne diline sahip, temposu bir an bile düşmeyen oyunun yönetmenliğini Onur Ünlü ve Nagihan Gürkan birlikte paylaşıyor. Güneşin Oğlu 5 Aralık’ta Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde ilk kez izleyici ile buluşuyor.

Yaklaşık 75’ sürer, ara yoktur.

Başarılı yorumcu Cemil Sağyaşar, dünya müziğinde unutulmayan şarkılardan film melodilerine, Frank Sinatra'dan Tom Jones'a, Nat King Cole'dan Andy Williams'a uzanan bir genişlikte eşsiz ve zamansız şarkılardan oluşan projesi “Unforgettables by Cemil Sağyaşar” ile 17 Aralık akşamı touché’de!

10 yaşındaki Jasper ve 12 yaşındaki Leon, tanıdığınız çoğu ağabey-kardeş gibidir. Kavga ederler. Gülerler. Oyunlar oynarlar.

Yatak odaları onların kalesidir: akvaryumdaki balıklarına ev sahipliğI yapan, Herkül (oyuncak ayıları) tarafından korunan, kovboy düelloları ve kılıç savaşları arenası olan bir yerdir. Ama bugün evde tuhaf bir durum var. Odalarının kapısı kilitli. Ebeveynlerinin salondaki bağırış çağırış sesleri giderek artıyor. Ve önümüzdeki bir saat içinde, bu iki masum çocuğun farkında bile olmadıkları ikonikleşmiş kaderleri, onları tüm zamanların en trajik kardeşleri olarak mitolojiye sokacak.

Tamamen Medea’nın küçük oğullarının perspektifinden anlatılan, bu uluslararası alanda klasikleşmiş Antik Yunan tragedyasının Avustralyalı yazarlar Kate Mulvany ve Anne-Louise Sarks tarafından yazılan versiyonu, seyirciye daha önce hiç görmedikleri yepyeni bir bakış açışısı sunuyor.

Dor Productions yapımcılığında, Omnia Yapım’ın uygulayıcı yapımcılığı ve Hira Tekindor’un yönetmenliğinde sahnelenecek olan “MEDEA” oyununda Medea rolü Defne Kayalar, Jasper ve Leon karakterleri ise dönüşümlü olarak Abdullah Burak Kaya, Ayaz Çoban (Jasper), Ayaz Gülşen ve Tarık Sarıyar (Leon) tarafından canlandırılacak.

Onur Ünlü’den ‘’Güneşin Oğlu’’ sahneye uyarlanıyor!

Sinemamızın en nevi şahsına münhasır filmlerinden biri olarak kabul edilen Onur Ünlü imzalı ‘Güneşin Oğlu’ usta oyuncular ve genç yeteneklerden oluşan güçlü kadrosuyla Zorlu PSM prodüksiyonu olarak sahneye taşınıyor. Onur Ünlü’nün sinema perdesindeki kara mizah evrenini sahneye uyarladığı Güneşin Oğlu tiyatroseverlerle buluşuyor.

İbrahim Selim, Deniz Celiloğlu, İlayda Alişan, Beyti Engin, Ali Yoğurtcuoğlu ve Zeynep Kankonde’nin başrolünde oynadığı oyuna Efekan Can, Sergen Özdemir, Ilgaz Kaya ve Selin Beliz Şahan eşlik ediyor.

Bütün hayatını bir mucize bekleyerek geçiren Fikri Şemsigil, sonunda bu mucizeyi yaşar ve ‘Güneşin Oğlu’ olduğunu öğrenir. Fakat yaşadığı mucize, düşündüğünün aksine Fikri Bey'in hayatını alt üst eder. Fikri Bey'in ruhu artık, çevresindeki insanların bedenlerine girip çıkmaktadır. Ve sonunda Fikri Bey, bu kez, yıllarca beklediği mucizeden kurtulmak için, gerçeklerin peşine düşmek zorunda olduğunu anlar. Olaylar çığırından çıkmıştır. Peki, karşı apartmandaki komşusu dünyalar güzeli kız ne olacaktır?

Oyuncuların sahnede kendi mekanlarını yarattıkları özgün bir sahne diline sahip, temposu bir an bile düşmeyen oyunun yönetmenliğini Onur Ünlü ve Nagihan Gürkan birlikte paylaşıyor. Güneşin Oğlu 5 Aralık’ta Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde ilk kez izleyici ile buluşuyor.

Yaklaşık 75’ sürer, ara yoktur.

Murat Karahan ‘‘Romantikler’’ 18 Aralık’ta Turkcell Sahnesi’nde!

Kariyerinin başından itibaren Berlin Staatsoper, Wiener Staatsoper, Arena di Verona, Teatro Real Madrid, Bolshoi Tiyatrosu ve Münih Bayerische Staatsoper gibi dünyanın en prestijli opera evlerinde sahneye çıkan Karahan, Zorlu PSM’de dinleyicileriyle buluşacak.

2018 – 2023 yılları arasında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü olarak görev yapan Karahan, sanata sunduğu katkılarla İtalya Cumhuriyeti Üstün Hizmet Liyakat Nişanı’na layık görüldü. Arena di Verona’daki performansları, dünya çapındaki konserleri ve Pavarotti Özel Ödülü ile uluslararası alanda öne çıkan sanatçı, aynı zamanda Türkiye’de gerçekleşen sayısız konser ve opera temsilinin yanı sıra, kurucusu olduğu Limak Filarmoni Orkestrası ile Türk müziğini çok sesli yorumlarla dünyaya taşıyor; “Zeki Müren Şarkıları” projesiyle on binlerce seyirciye ulaşmaya devam ediyor.

18 Aralık’ta Zorlu PSM’de gerçekleşecek bu büyüleyici geceyi kaçırmayın!

İlk gösterisi “Çiççek Gibi”yi yayınladıktan sonra kolları sıvayan Özge Özel, artistliğin lüzmu yok diyerek sıvadığı kolları indiriyor, mikrofonu eline alıyor ve konudan konuya ceylan gibi sektiği, ismiyle müsemma yeni gösterisi “Yeni Doküman” ile seyirciyle buluşuyor.

Modern techno’nun ikonik isimlerinden DJ ve prodüktör Marcel Dettmann, %100 Müzik katkılarıyla 19 Aralık’ta %100 Studio’da!

Berlin’in kültleşmiş mekanları Berghain ve Hard Wax ile özdeşleşen Dettmann, müzikal yolculuğuna Doğu Almanya’da küçük bir kasabada başladı. Depeche Mode, The Cure ve Front 242 gibi isimlerden ilham alan sanatçı, genç yaşta elektronik müziğe tutkuyla bağlandı. Bugün ise MDR ve Bad Manners plak şirketleri aracılığıyla techno’nun sınırlarını zorlamaya ve yeni yeteneklere alan açmaya devam ediyor.

Berlin ve Berghain sahnesinin simgesi Dettmann, Ostgut Ton etiketiyle yayımladığı iki album, sayısız single ve remix çalışmasıyla elektronik müzik dünyasında geniş bir etki yaratıyor. Junior Boys, Fever Ray, Moderat gibi farklı türlerden sanatçılarla yaptığı iş birlikleri, Dettmann’ın çok yönlülüğünü ortaya koyuyor.

Kulüp sahnesinin yanı sıra farklı disiplinlerdeki projeleriyle de adından söz ettiren sanatçı, Berlin Devlet Balesi ile gerçekleştirdiği çağdaş dans performansları ve fotoğrafçı Frederike von Rauch’un sergisi için yaptığı ses tasarımlarıyla öne çıktı.

Berghain’ın önde gelen DJ’lerinden Marcel Dettmann, setlerinde minimal ve sert sound’ları duygusal ve sürpriz dolu anlarla dengeliyor. 25 yılı aşkın süredir techno ve Chicago beat’lerini ustalıkla harmanlayan sanatçı, 19 Aralık’ta Zorlu PSM %100 Studio’da dinleyicilerine benzersiz bir gece yaşatacak.

UNSEEN KIDS, Zorlu PSM’in sahne arkasındaki büyülü dünyasını çocuklara açıyor! 8-12 yaş arasındaki katılımcılar, bu özel tur sırasında kendilerini gizemli bir bulmacanın içinde buluyor. Tur boyunca, kulaklarına fısıldayan esrarengiz bir sesin yönlendirmesiyle, adım adım Zorlu PSM’in perde arkasındaki sırlarını keşfetmeye başlıyorlar. Bulmacaları çözerken, bir gösterinin sahneye çıkana dek geçtiği tüm aşamaları, bu sürecin arkasındaki görünmeyen kahramanların rollerini ve emeğini öğreniyorlar. Böylece sadece bir mekanı değil, bir hikâyeyi deneyimliyor, keşfetmenin heyecanını yaşıyorlar.