#TİKTAK KAMPANYASI

%100 Metal İftiharla Sunar: Progresif rock/metalin İsveçli üstadları Opeth, "In Cauda Venenum" albüm turnesiyle 13 Ağustos'ta Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde!

Otuz yılı aşkındır yayınladıkları her albümde progresif müziğe farklı pencereler açan; blues, caz, folk ve klasik müzik türlerine ustaca dokunuşlar yapan Opeth, bu yönüyle müzik tarihinin en önemli gruplarından biri. "Morningrise", "Still Life", "Blackwater Park", "Deliverence" ve "Damnation" albümleri dünya çapında geniş yankı uyandırırken İsveçli grubun yükselişinde kilit rol üstlendi. 2019'da yayımlanan "In Cauda Venenum" ise diskografinin en çekici albümleri arasında. Opeth, bu albümün Avrupa turnesiyle 5 yıl aradan sonra tekrar ülkemizdeki sevenleri ile buluşacak.

Görsel tasarımlarını Travis Smith'in yaptığı "In Cauda Venenum" yine yoğun bir müzikal anlatım barındırıyor. Opeth'i çok iyi tanıyanların yakalayabileceği esprili bölümler ve King Diamond'a göndermeler de cabası. Yine kaliteli bir Park Studios prodüksiyonu olan albüm İsveççe ve İngilizce sözlü versiyonlarıyla çıtayı bir seviye daha yükseltiyor. Grubun taşıyıcı gücü Mikael Åkerfeldt on şarkılık albümde, doğal bir his ve sesle hüzünlü ama keyifli melodileri bir araya getirip Opeth'in kimliğini incelikle geliştiriyor. Mikael albümün kendini ortaya koyuş sürecini şöyle anlatıyor:

"Albüm beni ve Opeth'i temsil ediyor. Sanırım hayranlarımız bizim şarkı yazımına yaklaşımımızı, grup olarak sound'umuzu anlayacaktır. "In Cauda Venenum" sürprizlerle dolu bir albüm. İsveççe ve İngilizce versiyonu için farklı isimler istemedim. Latince bir başlık iki versiyonda da iş görecekti. Opeth'in death metal günlerinden beri Latince isim düşünmüştüm. Açıkçası albümün adıyla ilgili bir kaynak bulamadım. In Cauda Venenum estetik görünüyordu. Travis'in görsel çalışmalarından birinde grup üyelerinin olduğu beş başlı bir akrep vardı. Tuhaf ama aynı zamanda merak ettiren bir sürece girdik. Akrep ve "Cauda Venenum" ifadesi bize yol gösterdi."

Yeni deneyimlerden korkmayan Opeth, duygu yoğunluğu derin ve dinleyicisinin kalbine/aklına dokunan müziğin peşinde. "In Cauda Venenum" yaratıcılığı yüksek, karizmatik görünümlü, her detayında Opeth imzası taşıyan bir albüm. Metal müziğin yanı sıra kaliteli ve uğraşılmış, kafa yorulmuş müzik arayan herkesin memnun kalabileceği nitelikte; doyum noktası belirlenemeyen, zamansız şarkılarla dolu. Avrupa turnesinin çoğunda kapalı gişe çalan grup büyümeye ve büyülemeye devam ediyor.

Opeth, Vera Müzik ve Freebird Agency organizasyonuyla, 13 Ağustos 2024 Zorlu PSM konserinde dünyada onları en çok dinleyen biz ülkemiz hayranlarıyla buluşacak. Progresif rock/metalin farklı müzik türleriyle dans edeceği bu özel gece, elbette ki bu turnenin en çok hatırlanacak konserlerinden biri olacak.

Alternatif rock, indie rock, grunge ve Britpop gibi farklı türleri başarıyla harmanlayan Blondshell güçlü rock enstrümantasyonuyla 13 Ağustos’ta Zorlu PSM’de!

Blondshell personası, kaotik, New Yorklu bir ailede büyüyen Los Angeles merkezli şarkıcı/söz yazarı Sabrina Teitelbaum'un en öfkeli, en dobra ve en kırılgan yönü yansıtıyor. Patti Smith, Joy Division, ve Velvet Underground gibi efsanevi isimleri dinleyerek huzur bulan Blondshell, şarkılarını adeta içini döktüğü itiraflar olarak yazıyor. Şarkılarında karanlık ve içine kapanık tonlar yoğun olsa da maceracı besteleri ve içten gelen sözleri aracılığıyla umutlu bir hisse kapılmamak mümkün değil.

