GELİN TANIŞ OLALIM"IN 500. TEMSİLİNDE FIRAT TANIŞ İLE KEYİFLİ BİR RÖPORTAJ

Fırat Tanış ile gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajda, "Gelin Tanış Olalım"ın 500. temsil gecesini ve sanatçının sahne arkası duygularını konuştuk. Tanış'ın mücadele dolu kariyerindeki bu önemli döneme dair anıları ve projenin toplumsal çağrısına dair içten cevaplarıyla dolu bir söyleşi sizi bekliyor.

"Gelin Tanış Olalım" oyununun 500. temsilini Turkcell Sahnesi'nde gerçekleştireceksiniz. Bu uzun soluklu projede 500. temsilin anlamını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün artık ödenekli kurum tiyatroları dışında bir özel tiyatronun böyle bir sayıya ulaşması başta teknik ve ekonomik sebeplerle oldukça zor maalesef. Devam edebilse bile sahnelendiği dönem ya da seyirci profilinde karşılığını bulduğu anlam ve izleme merakıyla ilişkisini yitirmesinden ötürü oyun zaman içinde adeta eriyip kayboluyor. Bu noktadan bakıldığında 500. temsile gelebilmiş olmak, oyunun sözü bitmez kaynağı olan kadim Anadolu kültüründeki toplumsal çağrıyı daha da anlamlı hale getiriyor. Bu çağrının diğerkamlığa, paylaşıma, dayanışmaya, tevazuya, insan sevgisine dayandığını düşünürsek, 500. temsilin tüm gelirinin Unicef’in deprem bölgesindeki çocuklar için yaptığı çalışmalara bağışlanacak olması 500. temsile daha büyük bir anlam katıyor.

Sahneye çıkacağınız bu özel gösteride, 8 sezondur seyirciyle buluşan "Gelin Tanış Olalım"ın başarısının sırrını paylaşabilir misiniz?

Bence “Gelin Tanış Olalım”ın başarısının sırrı en başta oyunun yazarı ve yönetmeni Prof. Dr. Semih Çelenk’in içerik ve biçimde yakaladığı yalın, ötekileştircilik ve ayrıştırıcılıktan uzak, kapsayıcı üslubunun; sadece oynandığı yer ve mevcut seyirciyle değil, adeta tüm çağlar ve insanlıkla kurduğu güçlü bağ. Sonra elbette oyunun çok önemli bir unsuru olan müzik eserlerindeki çağdaş ve evrensel düzenleme anlayışının sahnede şahane müzisyenler tarafından icra ediliyor olması.

Sosyal sorumluluk projelerine verdiğiniz önemle biliniyor. 500. temsil gecenizde elde edilecek geliri Unicef'e bağışlama kararınızın arkasındaki motivasyonu açabilir misiniz?

Derin toplumsal yaraların uzun vadede iyileştirilebilmesi için en başta buna maruz kalan çocuklara yardım edilmesi gerektiğini düşünüyor ve inanıyorum. Çünkü bu yaraların izini kuşaklar boyu çocuklarımız taşıyor. Bu anlamda 500. temsilin tüm gelirini Unicef’in deprem bölgesindeki çocuklara yönelik çalışmalarına bağışlamayı anlamlı bulduk.

Sahnede 80 dakika boyunca 11 türküyü seslendireceksiniz. Bu türküler arasında sizin için özel bir anlamı olan ya da seyirciye iletmek istediğiniz bir mesajı olan bir türkü var mı?

Seslendirilen eserler titizlikle seçildiler. Dolayısıyla arlarından böyle bir seçim yapabilmem çok zor. Seyirciyle beraber söylediğimiz son eser için, belki bir mesaj vermek kaygısıyla değil ama, alınan keyif açısından böyle bir ayırım yapabilirim.

Türk tiyatrosundaki kariyeriniz boyunca birçok farklı projede yer aldınız. "Gelin Tanış Olalım" bu projelerden nasıl bir farklılık taşıyor?

En fazla birkaç sezon oynanıp anı olması yerine sağlığım elverdiği sürece, ömür boyu oynamak isteyeceğim bir oyun Gelin Tanış Olalım.

Sizce sanat, toplumsal sorunlara karşı bir ses olmalı mıdır? "Gelin Tanış Olalım" bu konuda nasıl bir rol oynuyor?

İster istemez bir ses oluyor. Bunun için illa bir kasta gerek yok. Gelin Tanış Olalım’ın bu konuda oynadığı rolü anlamak için Yunus’un, Pir Sultan Abdal’ın, Nesimi’nin yüz yıllar önce yaptıkları çağrıya sebep olan Anadolu’daki kutuplaşmış sosyal yapıya bakmak; o yapıyla günümüz arasında bir karşılaştırmaya gitmek yeterli diye düşünüyorum.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR