#TİKTAK KAMPANYASI

Apocalyptica, 'PLAYS METALLICA VOL. 2 TURU' kapsamında art arda iki gün, 18 ve 19 Eylül 2024'te İstanbul'a geri dönüyor!

Apocalyptica her zaman kendi tarzını yaratmış ve rock müziğin sadece enstrümanla değil, tutumla ilgili olduğunu kanıtlamış bir grup olarak tanınacak. 1996'da 'Plays Metallica By Four Cellos' albümünün çıkışından bu yana Apocalyptica, klasik eğitim almış bir grup çellistin, hepsi metal hayranı, klasik müzik ve hard rock dünyalarını birleştiren, hem inovatif hem de klasik bir tarz geliştirmiştir.

Eylül ayında Apocalyptica, 'PLAYS METALLICA VOL. 2 TURU 2024 kapsamında Turkcell Sahnesi’ni %100 Müzik'in kıymetli katkılarıyla kasıp kavuracak!

Apocalyptica, 'PLAYS METALLICA VOL. 2 TURU' kapsamında art arda iki gün, 18 ve 19 Eylül 2024'te İstanbul'a geri dönüyor!

Apocalyptica her zaman kendi tarzını yaratmış ve rock müziğin sadece enstrümanla değil, tutumla ilgili olduğunu kanıtlamış bir grup olarak tanınacak. 1996'da 'Plays Metallica By Four Cellos' albümünün çıkışından bu yana Apocalyptica, klasik eğitim almış bir grup çellistin, hepsi metal hayranı, klasik müzik ve hard rock dünyalarını birleştiren, hem inovatif hem de klasik bir tarz geliştirmiştir.

Eylül ayında Apocalyptica, 'PLAYS METALLICA VOL. 2 TURU 2024 kapsamında Turkcell Sahnesi’ni %100 Müzik'in kıymetli katkılarıyla kasıp kavuracak!

Müziğin büyülü dünyasına adım atanlara unutulmaz bir gece vaat ediyoruz! 27 Eylül akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde sahne alacak olan Monica Molina, içten vokali ve güçlü sahne performansıyla izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunacak.

Monica Molina, İspanyol bir şarkıcı ve müzisyen olarak kariyerine güçlü bir adım attı. Müzikseverlerin kalbine taht kuran sanatçı, ailesinin müzikal mirasından gelen yetenekle büyüdü ve kendi benzersiz tarzını oluşturdu. İspanyol gitarının büyüleyici tınılarıyla birleşen Molina'nın vokali, dinleyenleri derinden etkileyen duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.

Müziğinde geleneksel İspanyol ezgileri ve modern dokunuşları bir araya getiren Monica Molina, pek çok unutulmaz şarkıya imza atmıştır. Konserinde, hayranlarının en sevilen parçaları eşliğinde coşku dolu anlar yaşamasını sağlayacak. Bazı en sevilen şarkıları arasında:

"De Cal Y Arena": Monica'nın benzersiz vokalinin ve içten yorumunun mükemmel bir örneği olan bu şarkı, dinleyenleri duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.

"Mariposas": Müziğindeki hafiflik ve iç açıcı sözleriyle, "Mariposas" hayranlarının en sevdiği parçalardan biri olarak öne çıkıyor.

"Vuelvo a Casa": Monica Molina'nın güçlü sesini hissedebileceğiniz, duygusal bir bağ kurmanızı sağlayacak etkileyici bir şarkıdır.

Monica Molina, müziğe olan sevgisi ve yeteneğiyle bir aile geleneğini sürdürerek büyüdü. İspanyol müziğinin geleneksel öğelerini modern tarzla birleştirerek kendi benzersiz yolunu çizdi. Kariyeri boyunca sayısız ödül ve övgüye layık görülen sanatçı, müziğinin gücüyle izleyicilere dokunmayı başarıyor.

Monica Molina, zengin ve duygusal içeriğiyle dolu bir müzik kariyerine sahip. "Vuela," "De Cal Y Arena," ve "Mar Blanca" gibi başarılı albümleri, müzik eleştirmenlerinin takdirini kazanmış ve dinleyicilerin kalplerinde taht kurmuştur.

Monica Molina'nın müziğinin sihirli dünyasına katılarak unutulmaz anlar yaşamak için 27 Eylül akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde olmayı unutmayın! Kendi müziğini arayan, duygusal bir yolculuğa çıkmak isteyen herkesi bu etkileyici konserle buluşmaya davet ediyoruz.

%100 Müzik İftiharla Sunar: 20 yılı aşkın süredir gitarıyla dünyayı dolaşan ve müzik paylaşan günümüz ozanı Estas Tonne, değerli arkadaşlarıyla beraber İstanbul'a geliyor!

Estas Tonne dünyanın kültürel çeşitliliğinden ilham alan bir gitarist. Müziğinde birçok etkiyi ve hikayeyi yansıtıyor. Klasik müziğin unsurları, flamenkonun teknikleri, çingene müziğinin kökleri, Latin müziğinin karakteristik tınıları ve elektronik müziğin ses genişliği O'nun için zenginlik demek. Estas Tonne tüm bunları birbirine uyumlu bir şekilde bağlamayı başarıyor. Alışılmış kalıpların dışında, benzersiz bir form ve melodiye sahip tarz duymak isteyenlerin gideceği adreslerden biri burası.

Estas'ın performansları, müziğin duygusal ifade ve daha derin bağlantı yoluyla özgün bir şekilde ortaya çıkışının ayırt edici ses yolculuklarıdır. Her ses deneyimi, katılımcıları müziği içsel bir değişim aracı olarak keşfetmeye davet eden bir törenle; sesin ruhla buluştuğu kutsal bir alan yaratmayı amaçlıyor. Tarzlar arasında yüzen gitarist sadece sahnede değil; film, tiyatro, görsel sanatlar ve daha pek çok alanda projelere de imza atıyor.

Özgünlük ve derinlik denince akla gelen Estas Tonne, 28 Eylül'de Vera Müzik ve Eventation organizasyonuyla Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde müzikle konuşacak.

Ghostly Kisses, tüm çekiciliğiyle 3 Ekim 2024'te Zorlu PSM'ye geliyor!

Fransız-Kanadalı Margaux Sauvé ve Louis-Étienne Santais'den oluşan Ghostly Kisses, yurtdışında kült bir dinleyici kitlesi oluşturarak uluslararası bir sansasyon haline geldi. İlk albümleri Heaven, Wait'in başarısı ve Ry X, Men I Trust, Lord Huron ve Pomme'u destekledikleri turnelerin ardından grup, hayranlarına en kişisel düşüncelerini paylaşabilecekleri anonim bir yer sunan 'Box of Secrets' girişimini başlattı. Keşfettikleri şey küresel, post-pandemik, postmodern bir acı çağıydı - dünyanın her yerinde hissedilen yoğun ve garip bir yalnızlık. Sauvé ve partneri Santais bu mesajları sentezleyerek, iç monologumuzu gün yüzüne çıkaran, dans pistine düşen gözyaşlarının en karanlık elektronik köşelerde mistik bir bağlantı bulmasını sağlayan büyüleyici Darkroom albümünü ortaya çıkardı.

İkilinin yazım tarzı, kendilerini uzakta hisseden insanlar arasında köprü kurma yeteneklerini yansıtıyor. Geleneksel olarak, Sauvé ve Santais'in her biri farklı bir odaya yerleşir, parçacıkları e-posta yoluyla paylaşır ve yalnızca fikirlere son şeklini vermek için bir araya gelirdi. Darkroom'un manyetik çalışmasının her parçası kendi dünyasını oluşturuyor; Sauvé'nin vokalleri yörüngelerini birleştiren parlak bir yay, hayranların paylaştığı anlar ve temalar yankı buluyor; Ghostly Kisses evreninin tamamı yalnızlığını ifade ederken bile bir arada. Ghostly Kisses, imkansız gibi göründüğü anlarda bile sevgi ve bağ kurmak için hayranlık uyandıran bir umut sunuyor.

Dans etmeye hazır olun! PSM Loves2Dance serisinin bir parçası olarak 12 Ekim'de Zorlu PSM'de gerçekleşecek olan müzik ve dans dolu geceyi kaçırmayın. Adana Twins'in başı çekeceği gecede yenilikçi Afriqua, dinamik Kilimanjaro ve Türkiye elektronik müzik sahnesinin öncüsü Murat Uncuoğlu sahnede olacak.