“Blondshell” adını taşıyan albümünü Nisan 2023’te piyasaya süren müzisyen müzikseverlerin beğenisini topladı. Blondshell’in ustaca işlenmiş melodileriyle sizi öz keşfe çıkaracağı konser PSM Loves Summer by %100 Müzik kapsamında 13 Ağustos’ta Zorlu PSM %100 Studio’da!

%100 Metal İftiharla Sunar: Progresif rock/metalin İsveçli üstadları Opeth, "In Cauda Venenum" albüm turnesiyle 13 Ağustos'ta Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde!

Otuz yılı aşkındır yayınladıkları her albümde progresif müziğe farklı pencereler açan; blues, caz, folk ve klasik müzik türlerine ustaca dokunuşlar yapan Opeth, bu yönüyle müzik tarihinin en önemli gruplarından biri. "Morningrise", "Still Life", "Blackwater Park", "Deliverence" ve "Damnation" albümleri dünya çapında geniş yankı uyandırırken İsveçli grubun yükselişinde kilit rol üstlendi. 2019'da yayımlanan "In Cauda Venenum" ise diskografinin en çekici albümleri arasında. Opeth, bu albümün Avrupa turnesiyle 5 yıl aradan sonra tekrar ülkemizdeki sevenleri ile buluşacak.

Görsel tasarımlarını Travis Smith'in yaptığı "In Cauda Venenum" yine yoğun bir müzikal anlatım barındırıyor. Opeth'i çok iyi tanıyanların yakalayabileceği esprili bölümler ve King Diamond'a göndermeler de cabası. Yine kaliteli bir Park Studios prodüksiyonu olan albüm İsveççe ve İngilizce sözlü versiyonlarıyla çıtayı bir seviye daha yükseltiyor. Grubun taşıyıcı gücü Mikael Åkerfeldt on şarkılık albümde, doğal bir his ve sesle hüzünlü ama keyifli melodileri bir araya getirip Opeth'in kimliğini incelikle geliştiriyor. Mikael albümün kendini ortaya koyuş sürecini şöyle anlatıyor:

"Albüm beni ve Opeth'i temsil ediyor. Sanırım hayranlarımız bizim şarkı yazımına yaklaşımımızı, grup olarak sound'umuzu anlayacaktır. "In Cauda Venenum" sürprizlerle dolu bir albüm. İsveççe ve İngilizce versiyonu için farklı isimler istemedim. Latince bir başlık iki versiyonda da iş görecekti. Opeth'in death metal günlerinden beri Latince isim düşünmüştüm. Açıkçası albümün adıyla ilgili bir kaynak bulamadım. In Cauda Venenum estetik görünüyordu. Travis'in görsel çalışmalarından birinde grup üyelerinin olduğu beş başlı bir akrep vardı. Tuhaf ama aynı zamanda merak ettiren bir sürece girdik. Akrep ve "Cauda Venenum" ifadesi bize yol gösterdi."

Yeni deneyimlerden korkmayan Opeth, duygu yoğunluğu derin ve dinleyicisinin kalbine/aklına dokunan müziğin peşinde. "In Cauda Venenum" yaratıcılığı yüksek, karizmatik görünümlü, her detayında Opeth imzası taşıyan bir albüm. Metal müziğin yanı sıra kaliteli ve uğraşılmış, kafa yorulmuş müzik arayan herkesin memnun kalabileceği nitelikte; doyum noktası belirlenemeyen, zamansız şarkılarla dolu. Avrupa turnesinin çoğunda kapalı gişe çalan grup büyümeye ve büyülemeye devam ediyor.

Opeth, Vera Müzik ve Freebird Agency organizasyonuyla, 13 Ağustos 2024 Zorlu PSM konserinde dünyada onları en çok dinleyen biz ülkemiz hayranlarıyla buluşacak. Progresif rock/metalin farklı müzik türleriyle dans edeceği bu özel gece, elbette ki bu turnenin en çok hatırlanacak konserlerinden biri olacak.

Post-punk ve alternatif rock gibi türlerin yanına yerel kimliklerini koymaktan asla çekinmeyen Fontaines D.C. 20 Ağustos'ta PSM Loves Summer by %100 Müzik kapsamında Zorlu PSM’de!

Sürekli bir evrim halindeki Fontaines D.C., değişken duygular, etkileyici içgörüler, olgunluk ve duygusal derinlikleri bir araya getirerek, unutulmaz bir konser deneyimi sunmak için 20 Ağustos'ta PSM Loves Summer by %100 Müzik kapsamında Zorlu PSM Turkcell Sahnesinde!

2020 Brit Awards’da “En İyi Uluslararası Grup” ödülü veya 2021 “En İyi Rock Albümü” Grammy adaylıkları kariyerleri boyunca elde ettikleri prestijli ödül ve adaylıkların sadece bazıları. İrlanda'nın kültürüne, tarihine ve Dublin şehrine olan bağlılıklarıyla tanınan grubun söz ve müziklerinde İrlanda'nın kültürel dokusundan esintiler bulunur. Fontaines D.C.'nin müziği, post-punk ve alternatif rock gibi türlerden etkilenirken, bu etkileri kendi yerel kimliği ve müzikal geçmişiyle harmanlar. Dublin'in sokaklarını, yaşam tarzını ve insanlarını müziklerinde yansıtarak kendi benzersiz sesini oluşturur. Son albümleri Skinty Fia’da da bu kültürel etkiyi görmek mümkün. “Geyiğin lanetlenmesi" anlamına gelen bu sözün eski bir İrlandaca küfür olması veya anavatanlarıyla karmaşık bir ilişkiyi ifade eden, ona duyulan özlem duygusu ve onu terk etmenin çelişkili suçluluğunu içeren şarkı sözleri buna birkaç örnek olabilir.

Ön grup Yangın akabinde Fontaines D.C. ile adeta İrlanda sokaklarında gezintiye çıkacağımız 20 Ağustos gecesi Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde siz de bize katılın!

%100 Metal İftiharla Sunar. Avustralyalı prog rock virtüözü Plini 25 Ağustos 2024 tarihinde ilk kez Zorlu PSM Platinum Sahnesi'nde!

2013'te yayımladığı parçalarla progresif müzik basınına hızlı bir giriş yapan Plini, YouTube videolarıyla milyonlarca izleyiciye ulaştı. Kısa sürede adından söz ettiren sanatçı gitaristliğinin yanı sıra usta klavye becerileri ve sofistike enstrümantal düzenlemeleriyle sadık bir kitleye sahip.

1992 yılında Avustralya'nın Sidney kentinde doğan Plini, punk ve heavy metal gruplarını dinleyerek büyüdü ve genç yaşlarında yeteneği fark edilen bir gitaristti. Üniversitede mimarlık okurken evde kayıtlar yapmaya ve internette videolar paylaşmaya başladı. 2013 yılında 'Other Things' ve 'Sweet Nothings' adlı iki EP yayımladı ve her ikisi de prodüktörlerin dikkatini çekti. Yeteneğini sahnede sergilemeye başladıktan sonra takipçisi/dinleyicisi arttı ve bu süreç daha çok beste çıkmasını sağladı. 2016'daki ilk uzunçaları (LP) 'Handmade Cities' basın tarafından liste başlarına yazıldı, canlı performanslara atıflar yapıldı. Plini kendi kariyerini inşa ederken Skyharbor, Intervals, David Maxim Micic gibi gruplarla/sanatçılarla ortak çalışmalarda da bulundu.

2020'de yaptığı Impulse Voices albümüyle iyi besteciliğini hatırlatan virtüöz, teknik dehası ve büyük duygusal derinliğiyle hem progresif rock hem de caz füzyonunu kullandı. Bunun devamı niteliğinde olan "Mirage" EP'si (2023) karmaşık melodilerin basit ve gerçek güzellikle bir araya gelebileceğinin ispatı oldu.

Plini progresif müziğin sınırlarını sürekli zorlayan ve kendini yenilikler yapmaya teşvik eden bir müziyen. Bu motivasyonla dinleyicilerine ve diğer sanatçılara da ilham veriyor. Bu özelliğiyle O, sahnede lider güç konumunda. Yıllar geçtikçe yeri daha sağlamlaşıyor.

25 Ağustos 2024'te ilk kez İstanbul'da konser verecek olan gitarist teknik ve duygusal zekasının ürünlerini sergilerken, biz dinleyicileri ise bu anların tadını çıkaracağız.

%100 Metal İftiharla Sunar: Thrash metalin dev ismi Overkill, "Scorched" albümünün Avrupa turnesi kapsamında 31 Ağustos 2024 akşamı Zorlu PSM'de!

New Jersey'nin efsanevi thrash metal grubu Overkill, 80'lerin başından bu yana dünya çapında sahnelerde çalmaya devam ediyor. "Safkan Thrash" rotasından bir santim bile sapmadan rekor sayıda albümlere imza attı, birçok gruba göre daha uzun sürede turnede kaldı.

Adını Motörhead'in Overkill şarkısından alan grup neredeyse 35 yıldır konser salonlarını kasıp kavuruyor. Öyle ki, grup üyeleri 20 stüdyo albümü kaydetmesine ve yüzlerce turneye çıkmasına rağmen herhangi bir yıpranma belirtisi göstermiyor. Aksine; vokalist Bobby “Blitz” Ells ve bas gitarist D.D. Verni her zamankinden daha zinde ve başarılı. Overkill 31 Ağustos İstanbul konserinin de dahil olduğu sıradaki turnesinde amfileri patlama sınırına getirip hayranlarıyla beraber ter dökecek.

Overkill, thrash metal'de çok etkili olmakla kalmamış, aynı zamanda Anthrax ve Nuclear Assault ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri Doğu Yakası'nın en ikonik thrash gruplarından biri haline gelmiştir. Ülkemize de daha önce 6 kere gelen grup enerji dolu 7. konserini Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde verecek.

%100 Metal İftiharla Sunar: İsveçli senfonik metal grubu Therion, “Leviathan III” albümünün Avrupa turnesi kapsamında 7 Eylül 2024’te İstanbul Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde!

Türkiye’de geniş bir hayran kitlesi bulunan İsveçli senfonik metal grubu Therion, 2024’te İzmir, İstanbul, Eskişehir ve Ankara’da hayranlarına metal ziyafeti sunacak. Başarılı geçen Leviathan II turnesinden sonra Türkiye’ye gelmeye hazırlanan Therion, tenor ve sopranolardan oluşan geniş bir koroyla vereceği konserde, metal müzikle senfonik öğelerin, opera tarzında vokallerin ve klasik müzik altyapısının iç içe geçtiği kült şarkılarını göz kamaştıran sahne şovlarıyla seslendirecek.

Leviathan III turnesi kapsamında Türkiye’ye gelmeye hazırlanan Therion’un Christofer Johnsson, Thomas Vikström, Nalle “Grizzly” Påhlsson, Christian Vidal ve Sami Karppinen’den oluşan kadrosuyla hem müzikal hem de görsel bir şölen yaşanacak. Grubun Rise of Sodom and Gomorrah, Cults of the Shadow, Blood of Kingu, Invocation of Naamah, Black Sun, Wine of Aluqah, The Siren of the Woods, The Invincible, To Mega Therion, Typhoon, A Black Rose, Son of the Sun, The Crowning of Atlantis, Lemuria, Wine of Aluqah, Abraxas, Dies Irae gibi kült şarkılarına muhteşem sahne şovları eşlik edecek.

1987 yılında kurulan Therion metal müzikte senfonik öğeler, opera tarzında vokaller ve Orta Çağ’a özgü koroların uyumunu kullanarak oluşturdukları özgün tarzla müzik dünyasına damga vurdu. Müzikte öz değerlerinden hiçbir koşulda vazgeçmeyen ve kendisini her zaman yeni yollar keşfetmeye zorlayan grubun mimarı Christofer Johnson akla hayale sığmaz bir şey yaratarak yıllar boyunca birçok gruba ilham verdi. Keman, flüt, obua, viyolonsel gibi birçok klasik enstrümanın eşlik ettiği soprano ve tenorlardan kurulu korolar kullanan grup, bugüne kadar 18 stüdyo albümü yayımladı. Therion’un tüm hit şarkılarından oluşan üçlemenin ilk iki albümü “Leviathan I” ve “Leviathan II”, dünya çapında grubun hayranları tarafından büyük coşkuyla karşılandı. “Leviathan III” ise 15 Aralık 2023’te çıkacak ve Avrupa turnesiyle konser serisi devam edecek.

Therion “Leviathan III” albümünde de postmodern çağ sanatında Orta Çağ’a özgü koroları, opera tekniğiyle kullanılan vokalleri ve senfoni elementlerini distortion yüklü gitarlarla birleştirip “senfonik opera metal” kütüphanesine çarpıcı örnekler ekliyor. İsveçli topluluk albüme yerleştirdiği parçaların sırası, şarkılar arasındaki geçişler, sanatsal çalışmaların albüm kimliğine katacağı değerler konusunda beyin fırtınası yaparak eserlerine derinlik katıyor ve senfonik metalde önemli bir misyonu üstleniyor.

Apocalyptica, 'PLAYS METALLICA VOL. 2 TURU' kapsamında art arda iki gün, 18 ve 19 Eylül 2024'te İstanbul'a geri dönüyor!

Apocalyptica her zaman kendi tarzını yaratmış ve rock müziğin sadece enstrümanla değil, tutumla ilgili olduğunu kanıtlamış bir grup olarak tanınacak. 1996'da 'Plays Metallica By Four Cellos' albümünün çıkışından bu yana Apocalyptica, klasik eğitim almış bir grup çellistin, hepsi metal hayranı, klasik müzik ve hard rock dünyalarını birleştiren, hem inovatif hem de klasik bir tarz geliştirmiştir.

Eylül ayında Apocalyptica, 'PLAYS METALLICA VOL. 2 TURU 2024 kapsamında Turkcell Sahnesi’ni %100 Müzik'in kıymetli katkılarıyla kasıp kavuracak!

Apocalyptica, 'PLAYS METALLICA VOL. 2 TURU' kapsamında art arda iki gün, 18 ve 19 Eylül 2024'te İstanbul'a geri dönüyor!

Apocalyptica her zaman kendi tarzını yaratmış ve rock müziğin sadece enstrümanla değil, tutumla ilgili olduğunu kanıtlamış bir grup olarak tanınacak. 1996'da 'Plays Metallica By Four Cellos' albümünün çıkışından bu yana Apocalyptica, klasik eğitim almış bir grup çellistin, hepsi metal hayranı, klasik müzik ve hard rock dünyalarını birleştiren, hem inovatif hem de klasik bir tarz geliştirmiştir.

Eylül ayında Apocalyptica, 'PLAYS METALLICA VOL. 2 TURU 2024 kapsamında Turkcell Sahnesi’ni %100 Müzik'in kıymetli katkılarıyla kasıp kavuracak!

Müziğin büyülü dünyasına adım atanlara unutulmaz bir gece vaat ediyoruz! 27 Eylül akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde sahne alacak olan Monica Molina, içten vokali ve güçlü sahne performansıyla izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunacak.

Monica Molina, İspanyol bir şarkıcı ve müzisyen olarak kariyerine güçlü bir adım attı. Müzikseverlerin kalbine taht kuran sanatçı, ailesinin müzikal mirasından gelen yetenekle büyüdü ve kendi benzersiz tarzını oluşturdu. İspanyol gitarının büyüleyici tınılarıyla birleşen Molina'nın vokali, dinleyenleri derinden etkileyen duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.

Müziğinde geleneksel İspanyol ezgileri ve modern dokunuşları bir araya getiren Monica Molina, pek çok unutulmaz şarkıya imza atmıştır. Konserinde, hayranlarının en sevilen parçaları eşliğinde coşku dolu anlar yaşamasını sağlayacak. Bazı en sevilen şarkıları arasında:

"De Cal Y Arena": Monica'nın benzersiz vokalinin ve içten yorumunun mükemmel bir örneği olan bu şarkı, dinleyenleri duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.

"Mariposas": Müziğindeki hafiflik ve iç açıcı sözleriyle, "Mariposas" hayranlarının en sevdiği parçalardan biri olarak öne çıkıyor.

"Vuelvo a Casa": Monica Molina'nın güçlü sesini hissedebileceğiniz, duygusal bir bağ kurmanızı sağlayacak etkileyici bir şarkıdır.

Monica Molina, müziğe olan sevgisi ve yeteneğiyle bir aile geleneğini sürdürerek büyüdü. İspanyol müziğinin geleneksel öğelerini modern tarzla birleştirerek kendi benzersiz yolunu çizdi. Kariyeri boyunca sayısız ödül ve övgüye layık görülen sanatçı, müziğinin gücüyle izleyicilere dokunmayı başarıyor.

Monica Molina, zengin ve duygusal içeriğiyle dolu bir müzik kariyerine sahip. "Vuela," "De Cal Y Arena," ve "Mar Blanca" gibi başarılı albümleri, müzik eleştirmenlerinin takdirini kazanmış ve dinleyicilerin kalplerinde taht kurmuştur.

Monica Molina'nın müziğinin sihirli dünyasına katılarak unutulmaz anlar yaşamak için 27 Eylül akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde olmayı unutmayın! Kendi müziğini arayan, duygusal bir yolculuğa çıkmak isteyen herkesi bu etkileyici konserle buluşmaya davet ediyoruz.

%100 Müzik İftiharla Sunar: 20 yılı aşkın süredir gitarıyla dünyayı dolaşan ve müzik paylaşan günümüz ozanı Estas Tonne, değerli arkadaşlarıyla beraber İstanbul'a geliyor!

Estas Tonne dünyanın kültürel çeşitliliğinden ilham alan bir gitarist. Müziğinde birçok etkiyi ve hikayeyi yansıtıyor. Klasik müziğin unsurları, flamenkonun teknikleri, çingene müziğinin kökleri, Latin müziğinin karakteristik tınıları ve elektronik müziğin ses genişliği O'nun için zenginlik demek. Estas Tonne tüm bunları birbirine uyumlu bir şekilde bağlamayı başarıyor. Alışılmış kalıpların dışında, benzersiz bir form ve melodiye sahip tarz duymak isteyenlerin gideceği adreslerden biri burası.

Estas'ın performansları, müziğin duygusal ifade ve daha derin bağlantı yoluyla özgün bir şekilde ortaya çıkışının ayırt edici ses yolculuklarıdır. Her ses deneyimi, katılımcıları müziği içsel bir değişim aracı olarak keşfetmeye davet eden bir törenle; sesin ruhla buluştuğu kutsal bir alan yaratmayı amaçlıyor. Tarzlar arasında yüzen gitarist sadece sahnede değil; film, tiyatro, görsel sanatlar ve daha pek çok alanda projelere de imza atıyor.

Özgünlük ve derinlik denince akla gelen Estas Tonne, 28 Eylül'de Vera Müzik ve Eventation organizasyonuyla Zorlu PSM Turkcell Sahnesi'nde müzikle konuşacak.

Ghostly Kisses, tüm çekiciliğiyle 3 Ekim 2024'te Zorlu PSM'ye geliyor!

Fransız-Kanadalı Margaux Sauvé ve Louis-Étienne Santais'den oluşan Ghostly Kisses, yurtdışında kült bir dinleyici kitlesi oluşturarak uluslararası bir sansasyon haline geldi. İlk albümleri Heaven, Wait'in başarısı ve Ry X, Men I Trust, Lord Huron ve Pomme'u destekledikleri turnelerin ardından grup, hayranlarına en kişisel düşüncelerini paylaşabilecekleri anonim bir yer sunan 'Box of Secrets' girişimini başlattı. Keşfettikleri şey küresel, post-pandemik, postmodern bir acı çağıydı - dünyanın her yerinde hissedilen yoğun ve garip bir yalnızlık. Sauvé ve partneri Santais bu mesajları sentezleyerek, iç monologumuzu gün yüzüne çıkaran, dans pistine düşen gözyaşlarının en karanlık elektronik köşelerde mistik bir bağlantı bulmasını sağlayan büyüleyici Darkroom albümünü ortaya çıkardı.

İkilinin yazım tarzı, kendilerini uzakta hisseden insanlar arasında köprü kurma yeteneklerini yansıtıyor. Geleneksel olarak, Sauvé ve Santais'in her biri farklı bir odaya yerleşir, parçacıkları e-posta yoluyla paylaşır ve yalnızca fikirlere son şeklini vermek için bir araya gelirdi. Darkroom'un manyetik çalışmasının her parçası kendi dünyasını oluşturuyor; Sauvé'nin vokalleri yörüngelerini birleştiren parlak bir yay, hayranların paylaştığı anlar ve temalar yankı buluyor; Ghostly Kisses evreninin tamamı yalnızlığını ifade ederken bile bir arada. Ghostly Kisses, imkansız gibi göründüğü anlarda bile sevgi ve bağ kurmak için hayranlık uyandıran bir umut sunuyor.