ALİ SUNAL VE EKİBİ, MİNİK YETENEKLERİ BÜYÜK SAHNELERE HAZIRLAMAYI HEDEFLİYOR

Çocukların sanatla buluşmasına öncülük eden Gymy Kids x Ali Sunal Tiyatro Kulübü, yeni sezonunda Zorlu PSM Galeri Alanı'nda sahne alarak daha geniş bir kitleye ulaşmaya hazırlanıyor. Ali Sunal ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda, tiyatro kulübünün kuruluş amacını, yeni sezonda neler sunacaklarını ve çocukların sahne sanatlarıyla nasıl buluşturulacağını konuşacağız. Sunal, sanata olan tutkusunu ve çocuklara nasıl ilham verdiklerini detaylandırırken, tiyatro eğitimlerinin çocukların gelişimine nasıl katkıda bulunduğunu da bizlerle paylaşacak. Ali Sunal’ın liderliğindeki bu heyecan verici projeyi ve sahne arkasındaki detayları kaçırmayın!

-Gymy Kids x Ali Sunal Tiyatro Kulübü’nü geçtiğimiz yıl büyük bir ilgiyle karşılandığını gördük. Bu başarının ardından, kulübü Zorlu PSM gibi önemli bir mekâna taşımak nasıl bir duygu?

Çocuklarımız hem bu ülkenin hem de dünyanın geleceği oldukları için çok değerli. Onları doğru yönlendirmek büyük bir sorumluluk. Velilerden sık sık "Çocuğumuzu nereye yönlendirebiliriz? Neresi uygun olur?" gibi sorular alıyoruz. Çocuklar tiyatroya, oyunculuğa, drama gibi sanat dallarına büyük ilgi duyuyor. Aynı şekilde aileler de, çocuklarının gelişimine katkıda bulunacak bu tür etkinliklere önem veriyor. Ancak bir yere kefil olmak, "Burası iyi" demek çok zor. Çünkü işleyişini bilmediğiniz bir yeri önermek doğru olmaz. Binayı görüp karar veremezsiniz.

Bu soruların üzerine düşünürken, çocuklara en doğru eğitimi nasıl verebiliriz diye araştırmaya başladım. Zamanlarını boşa harcamadan, ticarethane mantığıyla değil, gerçekten fayda sağlayan bir yapı nasıl oluşturulabilir diye düşündüğümde, sanki hepimiz bu iş için hazırmışız gibi her şey kendiliğinden gelişti. Doğan’la buluşmamız ve Gymy Kids çatısı altında bu fikri hayata geçirmemiz gerçekten harika oldu. Gymy Kids’in sunduğu imkanlar ve çocuklar için oluşturduğu ufuk açıcı ortamla birleşerek mükemmel bir birliktelik sağladık. Geçtiğimiz sezon son derece keyifliydi; çocuklar ve değerli oyun arkadaşlarımızın çoğu bu sezona da devam etmek istedi ve şu an hepsi bizimle.

İlk sezon aslında bir nevi emekleme dönemiydi, yani bir demo sezon gibiydi. Ancak çok başarılı olduk. Bu başarı bize cesaret verdi ve Zorlu PSM ile iş birliği yapabilecek duruma geldik. Zorlu PSM de bize kapılarını açtı. Bu şehrin ve ülkenin sanat adına önemli merkezlerinden biri olan Zorlu PSM’de yer almak, bizim için büyük bir heyecan ve gurur kaynağı. Sadece bir buçuk sezon sonrasında burada olabilmek, bugüne kadar doğru işler yaptığımızın bir göstergesi. Bu iş birliği bizi çok mutlu etti ve gururlandırdı.

-Bu projenizden bahsederken "Hayalimiz çocukların öğretmenleriyle sahne tozu yutması" şeklinde bir ifade kullanmışsınız. Bu vizyonu biraz daha açabilir misiniz? Bu hayal nasıl ortaya çıktı ve tam olarak neyi hedefliyorsunuz?

Bütün çocuklarımızın zamanı çok değerli. Zamanlarının büyük bir kısmı okulda geçiyor; eve geldiklerinde dinlenmek, uyumak ve zamanlarını iyi değerlendirmek istiyorlar. İyi bir eğitimin yanında, onların ilgilerini çekecek ek faaliyetler bulmaları ve bu alanları keşfetmeleri de önemli. Bu anlamda tiyatro, büyük bir misyon ve sorumluluk taşıyor. Çünkü bir çocuğu geliştirirseniz, aslında dünyayı geliştiriyorsunuz, dünyayı güzelleştiriyorsunuz.

Tiyatro sahnesi ve sahne sanatları, çocukların da büyüklerin de hep merak ettiği bir alan. "O sahneye çıkınca neler hissediliyor? Ben de yapabilir miyim?" gibi sorular herkesin aklında. Düşünün ki çocuk yaşta sahneye çıkıyorlar, sahne tozunu yutuyorlar, kulis adabını öğreniyorlar, ezber yapıyorlar, heyecanı yaşıyorlar. Kulis arkasında hızlıca kostüm değiştirip yeni rollere hazırlanıyorlar, birbirlerine saygı duymayı ve paylaşmayı öğreniyorlar. Tüm bunların yanında sahneye çıkmak ve birçok seyircinin karşısında olmak, çocukların kendilerini ifade etmeleri, özgüven kazanmaları açısından son derece değerli.

Bizim vizyonumuz, çocukların bu kısıtlı ve kıymetli zamanda onları geliştirecek faaliyetlerle buluşması. Bunu yaparken de eğlenmelerini, keyif almalarını sağlamak. Ana hedefimiz bu. Elbette bu süreçte oyuncu kumaşına sahip olan bir çocuğumuz varsa, onu da destekleriz. Ancak herkesin oyuncu olması gerekmiyor. Sahneye çıkmanın ve sahne tozunu yutmanın, hayat boyu sürecek avantajlarını ve tecrübelerini çocuklara kazandırmak asıl amacımız. Buna yürekten inanıyoruz.

-Hedeflerinizden biri geleceğin tiyatro seyircisini yetiştirmek ve çocuklara tiyatroyu sevdirmek. Bu hedef doğrultusunda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz ve çocukların tiyatroya olan ilgisini nasıl artırmayı planlıyorsunuz?

Öncelikle, çocuklara bu sanata ne kadar saygı gösterilmesi ve sevgiyle yaklaşılması gerektiğini aşılamaya çalışıyoruz. Eğitim sürecinde, bu işin ne kadar meşakkatli olduğunu, büyük bir emek istediğini, yaratıcı drama ve tiyatro eğitimleri sırasında kendileri de deneyimlemiş oluyorlar. Sezon sonu gösterisine hazırlanırken tiyatronun ne kadar ciddi ve zor bir sanat dalı olduğunu fark ediyorlar. Bu süreç, onlarda otomatikman bir hayranlık ve saygı uyandırıyor.

Bunun sonucunda, tiyatroya, sahne gösterilerine, müzikallere olan ilgileri ve tutkuları artıyor. Ayrıca, nasıl izleyici olacaklarını, bir gösteriyi, sanatı ve eseri nasıl değerlendireceklerini, nasıl alkışlayacaklarını da öğreniyorlar. Çünkü o alkışları kendileri de sahnede deneyimlemiş ve hissetmiş oluyorlar. Bu da onlar için tarif edilemez bir güzellik.

Sanatla büyüyen, sanatla iç içe yaşayan bir çocuktan korkmanıza gerek yok; onlardan sadece güzellik gelir. Bu inançla, çocuklara sanatı sevdirmeyi ve geleceğin tiyatro seyircisini yetiştirmeyi hedefliyoruz.

-Gymy Kids’in yeni sezonunda çocukları neler bekliyor? Yaratıcı drama ve temel tiyatro eğitimi gibi alanlarda ne tür yenilikler veya sürprizler var?

Yeni sezonda, pedagojik formasyonlu yaratıcı drama ve tiyatro öğretmenlerimizle çocuklara eğlenceli bir deneyim sunmayı hedefliyoruz. Amacımız, onlara güzel vakit geçirirken aynı zamanda bir donanım sağlamaktır. Tüm çalışmalarımızın ve derslerimizin temeli bu olacak.

