Türkiye’ye olan sevgisiyle tanınan Kolombiyalı grup BALTHVS, muazzam müziklerini yaşadıkları Kolombiya dağlarında üretiyor ve benzersiz gitar aranjmanlarıyla dinleyicilerini büyülüyor. Orta Doğu ezgilerinden cumbia ritimlerine kadar uzanan geniş müzikal yelpazelerini MIX Festival öncesinde konuştuk. Türkiye’ye özel mesajları, yaratıcı süreçleri ve kültürel ilham kaynaklarıyla BALTHVS’i yakından tanımaya hazır olun!
-BALTHVS olarak müziğinizde birçok farklı kültürel ve müzikal unsuru bir araya getiriyorsunuz. Orta Doğu müziği, funk, disco ve cumbia gibi türleri harmanlama süreci sizin için nasıl işliyor? Bu çeşitlilik sizi nasıl şekillendirdi?
Bunun internet sayesinde çok fazla müziğe maruz kalmamızın bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Biz öncelikle enstrümantalistiz ve ülkemizin (Kolombiya) müziği daha çok vokal odaklı. Başka ülkelerde ise Perulu Chicha, Türk halk müziği ve Batı’daki Surf Rock gibi daha enstrümantal müziğin öne çıktığını görmek bizi mutlu etti.
-Aralık 2019'da kurulmanıza rağmen, grubunuz oldukça üretken, 26'dan fazla tekli ve 4 albüm çıkardınız. Bu üretkenliği nasıl koruyorsunuz? İlham kaynaklarınız nelerdir?
Son 20 yılda kayıt teknolojisi muazzam derecede gelişti. Artık ev stüdyomuzda çok az ekipmanla yüksek kalitede ses kaydedebiliyoruz, bu 20 yıl önce mümkün değildi. Bu şekilde müzik prodüksiyon maliyetlerimiz yok ve baskı altında olmadan istediğimiz kadar müzik yapabiliyoruz. İlham kaynaklarımız doğa ve dünya; kendi sesimizi bulmak için sürekli arayıştayız.
- "Macrocosm" albümünüzü Covid-19 pandemisi sırasında bir ahırda kaydettiniz. Bu izole ortam müziğinizi nasıl etkiledi? O süreçteki duygularınızı paylaşabilir misiniz?
O altı ay boyunca çok mutluyduk, sadece müziğe odaklandık. Süt çiftliğindeydik, etrafımızda inekler vardı; onlar çok ürkek hayvanlar, kırsal çok sessiz ve huzurluydu, biz de o manzaraya uyacak müzik yapma isteği duyduk.
-Türk halk şarkısı "Mağusa Limanı"nı, "Famagusta Port" adlı eserinizde yeniden yorumladınız. Türk halk müziği ile bağınız nedir? Bu şarkıyı seçmenizin hikayesi nedir? Ayrıca sormadan geçemeyeceğim: Kolombiya'da Türk müziğine nasıl ulaştınız? Bu melodileri keşfetme süreciniz nasıl gelişti?
Türk bağlantısı tuhaf, bazı müzik tarzları çok çaba gerektirir ama benim için Türk melodileri gitarda çok doğal hissettiriyor, bu harika bir duygu. Sanki evdeymişim gibi! Rolling Stones’un ‘Paint it Black’ şarkısının Erkin Koray’dan ilham aldığını öğrendiğimde, onu YouTube'da araştırdım ve 'Cemalım'ı buldum, âşık oldum. Erkin bize Barış Manço, Selda Bağcan, Özdemir Erdoğan ve diğer birçok harika müzisyene kapı açtı. Psikedelik seslerin ve geleneksel Türk melodilerinin güzel bir birleşimi. Famagusta Port, Türkiye’ye bir aşk mektubuydu; çok minnettarız.
-Türk kültürüne atıfta bulunan "Turkish Coffee" adlı bir şarkınız da var. Bu şarkıyı yaratırken aklınızda hangi imgeler ya da duygular vardı? Sizce Türk kahvesini bu kadar ikonik yapan nedir?
Burada Kolombiya'da kahve çok ciddi bir iş! Kahveyi seviyoruz ve Türk kahvesi çok farklı bir yapım yöntemi. Bizim yaptığımızdan çok farklı. Kolombiya'da Türk kahvesi yapan sadece bir yer var ve bu, her iki kültürün ortak bir yönü gibi hissettirdi.
-2022’de Amerikan turnenize SXSW ile başladınız ve Rock al Parque’da ana sahnede yer aldınız. Bu küresel deneyimler müziğinizi ve sahne yaklaşımınızı nasıl şekillendirdi?
O yıl birçok ABD'li takipçimiz vardı ve onlarla tanışıp onlara çalmak harikaydı. Yıllarca dinlediler ve müziğimizin keyif aldıklarını bilmek bize güven verdi. Bu tür müzik Kolombiya'da popüler değil, ama ABD ve Avrupa'da birçok insan bunu seviyor.
-YouTube'daki canlı performanslarınız çok beğeniliyor. Canlı performanslarınızdaki doğaçlamalar izleyicilere farklı bir deneyim sunuyor. Zorlu PSM’nin "PSM On Air Sessions" için bir canlı performans kaydedeceğinizi bildiğimizden, bu performansta da doğaçlamalar olacak mı?
Evet! Doğaçlama gerçekten müzisyenin ruhunu gösterir, spontane ve hassas olmak zorundadır. Türk müziğinde genellikle şarkılara bir Taksim ile başlanması çok hoşumuza gidiyor, şarkıya başlamak için harika bir yol. Bu oturumda kesinlikle doğaçlama yapacağız.
-Performanslarınız sırasında doğaçlama süreçleriniz nasıl gelişiyor? Performansınızı izleyiciye göre uyarladığınız anlar oluyor mu?
İzleyicinin müzik üzerindeki etkisi çok büyük, eğer titreşimlerin değiştiğini hissedersek, set listemizi anında izleyiciye uyacak şekilde değiştiririz. Bazen insanlar sadece dinlemek ister, bazen de dans edip coşmak isterler. Biz de o enerjiyi yakalamak zorundayız!
-Geçtiğimiz aylarda yayınladığınız dördüncü albümünüz “Harvest” piyasaya çıkalı çok olmadı ama BALTHVS’un müzikal yolculuğunda gelecekte hangi projeler var? Yeni albümler ya da çok kültürlü müzik çalışmaları bekleyebilir miyiz? Ya da belki başka bir Türk şarkısı?
Evet!! Beşinci albüm şu anda yapım aşamasında, Türk melodilerine yönelmek neredeyse doğal geliyor, muhtemelen o etkileri daha fazla duyacaksınız.
-2-3 Kasım tarihlerinde Zorlu PSM’de gerçekleşecek MIX Festival’de sahne alacaksınız. İstanbul’da birçok farklı müzik türü, grup ve dinleyiciyle buluşacağınız bu sahnede yer almak sizin için ne ifade ediyor? Türk dinleyicilere özel bir mesajınız var mı?
Ülkeniz inanılmaz bir tarih, kültür ve müzisyenler ile kutsanmış, sizin için sahneye çıkmak bizim için bir onur. Sabırsızlıkla bekliyoruz!