PSM'yi PSM yapan; eğlenceyi, birliktelikleri, müziği, sanatı ve daha birçok şeyi paylaştığımız, dostlarımızı ağırladığımız köşemizin bu ayki konuğu Banu K. Zeytinoğlu. İş hayatına Esbank’ta başlayan Zeytinoğlu, 1996 yılında Viyana’ya yerleşerek Avusturya’nın ilk Türk sermayeli bankası Esbank AG.’yi kurmuştur. Avusturya Türk Sanayici ve İşadamları Derneği başkanlığını yürüten Zeytinoğlu, bu görev kapsamında birçok kültür-sanat faaliyeti gerçekleştirmiştir. 2002 yılında Türkiye'ye dönen Zeytinoğlu, kariyerine kültür-sanat ve iletişim alanında yön vermiş, 2003 yılından itibaren kültür-sanat ve eğitim odaklı iletişim danışmanlığı yapmaya başlamış ve 2009 yılında bkz. İletişim’i kurmuştur. İletişim ve PR alanlarındaki profesyonelliğiyle tanınan Banu K. Zeytinoğlu, Murat Lostar'la birlikte uzun süredir Açık Radyo’da gerçekleştirdikleri ve podcast olarak da yayımlanan “Teknolojinin Şapkaları” programında siber güvenlik üzerine derinlemesine tartışmalar yürütmektedir.
Merhaba Banu hanım, sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Anne babasının kızı, ablasının kardeşi, köpek arsızı (5 köpeği var), bitki delisi Banu yalancılardan nefret eder. Anlamını yitirmiş kelimeler başta olmak üzere bünyesinde sahtelik barındıran kimseyle aynı masaya oturmaz. Dobradır, kendine acımaktan ve kendine acıyandan nefret eder. Çalışmazsa etrafına çok zarar verebilecek inatçı bir koç burcu. Çalışmada disiplin, öz eleştri, gerçekçilik ve “nasıl yapılmamalı” ilkeleri iş hayatındaki ilk dört şartıdır. Kültür sanat onun için bir yaşam biçimidir; kafasını bu ve birçok konuda her gün aydınlatan sevgilisine minnettardır.
Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ni sizin için özel kılan nedir?
Bu soruyu okuyunca aklıma gelen ilk şey, Zorlu PSM’nin bugüne kadar çok zor bir başarı elde ettiğini fark etmem oldu. Benim için, Zorlu PSM bir etkinliği konuk ediyorsa ya da bir prodüksiyon kendisine aitse, o etkinliğin kesinlikle iyi olduğundan ve izlersem pişman olmayacağımdan eminim. Zorlu PSM, Türkiye’de kültür ve sanatın en büyük, en önemli ve en çalışkan merkezlerinden biridir.
Zorlu PSM'de en çok zaman geçirmeyi sevdiğiniz nokta neresi?
Size tuhaf gelebilir ama Zorlu PSM’de en çok zaman geçirmeyi sevdiğim yerden ziyade, adım attığım anda kendimi çok iyi hissettiğim bir nokta var: Zorlu PSM’ye inen yürüyen bant. Üzerine çıktığım andan itibaren hissettiğim tek şey sevinç oluyor. Beni sinirlendiren, üzen, yoran her şeyi arkada bıraktığım ve beni mutlu edecek, dinlendirecek, zihnimi rahatlatacak birkaç saatlik bir yolculuğa başladığım bir bant yolculuğu. İnsanın kendisi için iyi bir şey yapacağını bilmesi ve o şeye kavuşacak olması sanırım en sağlıklı iksir.
Zorlu PSM'de sizce hangi etkinlik türleri daha eğlenceli geçiyor? Konserler mi, yoksa sahne sanatları mı size daha çok hitap ediyor?
Bu konuda ayrım yapmak doğru olmaz. Sanatın her dalıyla kurulan ilişki, insanı gerçek bir sanatsever yapar. Sanatı sevmek, kişinin tüm yaşam deneyimlerini daha derin algılamasını sağlar. Müzik, tiyatro, sinema, resim ve edebiyatı birbirini besleyen, bir bütün olarak görüyorum.
Zorlu PSM'de katıldığınız etkinlikleri düşünürseniz, bize bir 'en iyiler' listesi yapar mısınız?
Bu listeyi sadece yabancı prodüksiyonlarla sınırlayarak yapmak istiyorum. Çünkü ülkemizdeki yaratıcı prodüksiyonun ve sanatçıların isimlerini atlamaktan korkarım. Belki unutabilirim, belki izleme fırsatım olmamıştır belki de yeterince heyecanlanmamışımdır. Bu ayıbı kimseye yapmak istemem. Yabancı prodüksiyonlara gelince Phantom of the Opera, Notre Dame de Paris, West Side Story, Cats gibi müzikalleri getirdiğiniz için özellikle teşekkür ederim. Kimimiz yurtdışında sözü geçen müzikalleri izlemeye fırsat bulsak da, fırsatını yakalayamayan gençler için çok kıymetli buluyorum. En iyiler listesi için çok isim var ama ilk aklıma gelenleri yazmak istiyorum. Silk Road Ensemble orkestrasıyla çellist Yo-Yo Ma, flutist Sir James Galway, piyanist Ludovico Einaudi, 2CELLOS konserleri ile İKSV Tiyatro Festivali kapsamında Robert Lepage’den Hamlet | Collage ve Pina Bausch'un Café Müller oyunlarını söyleyebilirim.
Zorlu PSM’de gerçekleşmiş ve etkisinden çıkamadığınız bir etkinlik seçmek zorunda olsanız, hangisini seçerdiniz?
Silk Road Ensemble orkestrasıyla dünyanın en önemli çellistlerinden Yo-Yo Ma’nın, kemençe virtüözü Kayhan Kalhor'un ve Kürtçe müziğin usta yorumcularından Aynur'un konuk olduğu konserin etkisinden uzunca bir süre çıkamamıştım.
Kültür-sanat endüstrisindeki gelişmeleri yakından takip eden bir profesyonel olarak, Zorlu PSM'nin nasıl bir misyonu olduğunu düşünüyorsunuz?
Zorlu PSM’nin misyonu, Türkiye’deki sanatseverlere dünya standartlarında bir kültür-sanat deneyimi sunmak. Uluslararası sanatçıları ağırlayarak dünya kültürünü Türkiye’ye getirirken, aynı zamanda yerel yeteneklerin uluslararası arenada yer bulmalarına da aracılık ediyor. Ayrıca sunduğu çeşitli eğitim fırsatlarıyla genç yeteneklere fırsat sağlayarak Türkiye’nin sanat geleceğine katkıda bulunuyor.
Yakın gelecekte Zorlu PSM'de en çok izlemek istediğiniz sanatçılar kimler?
Daha fazla klasik müzik konserine yer verilmesini, dünya çapında şeflerin yönettiği, dünya çapındaki orkestraların eşlik ettiği, dünya çapındaki virtüözlerin bir arada sahne aldığı konserler izlemeyi çok isterim. Mesela, Sir Simon Rattle ya da Gustavo Dudamel yönetimindeki Berlin Filarmoni Orkestrası’nı keman virtüözü Anne-Sophie Mutter ile birlikte izlemek şahane olurdu. Ayrıca Royal Shakespeare Company, National Theatre, Comédie-Française ve Berliner Ensemble’ın oyunlarını izlemek de harika olurdu. İsterseniz bu listeye Sting’i de ekleyebiliriz. Arzumu sordunuz, ben de dile getirirken sınır tanımadım! 😊