Adana Twins

Adana Twins, 2012'deki ilk büyük çıkışlarından bu yana sürekli olarak seslerini geliştiren ve müzikal hırslarının sınırlarını zorlayan bir ün elde ettiler. Elektronik müzik aracılığıyla duyguyu iletmekteki derin arzularıyla, bu Alman ikili Benjamin'in hip-hop sevgisini Friso'nun kulüp müziği tutkusuyla birleştiriyor. Ünlü DJ'ler Pete Tong, Solomun ve Tale Of Us gibi isimlerin desteğiyle dünya çapında başarı elde ettiler ve yüksek beğeni toplayan yayınlara imza attılar. Derin, karanlık ve duygu yüklü müzikleriyle tanınan Adana Twins, aynı zamanda saygın bir plak şirketi sahibi ve maraton setleri ile yenilikçi prodüksiyonlarıyla ilham verici DJ'ler. Memleketleri Hamburg'un sesi, müzikal DNA'larına gömülü olan ikilinin house'tan daha incelikli techno etkisi altındaki bir havaya doğru evrimleri, müzikal gelişimlerini de yansıtıyor.

2018 yılında kurulan plak şirketi TAU'nun kurucuları olan Adana Twins, seslerini genişletmek ve yeni sanatçıları keşfetmek için bir platform oluşturdular. 'Risen' ve 'Jumanji' gibi kendi yayınları, melodic techno sahnesindeki itibarlarını sağlamlaştırdı. Ayrıca Berlin'in Watergate kulübü ile yakın bağlar kurdular, mix serilerine özel, yayınlanmamış parçalarla katkıda bulundular ve Patrice Bäumel'in 'Roar'ının canavar remixini ürettiler.

Fusion ve Melt! gibi festivallerde, DC-10 (Ibiza), fabric (Londra) ve Watergate (Berlin) gibi kulüplerde performans sergileyen Adana Twins, gittikleri her yerde dans pistlerini coşturuyor.

Afriqua

Afriqua, türler arası sınırları olmayan disco, enerjik house ve techno ile dans pistlerini parlayan bir şekilde harmanlayan Berlin merkezli bir yaratıcıdır. Klasik eğitimli bir müzisyenin içgüdüsü ve bir turntablistin hip-hop duyarlılığına sahip olan Afriqua, 2019'da R&S Records'taki ilk albümü "Colored" ve "Always" (2022) gibi kendi yayınladığı single'lar ile büyük ses getirdi. Yeni EP'si "MAXI SINGLE", çocukken piyano çalmaya başladığı zamandan beri peşinde koştuğu bir kaçış hissi ile bezeli. Afriqua, Ableton blogu için editoryal projesi "Principles of Black Music" dahil olmak üzere yazma ve video yoluyla meraklı dinleyicilerle bağlantı kuruyor. Ayrıca Ibiza'daki DC-10'da Circoloco ve Berlin'deki Berghain gibi ikonik kulüplerde DJ'lik yaptı ve Montreal'deki MUTEK'te canlı olarak sahneye çıktı.

Kilimanjaro

İngiltere doğumlu ve Zambiya kökenli Kilimanjaro, Afro-centrik ritimleri Batı unsurlarıyla birleştirerek türleri aşan kayıtlar yaratmasıyla biliniyor. Yüksek enerjili performansları ve kalabalığı coşturan kişiliği, onu partileri başlatmada bir usta yapıyor ve her zaman yeni hayranlarla ayrılıyor. 2021'de KILIMANJARO MUSIC markasını başlatarak, siyahi, POC, kadın ve marjinalleştirilmiş DJ'ler ve prodüktörler için kulüp geceleri ve aylık bir radyo programı düzenledi. 2022'de Fred again.. tarafından desteklenen ve efsanevi Boiler Room performansı da dahil olmak üzere birçok gösteride sahne aldı ve Londra'daki Phonox kulübünde aranılan bir residency kazandı.

Murat Uncuoğlu

Murat Uncuoğlu, Türkiye'nin en etkili DJ'lerinden biridir. Müzik ve teknoloji tutkusunu uluslararası sahneye taşıyan Uncuoğlu, Avrupa'nın dört bir yanını dolaşarak önemli bir rol oynamıştır. Elektronik müzik kariyerine genç yaşta başlayan Uncuoğlu, İstanbul'u uluslararası kulüp kültürü haritasına yerleştirmede büyük katkı sağlamıştır.

%100 Metal İftiharla Sunar: Dünyanın en kalabalık ve kapsamlı senfonik rock/metal grubu Haggard, 13 Ekim 2024 Pazar günü Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde!

Türkiye’de en çok dinlenen metal gruplarından Haggard 1989 yılında Almanya'da kuruldu. 16 kişilik bir kadroyla çıkarttıkları ve kendilerini dünyaya tanıttıkları 1997 tarihli ilk albümleri "And Thou Shalt Trust... The Seer", içerisinde yer alan klasik ve senfonik öğeler ile hemen dikkatleri çekip, önemli müzik dergilerinden tam not aldı. Üç yıllık bir aradan sonra tam 21 kişilik bir kadroya sahip ikinci albüm "Awaking the Centruies" yayımlandı. Bu albüm ile birlikte Haggard, yaptığı müzik içerisinde klasik müziği bir etkilenim olarak kullanan değil, rock / metal müzik ile tam olarak birleştiren ilk grup oldu. İngilizce, Almanca ve Latinceyi beraber kullandıkları şarkı sözlerinde Ortaçağ Avrupası'nı, önemli filozofları ve düşünce akımlarını o dönemin halkının sözcükleriyle tiyatral bir öyküleyişle anlattılar. 2001 yılında çıktıkları ve çok başarılı geçen Amerika turnesi kapsamında verdikleri kapalı gişe Meksika konseri grubun plak firması tarafından yayımlandı. "Awaking the Gods" adını taşıyan bu DVD grubun sahnedeki performansının da bir kanıtı oldu.

Kısa ve konserlerle geçen bir aradan sonra grubun beklenen üçüncü stüdyo albümü 2004 yılında raflardaki yerini aldı. "Eppur Si Muove" (İta.: Dünya Gezegeni) adını taşıyan bu albüm rock/metal basınında övgüyle karşılandı. 16. yüzyılda yaşamış ünlü filozof ve matematikçi Galileo'nun Roma Katolik Kilisesi'ne karşı verdiği inanç ve bilim savaşını ve bu yoldaki kararlılığını albümün sözlerine taşıyan Haggard, müzikleri yanısıra sözlerindeki edebi ve tarihi niteliği ile de kendine özgü yerini ispatladı. 2008 Ağustos ayında yine tarihsel karakterler ve öykülere yer verdigi Tales of Ithiria albümünü çıkardı.

Klasik ve rock/metal müzikseverlerin, deneysel ve kaliteli türlerden hoşlananların, fantastik edebiyat ve tarih okurlarının başucu gruplarından olan Haggard, 13 Ekim 2024 Pazar günü %100 Metal Serisi kapsamında Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde özel bir konser sunacak.

%100 Metal İftiharla Sunar: İsveçli progresif metal grubu Soen “Memorial” Avrupa turnesi kapsamında dördüncü kez İstanbul’da!

Soen Hakkında:

Mayıs 2010'da Opeth'ten Martin Lopez, Testament'ten Steve Di Giorgio, Willowtree'den Joel Ekelöf ve Kim Platbarzdis'in büyük bir heyecanla duyurduğu Soen, bugün dünyanın her yerinde dinlenen progresif metal grubu olarak kariyerine büyük bir ivmeyle devam ediyor. 2010'un Ekim ayında ilk şarkı Fraccion dinleyicilerle buluştu ve Soen'in parlak kariyeri başlamış oldu.

Martin Lopez grubun ilk yıllarında müziğini tanımlarken üç kelimenin üzerinde sıkça durdu: Melodik, ağır ve karmaşık. Aradan 23 yıl geçti ve Martin Lopez'in bu sözleri grubun DNA'sına işlemiş durumda.

Joel Ekelöf ve Martin Lopez Fraccion ile başlayan kendini keşfetme, toplumu analiz etme gibi şarkı yazarken büründükleri kimlikleri ilerleyen yıllara da taşıdı. 2012'de Cognitive albümü grubun progresif müziğe yatkınlığını gösterdi. 2014'te çıkan Tellurian albümünde Soen'in progresif metaldeki vizyonu anlaşıldı ve rahat hareket kabiliyetine sahip olduğu ortaya çıktı. Lykaia albümü piyasada yerini aldığında da her progresif müzik dinleyicisi Soen'in adını duydu. Özellikle Türkiye'de Soen'in kitlesi bu albümle artmaya başladı.

Grubun dördüncü stüdyo albümü Lotus, Lykaia'ya benzer bir yapıda ancak farklı yönlere odaklanan bir yolculuk olarak yayımlandı. Grup üyeleri Lotus albümünde kaosla dolu modern toplum üzerine tez yazarmış gibi şarkılarını oluşturdu. Dolayısıyla Lotus, hem kişisel hem de evrensel değerler taşır. Rival, Covenant ve Martyrs adlı şarkılar dinleyici tarafında çok beğenildi ve konserlerin vazgeçilmezi oldu.

İsveçli ekibin 2021'de yayımladığı Imperial albümü müziği ve sözleriyle keskin sınırlar çizen 8 şarkı içeriyor. Üzerinde epey çalışılan albümün kurgusu ve dinamikliği Soen'in 2010'da çıktığı yolu genişletti. Soen artık ana yemeğin yanında yan ürünler de servis edebilen, progresif metali istediği gibi şekillendirebilen bir gruptu. Imperial turnesiyle Türkiye'ye üçüncü kez gelen grup arayı çok açmadan yaylılar ve geri vokallerle kaydettiği Atlantis albümünü de Türkiye’deki hayranlarına tam dolu salonda canlı olarak sundu. Soen bu kez imza sound’unu geliştirerek bir turne hazırlığı daha yapıyor.

Memorial Avrupa Turnesi

Grubun yedinci stüdyo albümü Memorial 2023’te yayımlandı. Unbreakable, Violence ve Memorial şarkılarıyla öne çıkan bu albüm Soen’in kancalarını daha vurucu şekilde belirtiyor ve kayıt kalitesiyle dikkat çekiyor. Progresif rock/metal gruplarının kanca yazımında zorlandığı bir dönemde Soen'in bu beceriyi pekiştirmesi hayranlarından övgüler aldı. Albüm genelinde Joel Ekelöf'ün vokalleri taşıyıcı rol üstlenirken, karmaşık müzik sekanslarında büyüleyici ve duygu yüklü bir sunuma dönüşüyor.

İsveçli ekip 22 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde dördüncü kez İstanbullularla buluşacak. İzmir ve Ankara’yı da kapsayan Memorial Türkiye Turnesi progresif müzik dinleyicilerini hem müzikal, hem de teknik açıdan mutlu edecek.

Ben Çoktan Gidersiniz Sanmıştım korku üzerine bir oyun

Aç tırnak, “Korku:

1. Yüzün münferit kısımları, mesela gözler ya da ağız, ya da gözler.

2. Lower Meersham’ın kuzey iç kesimlerinin güneydoğusunda bulunan başkenti. Nüfus: 8,000,001, yaklaşık olarak.

3. Korku

4. Üçüncü maddeye bakın.

5. Konuşma dilinde. Eski dilde. Fiil. Ya da isim. Duruma göre.” Kapa tırnak.

Bir adam, sözlük, Thom Pain, yalnızlık, çocukluk, bir arı ya da kelimeler, bencillik, aşk, kaybetmek, çok aşk, çok kaybetmek ve bir köpek; kocaman gözleri olan bir köpek.

Çok severken kaybedenlerin oyunu BEN ÇOKTAN GİDERSİNİZ SANMIŞTIM, gerçek hayatın, insan ve hayvan arasındaki ilişkinin yakın bir örneği.

Tek kelimeyle kusursuzluk diye tarif edilen bir aşkın içinde çok severken gidebilmek ya da romantizmin jargonunun dengeli olmak, beraber zaman geçirmek, dışarı çıkmak olarak belirlendiği bir dünyada bu kelimelerdeki acıyı anlamak için ciddi sarsılmalar, görme kaybı ve bir yıl evden çıkmama gerekliliği.

Bu oyun yaşam ile ölüm arasında kısa bir an. Korkutucu ve bir o kadar çekici. Korkularının üstüne gidebilenlerin kazandığını söyleyen bir tavsiyenin kenarı belki.

Çocukluğumuz elimizden kayıp giderken, gözlerimizle ve kalbimizle dünyanın tüm hislerini arzularken aldığımız birkaç nefes.

Geçecek diyen bir şarkı.

Ya da çocuk kalmanızı söyleyen bir öcü.

Karar sizin.

Sorusu olan var mı?

Bizim var:

“Sizin çocukluğunuz ne zaman bitti? Ne kadar kötü incindiniz, ne zamandı bu, daha bu kadarcıkken, bu küçücük, hemen incinebilir şeyken; iki büyük gözden, bir kalpten, birkaç yüz kelimeden başka bir şey değilken? Asla iyileşmememiz mükemmel değil mi? Yaralanmalarımız, yaralarımız, hanımlar beyler. Hafife alınmalarımız, suistimal edilmelerimiz, ah, cennet cennet. Korku içinde yaşamak, acıyı ihtiyaçlarımıza uygun hale getirmek. Ciddiyim. Ne mutlu bir hayat. Ne güzel bir oyun.”

Hayatta olmak müthiş bir şey değil mi?

