MEHRO'NUN MÜZİKAL YOLCULUĞUNDA ANIN DEĞERİ, KUTSAL ANLAR VE HAYALLERİ

12 Eylül’de %100 Studio’da ağırladığımız mehro ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, müzikle olan ilk anısını Jimmy Eat World'ün “The Middle” şarkısı eşliğinde salonda dans ederek yaşadığını paylaşıyor. Sahneden önceki rutinlerinde kendini ruh haline sokmak için olumlamalar yaparken, fiziksel hareketlerin de önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, prodüktör Cory Enemy'den aldığı “kutsal parçalarınızı koruyun” tavsiyesinin kendisi için ne denli değerli olduğunu vurguluyor. Hayalinin, şu anda yaşadığı anlarda ve İstanbul'daki konserlerinde olduğunu belirterek, müziğin getirdiği zorlukların ve güzelliklerin farkında olduğunu ifade ediyor. mehro'nun ilham verici düşünceleri ve müziği, dinleyicileriyle buluşma arzusunu derinlemesine ele alıyor.

-Müzikle ilgili ilk anın nedir?

Salonda çıplak bir şekilde Jimmy Eat World’ün “The Middle” şarkısı eşliğinde dans etmek.

-Sahnenden önce uyguladığın bir rutin var mı?

Not defterime bir şeyler yazmayı, bazı olumlamalar yapmayı, bunu neden yaptığımı kendime hatırlatmayı seviyorum… Seyirciye hak ettiklerine inandığım bir gösteri sunmak için kendimi belirli bir ruh haline sokuyorum. Bu yüzden kendimi oraya odaklamam gerekiyor, hareket etmek iyi geliyor. Mesela birkaç şınav çekebilirsem, havaya birkaç yumruk atabilirsem bunu yapmak bana iyi gelir, air-boxing gibi kısacası. Olabildiğince odaklanmaya ve sakinleşmeye çalışırım.

-Başka bir müzisyenin sana verdiği en iyi tavsiye neydi?

Aklıma ilk gelen kişi; Cory Enemy adında bir prodüktör. Dedi ki; sizi bu müzik oyununa sokan parçanızı kendiniz için Kutsal tutun. Bazı parçalarınızı kutsal tutmalı ve ne pahasına olursa olsun onları korumalısınız. Bu her zaman aklımda kalan ve kalbimde çok değerli bir yere sahip olan bir şeydir.

-Bize bir hayalinden bahset, sırada senin için ne var?

Hayal şu an. Hayatı şu anda yaşamak asıl hayal. Başkaları her zaman bana “bunlar iyi zamanlar, şu anda yaşadıkların iyi zamanlar” diye nasihatlar veriyor. Bazen berbat da olabiliyor çünkü seyahat etmek gerçekten zor ve can sıkıcı olabiliyor. Kısa bir süre içinde bir sürü konser vermek, otel odalarını paylaşmak falan… İyi ve kötü kaybolmuyor, sadece değişiyor. Bunu biliyorum. “Daha büyük mekanlara gittiğimizde sorunlar ortadan kalkacak” gibi bir şey değil bu. Hayır, sorunlar sadece değişecek. Yani her şeyin kaynağı biziz, her şeyin kaynağı burası. Eğer bunu izleyen kimse “Bunu elde ettiğimde mutlu olacağım” diye düşünüyorsa, işler böyle yürümüyor. Bulunduğumuz anda kendinize bir amaç bulmanın yolunu bulmalısınız ve etrafınızdaki okyanuslar ne kadar kabarırsa kabarsın, su akıp yolunu bulacaktır. Hayalim şu anda İstanbul’da bu güzel mekanda sizlerle ve bu gece burada olan herkesle birlikte bu konseri gerçekleştirebilmek ve Rehia bize bu hediyeleri verdi. Bu benim en son albümüm ve bunu elleriyle boyamış ve bir araya getirmiş. Bu paha biçilemez bir şey. Pırıl pırıl birinin size böyle bir hediye verebilmesi bir hayal. İşte hayal bu. Umarım soruyu yanıtlayabilmişimdir.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR