9 Haziran’da PSM Loves Summer kapsamında İstanbul'a buyur edecek Roosevelt, Avrupa’nın yükselişteki bağımsız müzisyenlerinden M. Byrd’ü de yanına alıp %100 Studio sahnesinin tozunu atacak.
10 yıllık kariyerinde CHVRCHES, Balthazar, Glass Animals, Jax Jones, Rhye ve Sundara Karma gibi isimlerin parçalarını remikslemiş, 2012’den beri sayısız beste yapıp, dört yıl içinde üç albüm çıkararak üretkenliğiyle dudak uçuklatmış Roosevelt, ya da asıl adıyla Marius Lauber, indie elektronik ve synth-pop sentezi sound’uyla şimdiye dek Primavera Sound, Montreaux Caz Festivali, Governors Ball ve Sziget gibi dev festivallerde sahne aldı. 30’una girmeden ne kadar yetkin bir şarkı yazarı ve prodüktör olduğunu küresel boyutta ispatlayan Alman müzisyen, rengârenk sahne ışıkları altında İstanbullu dinleyicilerini bir kez daha büyüleyecek.
Roosevelt’in Polydans (2021) albümünün turnesi boyunca kendisine eşlik etmiş, yeni turnesinde de eşlik etmeye de devam edecek müzisyen M. Byrd ise dijital platformlarda çoktan milyonlarca dinlenmiş teklileri “Mountain” (2020) ve “Morning Sun”’dan (2021) beri istikrarla daha fazla dinleyiciye ulaşmaya devam ediyor. Yankılı gitarı, pozitif şarkı sözleri ve istekli vokaliyle; 2010’lar indie rock sahnesine mâl olmuş isimlerden Deerhunter, The War On Drugs, Sufjan Stevens ve Kurt Vile’ı akıllara getiren M. Byrd, Ağustos 2021’de yayımladığı kısaçaları Orion EP ile de 6 milyondan fazla dinleyene ulaşmayı başardı. Türünü neo-psych-folk olarak tanımladığı parçaları, sözleri ve düzenlemeleriyle tatil yolunda arabanın açık camından kafayı çıkarıp, gözleri kapayıp sadece rüzgârı hissetme duygusunu tümüyle bünyesinde barındıran 25 yaşındaki müzisyen, nihayet kavuştuğumuz yazın başlangıcını taçlandıracak gibi gözüküyor.
Hamburglu Maximilian Bart’ın hikâyesi, kendi deyimiyle “Amsterdam ve Paris arasında bir yerde” başlamış. Türkiye asıllı Alman lo-fi shoegaze’ci Ilgen-Nur’un Power Nap (2019) albümünün Avrupa turnesi boyunca bas gitar çalmış Byrd, turne otobüsünde gaza gelip diğer grup üyelerine demo kayıtlarını dinletiyor. Yolcular tarafından hevesle karşılanan ve cesaretlendirme yağmuruna tutulan Byrd, bunun vesilesiyle kariyerine resmen start verme kararı alıyor.
“Mountain” ve “Morning Sun”ı da içeren Orion EP’deki tüm şarkıları buna benzer koşullarda bestelemiş: Hepsi son birkaç yıl içinde Avrupa’da; Danimarka, Fransa ve İzlanda’ya yaptığı uzun yolculuklar esnasında kaleme aldığı parçalar. Bu yüzden bestelerinin seyahat hâlinde olmanın getirdiği merak hissini ve pastoral manzaraları anımsatması işten bile değil.
Hayatı boyunca kişisel ve müzikal deneyimlerin tadını çıkararak geçirdiğini ve farklı stüdyolarda ve turne koşullarında çok şey öğrendiğini söyleyen M. Byrd; yaptığı müziğin yolda olmaktan, ilerlemekten ve büyümenin gerçekleşmesine izin vermekten ilham aldığını söylüyor. Kendi serüvenindeki deneyimlerin diğer insanlara da ilham verebileceğini fark ettiğini anlatmış. Kim bilir; Roosevelt ile çıktığı İstanbul dâhil 18 şehri kapsamına alan bu uzun turne, belki de onun için ilk stüdyo albümünü oluşturacak birbirinden atmosferik ve pozitif parçalara ilham olur.