Bilmem.

Belki.

Oyun Süresi: 70 dk

Cumhuriyet kahramanlarının anısına saygıyla…

Cumhuriyetimizin 100. yılında, günümüzden tarihe uzanan büyüleyici bir müzikal yolculuk...

Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne yapılan okul gezisi sırasında ortadan kaybolan dört arkadaş, kendilerini bir anda Mustafa Kemal’in Millî Mücadele’yi başlattığı Bandırma Vapuru’nda bulurlar.

Bandırma’yı sarsan dalgalardan Meclis’in açılışına, Büyük Taarruz’dan Cumhuriyet’in ilanına uzanan; genç, yaşlı, çocuk, kadın ve erkek nice isimsiz Cumhuriyet kahramanının yarattığı Millî Mücadele serüvenini müzik, dans, muhteşem sahne tasarımı ve multimedya şovu eşliğinde soluk soluğa izleyeceksiniz.100 kişilik dev kadronun bu eşsiz performansını kaçırmayın!

Barış Erdoğan ve İlker Arslan’ın sinema filmi senaryosundan esinlenerek uyarlanmıştır.

1923 müzikalindeki Gazeteci Feride, Tahtakaşık Meliha, Er Reşat gibi isimler kurgusal karakterlerdir.

Bu büyük destandaki nice isimsiz kahramana saygılarımızla…

Oyun süresi: 90 Dakika (Tek Perde)

İstanbul’un farklı iki zamanında yaşanan sokağa çıkma yasağı günleri...

İçinde ruhların, kalplerin durmadan yer değiştirdiği Çamlıca’da bir evin salonu... Komik ve içli bir ailenin, aynı salonda geçen, demansın bulanıklığı içinde bir zamandan bir başka zamana zıplayan, bir kaç nesillik hikayesi... Elden ele dolaşan bir avuç fındığın dem tuttuğu, hafızanın zamanı parçaladığı, her bir parçanın tekrar tekrar çağırıldığı, nihayetinde her ihtimalin mümkün olduğu buluşmalar...

Ve bu buluşmalara eşlik eden bir terennüm.

Müziğin sesini aç! 2-3 Kasım'da, %100 Müzik katkılarıyla, MIX Festival şehre dönüyor!

Müzikseverlerin kalplerini fethedecek olan MIX Festival, 2024’e yepyeni bir edisyon ve eşsiz isimlerle geri dönüyor.

MIX Festival, her sene olduğu gibi bu yıl da seçkin sanatçılar ve eşsiz performanslarla dolu bir program sunuyor. Bu yılın yıldızları arasında Amsterdam merkezli Türk psychedelic rock grubu Altın Gün, Şubat 2024'teki DJ setlerinden sonra tadı damağımızda kalan ve bu sefer canlı setlerini dinleyeceğimiz Digitalism (Live), atmosferik soul ve indie rock şarkıları ileLocal Natives, vokalist ve gitarist Clemens Rehbein ile basçı ve perküsyonist Philipp Dausch’un kurduğu Milky Chance, 2000’den beri yayınladığı şarkılarıyla dinleyenlere buruk bir huzur veren Starsailor, olağanüstü unutulmaz melodilerin ve karanlık sesleri yaratıcısı Trentemøller var.

Bu eşsiz festivalde müziğin büyülü dünyasına adım atacak olanlar için sürprizler bitmiyor. Balthavs psychedelic funk sound’u, her i̇şi̇n ustası Bedük, İngiliz müzisyen, DJ ve yapımcı Catching Flies, Modern zaman aşığı Cem Yıldız, eskinin pastoral yaklaşımlarıyla Hissikablelvuku, Luc Bruyère ya da yıldızının parladığı adıyla Lucky Love, bitmeyen bir merak hikayesi Monday in Neptune (Live), şarkıcı-söz yazarı ve ressam Σtella, kozmi̇k yolcular Temples ve kendini en rahat sözlü kelimeler, hikaye anlatımı ve rap ile ifade eden Yīn Yīn de festivali benzersiz kılacak! Daha fazlası için beklemede kal!

MIX Festival, her müzik zevkine hitap eden çeşitliliği ve müziğin farklı renklerini bir araya getiren programıyla sizleri büyüleyecek. Bu klasikleşen festivali kaçırmayın ve 2-3 Kasım'da Zorlu PSM'deki yerinizi alın!

Unutulmaz anlar için %100 Müzik katkılarıyla gerçekleşecek MIX Festival'de buluşmak üzere!