Yaratıcı drama ve tiyatro eğitimini destekleyen egzersizlerle, çocukların kendilerine olan güvenini artırmayı, insanlara hitap etme yeteneklerini geliştirmeyi, sahnedeki duruşlarını ve kendilerini ifade etme becerilerini güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, seslerini nasıl kullanacakları konusunda da onlara çeşitli teknikler ve yönlendirmeler sunacağız.

Bunun yanı sıra, meraklı olan çocuklara tiyatroyu sevdirmek ve ilgi uyandırmak amacıyla çeşitli teknik dersler ve aktiviteler düzenleyeceğiz. Diğer öğretmenlerimiz de daha teknik konularda detaylı bilgiler verebilirler. Bu yeni sezon, çocuklar için dolu dolu bir deneyim sunacak!

-Zorlu PSM gibi prestijli bir sahnede çocuklarla çalışmak, onlara tiyatro eğitimi vermek size ve ekibinize ne tür sorumluluklar getiriyor?

Zorlu PSM gibi bu kadar değerli, kıymetli ve şehrin pırlantası olan bir kurumda çocuklarla çalışmak gerçekten büyük bir heyecan kaynağı. Onlar çok şanslılar; düşünün ki Zorlu PSM'de sahneye çıkacaklar. Ben bile bu sahneye çıkmadım, ama değerli kardeşlerimiz bu deneyimi yaşayacak. Onlar sayesinde belki ben de sahneye çıkma şansı bulurum ve Zorlu PSM’nin tozunu yutarım.

Çocukların açamayacağı kapı yok. Bu fırsat onlara sadece sahne yolunu açmakla kalmıyor; aynı zamanda çok güzel bir eğitim almalarını sağlıyor. Harika bir mekanın yanı sıra, eğitim ve öğretim kalitemizi de artırma sorumluluğumuz var. Bu nedenle, sıradan bir şey olamaz. Zorlu PSM’de verilen bir eğitim, bir kurs ya da tiyatro dersi sıradan olamaz. Bizim amacımız, bu kalitenin hakkını vermek ve çocuklara en iyi deneyimi sunmaktır.

-Geçtiğimiz sezonun sonunda sahnelenen "Benimle Oynar Mısın?" oyunu çok beğenildi. Bu yıl için planladığınız özel bir gösteri veya etkinlik var mı?

Gerçekten hoş geldiniz, güle güle! O sezon sonu gösterisinde gözyaşlarımı tutamadım; ağladım. O çocukların heyecanı, emeği ve yaptıkları işten duydukları haz, sahnede onları görmek beni çok duygulandırdı. Tabii ki, alkışların büyük bir bölümü, bu çocukları hafta sonu demeden oraya getiren, onların bu yolculuklarında destek veren ebeveynlere aitti. Onlara en büyük alkış!

Oyun gerçekten harika oldu ve sezon sonu gösterisi herkes üzerinde derin bir etki bıraktı. Biz geçen sezon şubat ayında başladık; bir sezon daha beklememek adına hızlandırılmış bir kurs düzenledik. Şubat ayında başladık, haziran ayında bu şahaneliği yaşadık. Eylül sonunda yeni sezon başlayacak ve bu kez gösteri haziranda olacak. Bu durumda, bizi muhteşem bir şey bekliyor olacak.

Peçetelerinizi hazır tutun; gurur gözyaşlarıyla çocuklarımızı ve oyun arkadaşlarımızı seyredeceğiz!

-Gymy Kids etkinliklerinde farklı yaş gruplarına yönelik eğitimler veriyorsunuz. 6-8, 9-12 ve 13-16 yaş grupları için tiyatro eğitiminin içeriği nasıl şekilleniyor? Bu yaş gruplarının gelişimlerine nasıl katkıda bulunuyorsunuz?

Birbirlerine çok benzeseler de, aslında farklı iki disiplin olan yaratıcı drama ve tiyatro sanatını birbirinden ayırarak ve gerektiğinde el ele yürüyerek ilerlediğimiz bu eğitim sürecinde; çocuklarımızın yaratıcılık sınırlarını eğlenerek zorlamayı, oyun kurallarının çerçevesinde özgürleşerek iletişim becerilerini geliştirmeyi, bireysel yeteneklerini ön plana çıkarmayı ve bu yetenekleri hem bireysel olarak hem de takım ruhuyla kullanmanın yöntemlerini oyun odaklı bir bakış açısıyla aşılamayı hedefliyoruz.

Bunu yaparken, çocuklarımızı belirli yaş gruplarına ayırmamızın sebebi, onların fiziksel gelişimlerinin yanı sıra duygusal gelişimlerini de göz ardı etmemektir. Örneğin, yedi yaşındaki bir çocuk ile dokuz yaşındaki bir çocuğun duygusal deneyimleri oldukça farklı olabilir. Aradaki iki yıl, yetişkinler için küçük bir rakam gibi görünse de, çocuk gelişiminde büyük bir etkiye sahiptir.

Eğitmen kadromuz; tiyatrocu, yaratıcı dramacı ve okul öncesi eğitmenlerinden oluşmaktadır. Eğitim programımız da bu kadronun ortak görüşleri ve istişaresiyle şekillenmektedir.

Müfredat ve içerik açısından baktığımızda; alt yaş gruplarında yaratıcı drama daha ön plandayken, üst yaş gruplarında temel tiyatro çalışmalarına daha fazla ağırlık vermekteyiz.

-Doğan Akdoğan’ın genel koordinatörlüğünde yürütülen bu projede, onun katkılarını ve iş birliğinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğan benim kardeşim gibi; sosyal hayatta beraberiz, arkadaşız, abi-kardeş gibiyiz. Sanat hayatında da bir abi-kardeşliğimiz var. Yaptığı işi çok iyi yapan, çok önemseyen bir tiyatro aşığı ve sevdalısı. Karşısındaki yaş grubu ne olursa olsun, o yaşa inebilen nadir insanlardan biridir.

İlk olarak Doğan'la konuştuğumda, "Abi, yaparız, çıkarız yola," dedi. Bu sayede bu kursu ve tiyatro kulübünü oluşturduk. Daha önce kefil olamadığım şeylere, Doğan sayesinde kefil oldum. Artık adımı da yazarım, bu işin altına elimle de koyarım, kafamla da koyarım. Ona çok güveniyorum ve çok güzel bir iş çıkardığını görüyorum. Beraber daha iyi yerlere geleceğiz, aynı yolda olduğum için çok mutluyum.

İnsanlar, gönül rahatlığıyla Doğan’ın kurduğu bu eğitim sisteminin parçası olduğu için çocuklarını getirebilir ve emanet edebilirler. Zaten çocuklar, "Doğan öğretmeni seviyor musunuz?" sorusuna en doğru yanıtı verecektir. Onunla çalıştığımız için çok şanslıyız; o çok dolu ve donanımlı bir eğitimci.

-Tiyatro kulübünde eğitmenlerinizin ve diğer profesyonellerin çocuklarla olan etkileşimi nasıl şekilleniyor? Eğitim süreci boyunca çocuklar nasıl bir gelişim gösteriyor?

Çocukların gelişim sürecini değerlendirdiğimizde, ailelerin bunu fark edeceğine eminim. Burada bir şey söylemek, insanın kendini ve kurumunu övüyormuş gibi hissettirse de, gerçekten müthiş bir gelişim gözlemleniyor. Özgüven, sorumluluk alma, arkadaşlarıyla paylaşma becerisi gibi alanlarda büyük ilerlemeler kaydediyorlar. Bu, eğitim sürecinin amaçlarından biridir.

Eğitmenlerimiz, pedagojik formasyona sahip oldukları için çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini çok iyi biliyorlar. Asıl amaç, çocuklara güzel ve kaliteli zaman geçirtmek. Bu süreçte onlara öğretirken, bilgi birikimlerini artırarak daha donanımlı hale getirmeyi hedefliyoruz.

-Son olarak, Gymy Kids x Ali Sunal Tiyatro Kulübü ile sahneye adım atan çocuklar ve aileleri için vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Bu yolculukta onlara ne önerirsiniz?

Ailelere şöyle bir mesaj vermek istiyorum: Doğru yerdeler, içleri rahat olsun. Hepimiz, bu değerli sahne arkadaşlarımıza destek olmak için buradayız.

Çocuklara ise en önemli mesajım, her şeyi bir kenara bırakıp öncelikle keyif almaları ve eğlenmeleridir. Çünkü yaptığımız iş gerçekten çok eğlenceli.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR