MASALSI VE PASTORAL FOLK'TAN PROGRESİF ROCK'A: MIDLAKE

6 Eylül akşamı %100 Studio sahnesinde olacak Midlake, neredeyse 10 yıllık bir aradan sonra tekrar İstanbul’a geliyor. Mart 2022’de yayımladıkları beşinci stüdyo albümleri For The Sake of Bethel Woods ile Midlake, Antiphon’da tanımladıkları progresif üslupla icrasına devam edip, ilk yıllarına rengini veren deneysel folk tınılarını psikedelik elementlerle yeniden keşfetmiş. Biletlerini henüz almayanlar için passo.com.tr

Kayıp ve umut, izolasyon ve paylaşım, amacın sona ermesi ve yenilenmesi gibi tezatlı ve birbirini tamamlayan nitelikte hislerde gezinen For The Sake of Bethel Woods, aynı zamanda grubun ATO Records etiketi taşıyan ilk albümü. Midlake‘in şimdiye kadar olan işlerinden belki de en hikâyesel olanı denebilecek beşinci uzunçalarda grup ilk kez dışarıdan bir prodüktörle işbirliği yapmış. Erykah Badu’dan St Vincent’a, Sigur Rós’tan Warpaint’e sayısız müzisyen ve grupla çalışmış Grammy ödüllü John Congleton’ın prodüktörü olduğu, aynı zamanda misklediği albüm için; ilk parçalardan itibaren enerjinin yüksek tutulduğu ve yer yer salındığı aranjmanlarla dinamik, dolu ve tematik bir sound benimsenmiş. Enstrümantasyonları da her zaman olduğu gibi oldukça zengin.

Eric Pulido, McKenzie Smith, Eric Nichelson, Jesse Chandler ve Joey McClellan’ın oluşturduğu Midlake’in kökleri Denton, Texas’taki University of North Texas College of Music’e dayanıyor. Grup, üyeler birer caz öğrencisiyken; The Dears, Department of Eagles, Ezra Furman, Father John Misty, The Flaming Lips, Fleet Foxes gibi isimlerin de kataloğunda bulunduğu ikonik bağımsız etiket Bella Union ile bir anlaşma imzalayarak kariyerine resmen başlıyor. Les Inrockuptibles, Wintercase, End Of The Road Festival ve South by Southwest gibi festivallerde çaldığı sıralarda dünyanın dört bir yanında dinleyici kitlesi elde etmeye başlamış grup uzun soluklu yaşantısına göre alçakgönüllü bir diskografiye sahip. Ekipten ayrılan kurucu üye Tim Smith dışındaki tüm elemanlar ise 1999 yılından beri birlikteler. Hepsi aynı zamanda Denton’da Paschall Bar adlı bir mekânın da ortak sahipleri.

İlk albümleri Bamnan & Slivercork (2004), lo-fi klavyeler ve electronica’nın flüt ve basonla buluştuğu, egzantrik bir evren yaratan bir iş. Üstelik mastering’i de Abbey Road Studios’da yapılıyor. Bunu takip eden The Trials of Van Occupanther (2006) ise ekibin ilk dev teklisi “Roscoe”yu doğurmuş olmasıyla beraber grubun kurgusal bir dünya yaratma sürecini de keşfe aldığı bir albüm. Midlake’in belki de en başarılı görülen üçünü çıkarması The Courage of Others (2010) ise grubun Amerikan folk rock sınırlarında Fleetwood Mac, Grandaddy, Radiohead ve King Crimson gibi isimlerin izlerini yaşattığı, unutulmaz Midlake parçalarından “Acts of Man”i de barındıran uzunçaları. Aynı zamanda Tim Smith’in bulunduğu son albüm.

Grubun tarihi içerisinde bir bakıma milat oluşturmuş kurucu üye Smith, dördüncü albüm Antiphon’un (2013) yapım sürecinde ekipten ayrılıp, bir miktar parçayı da yanında götürüyor. Bu koskoca değişikliğin ardından Pulido’nun önderliğinde Antiphon’u yayımlayıp uzun bir turneye çıktıktan sonra ise grup ortak bir kararla belki de çoktandır ihtiyaç olmuş bir ara veriyor aktivitesine. Smith’in vedası, üyelerin farklı şeyleri keşif dönemleri, yeni aile üyeleri ve yitirilen birkaçı derken dokuz yıl sonra, 2019’da tekrar bir araya geliyorlar. Tabii ki kısa süre sonra pandemi ortaya çıkıyor ve son albümün yapım süreci bambaşka bir serüvene bürünüyor. Sonucunda çözülüm ve yenilenme hislerinin aşılandığı, muhteris ve samimi bir albüm olan For The Sake of The Bethel Woods, grubun ikinci döneminin resmen devam etmekte olduğunu doğrulayan nitelikte.