HAKAN KURTAŞ İLE BEN ÇOKTAN GİDERSİNİZ SANMIŞTIM’I KONUŞTUK

Thom Pain’in konusunu özetlemek biraz zor. Sıra dışı bir metin ve özel bir performans izleyenleri bekliyor. 30’lu yaşlarında bir adamın modern yaşamla yüzleşmesini, onu anlamlandırmaya çalışmasını anlatan bir oyun. Yalnızlık, aşk, çocukluk, mutluluk, ölüm, bencillik, kaybetmek…

"Thom Pain" karakterine ve bu oyuna sizi çeken & heyecanlandıran ne oldu?

Bu karaktere beni çeken şey; hepimizin aklına zaman zaman gelen korkuları, isyanları, özlemleri, coşkuları, sorguları kısıtlanmış bir anlatı örgüsü yerine bilinç akışıyla çağrışarak düşünen ve hisseden biri oluşu oldu. Ve bunu birtakım iddiaları alaşağı ederek, kendini fazla önemseyen her şeyi paramparça ederek yapıyor.

Oyunun orijinal isminde “Based On Nothing” (Hiçbir Şey Hakkında) ibaresi var. Geçmiş, bugün, performansın doğası, korku, kayıp, erkeklik ve daha çok birçok başlığa temas ediyor. Oyunun temel meselesi sizce ne?

Hayattaki her şey. Ve bir yandan da hiçbir şey. Bahsettiğiniz terimlerin bizleri dönüştürdüğü anlar, kişiler. Sadece tek bir duygu yerine aynı anda birkaç duygunun ahengi. Bazen de anksiyetesi.

Metnin lineer bir anlatımı yok. Tamamen bağlam dışı bir şekilde izlesek, varoluşsal bir stand-up gösterisi olduğunu bile sanabiliriz. Oldukça da mahrem hissettiriyor performansınız. Lineer anlatıma alışık bir seyirci için biraz kafa karıştırıcı olabileceğine dair bir endişe yaşadınız mı?

Bu bir oyun. Evet bir tiyatro metni. Ama aynı zamanda bir deneyim. Sadece benim için değil, hepimiz için. Tek kişilik değil o yüzden. O alanda o gün kaç kişiysek o kadar kişilik bir deneyim. Sadece ilk açık yara haline dönüşen, ilk geçecek diyerek gülümseyen veya asla geçmeyecek gerçeklere kahkaha atan benim. Sonra hep birlikte yapıyoruz bunu. Başından sonuna tek bir duygu etrafında durmadan ağlamak ya da durmadan gülmek isteyenlere göre bir anlatı olmayabilir. Daha çok bir sürü duygunun ne zaman ortaya çıkacağını bilemediğimiz nazik ama tekinsiz bir oyun. Minik bir düşüncesini bile değiştirme ihtimaline açık cesarette olanlara göre daha heyecanlı geleceğini düşünüyorum.

Oyunda özellikle zorlayıcı veya tatmin edici bulduğunuz belirli sahneler veya anlar oldu mu? Seyircilerin bu performanstan ne hissederek ayrılmasını istersiniz?

Seyirciyle temas halinde olduğum her an. Bu interaktif bir soru cevap olmasa da olur. Anlattığım bir anıdaki o anı hissettiğini seyircinin bir mimiğinden bile anladığım o minik anlar. O anlar oyunun sonunda yüzlerce ana dönüşüyor. Bu yüzden yalnız başlayıp hep birlikte bitiriyoruz oyunu.

Daha da iyi biri olmak için minik bir cesaret.

Bu sizin bildiğimiz kadarıyla ilk tek kişilik oyununuz? Sahnede yalnız olmak nasıl bir histi?

Yalnız başlıyorum doğru. Ama yalnız bitirmiyorum. Bu his eşsiz. Delikli bir rüyadaki müthiş bir an gibi.

İbrahim Çiçek ve yaratıcı ekip ile nasıl bir süreç geçirdiniz? Hazırlık ve prova döneminden biraz bahsedebilir misiniz?

İbrahim’le kelime kelime an an çalıştık metni. O kadar ki kafamın ve kalbimin içindeki levhaya kazınmış oldu bütün nedenselliği oyunun. Tüm ekibimiz benim için büyük şans. Her birinden ayrı ayrı bir sürü şey öğrendim, öğreniyorum. Ve hepsinin Thom’a ayrı bana ayrı inandıklarını gördükçe sahneye hiçbir zaman yalnız çıkmayacağım. İyi ki!

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR