Yeni albümünü 10 Haziran’da ilk kez Zorlu PSM %100 Studio’da çalacak olan Emre Kula, uzun yıllardır müziğin içinde. Onu pek çok özel projeden tanıyoruz. 2017 yılında çıkardığı Theory of Change ile birlikte solo kariyle de karşımıza çıkan Kula ile biraz müzik konuştuk. Konserde görüşmek üzere!
Röp: Andaç Üzel
Sizi pek çok projede görüp takip ettikten sonra solo kariyerinizi inşa ettiğinize de şahit olmak mükemmel bir deneyim. 2017 tarihli ilk solo albümünüz Theory of Change’in gerçekleşmesine ve solo kariyere sizi ne taşıdı? Albümün ilk şarkısının My Way olması da bir tesadüf değil diye düşünüyorum, ne dersiniz?
2000 başında ilk kez kendi grubum ile barlarda çalmaya başladım. Seçtiğimiz cover parçaların beraberinde benim besteleri de çalıyorduk. Bahsedilen “müzik camiası” ile tanışmam da bu grup ile yaptığım şeylerden sonra gerçekleşti. Solo kariyer aslında hep vardı ama araya yirmili yaşlarda müzikten para kazanıp, hayatta kalma uğraşı girdi. Biraz da serserilik… Ufak bir rötar ile heyecanı kaçmaya yakın bi zamanda albümü kaydetmeye başladım. İlk albümü daha genç halime borçlu olduğum için yaptım.
Solo kariyer, üretim süreçlerinizde neleri değiştirdi? Neler başka bir grubun ya da projenin içinde bulunmaktan farklı? Bu farklar nasıl hissettiriyor?
Başka bir grup, projeler, bir defaya mahsus kurulan orkestralar ve onların konserleri, farklı tarzlarda şarkıcılar ile çalışmak vb. şeylerin bir müzisyeni sadece müzikal olarak değil, sosyal zeka olarak da geliştirdiği düşüncesindeyim. Hayatı boyunca sadece tek grup ve aynı insanlar ile çalma fikrini düşünmek bile ürkütücü. Bunların hepsinden sağ çıkmak için müzisyenler kendi seslerini ararlar, o da dediğiniz solo kariyer. Ben de ürettiğim şeyler ile bir şeylerin parçası olmayı tercih ediyorum.
Güçlü vokaller, temiz ve tane tane kendini dinleten gitar tonları var tüm çalışmalarınızda. Müziğinizi neler etkiledi? Özellikle solo kariyer anlamında sizi en çok etkileyen ve Emre Kula’nın çalışmalarının peşine düşerken dinlememiz gerektiğini düşündüğünüz neler var?
Zor soru çünkü farklı tarzlarda şeyler dinlemeyi seviyorum ama ilk albümü düşünecek olursak orada daha çok power trio zihniyeti ile ilgiliydim. O sound da ister istemez o yaşlarda ilgili olduğum daha çok ‘gitar becerileri sergileme’ başlığı ile alakalı bir dönemdi. Şimdilerde durum benim için daha farklı.gitarcılık bestecilikten sonra geliyor ve müzik ne gerektiriyorsa, müziğin ihtiyacı ne ise o oluyor.İsim vermekten ziyade yaptıklarımı dinleyenlerden etkilendiğim şeyleri duymak daha eğlenceli oluyor, o yüzden ikinci albüm çıkınca o yorumları çok merak ediyorum ben şimdi isim saymayayım.
Şarkı sözlerine gelmek istiyorum… İngilizce ile kendinizi çok rahat ifade ettiğinizi ve şarkılarınızın da ruhunu İngilizce sözlerle bulduğunu düşünmekle birlikte sormak isterim; Türkçe sözleri de işitecek miyiz sizden?
Eğer ki bir parçada güzel bir şeyler yakalanırsa neden olmasın? Bu durumda benim önceliğim her zaman müziğin ihtiyacı oluyor ve geçenlerde bir ihtiyaç oldu bakalım…
10 Haziran’da, yeni albümü herkesten önce Zorlu PSM 100% Studio’daki lansman konserinize katılan dinleyicileriniz dinleyecek. Bu sürpriz ve hoş lansman fikri nasıl ortaya çıktı? Neler göreceğiz lansmanda? Belki bize ufak ipuçları vermek istersiniz?
İlk albümün ilk konserini de 100% Studio’da yapmıştık, o zaman ‘Theory of Change’ konserden önce çıkmıştı. Yani bu standart ve herkesin yaptığı temsili kendi albümüm ile bir kere yapmışlığım var, Hatta bir çok grup ve ekip ile bunu defalarca yapmışlığım var. Fakat 10 Haziran’da yaşayacağımız bence daha farklı ve özel olacak. Pandemi zamanı çıkarttığım üç single dahil 10 tane yeni şarkıyı ilk defa canlı olarak sahnede çalacağız. O akşam gelenler o şarkıları ilk defa duyacaklar ve biz de bütün akşamı daha sonra yayınlamak üzere iyi bir şekilde kaydedeceğiz. Bir iki ufak tefek şaka daha var konserle alakalı ama onlar o akşama kalsın. Gitarda Barış Manisa, davulda Onur Başkurt ve Bas gitarda Cem Konuk ile orada olacağız. Konserden sonra kapı önünde görüşmek üzere.
Emre Kula - İkinci Albüm İlk Konser biletleri Passo'da!
