GRAMMY ÖDÜLLÜ CENK ERDOĞAN İLE ÖZEL RÖPORTAJ

Grammy Ödülü sahibi Cenk Erdoğan ve muhteşem ekibi, 17 Şubat'ta touché'de unutulmaz bir performansla müzikseverleri ağırlayacak.

Müziğin her enstrümanın kendi benzersiz sesini taşıdığına inanan Cenk Erdoğan, bu inançla, yeni ruhunu perdesiz gitarının sihirli notalarıyla paylaşmaktan büyük bir heyecan duyuyor.

1997 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik (Kompozisyon) Bölümüne burslu olarak giren Erdoğan, müziğe olan tutkusunu burada keşfetti.

Cenk Erdoğan'ın müzikal serüveni, Kamil Özler, Neşet Ruacan, Şevket Akıncı gibi ustalardan gitar teknikleri ve caz kompozisyonu üzerine aldığı eğitimlerle başladı. 2000 yılında kurduğu "On CUE" adlı grubuyla çeşitli caz kulüplerinde sahne alarak bestelerini seslendirdi. 2001 yılında birincilikle mezun olduktan sonra, 2003 yılında Cengiz Onural'ın "Bir Nefes Hayat" albümünde aranjör olarak yer alarak müzik dünyasında adını duyurdu.

2008 yılında Sinan Sakızlı prodüktörlüğünde çıkardığı ilk albümü "İle" ile dikkatleri üzerine çeken Erdoğan, aynı yıl Çağan Irmak'ın yönettiği "Issız Adam" filminin müziklerini aria ile yaparak birçok ödül kazandı. San Francisco'da kaydedilen ikinci albümü, dünya çapında tanınan isimlerle işbirliği yaparak Amerika'da Berkeley Jazz School Records etiketiyle yayınlandı.

Cenk Erdoğan Trio, Grammy Ödüllü bir gitarist olan Erdoğan'ın perdeli-perdesiz gitarı, Özgür Salıcı'nın bası ve Korhan Ogan'ın davuluyla birleşerek dinleyicilere unutulmaz bir gece vadediyor.

Bu müzikal deneyimi yaşamadan önce, Cenk Erdoğan ile yaptığımız mini röportajı okuyarak sanatçının müzik dünyasındaki yolculuğunu daha yakından keşfedebilirsiniz.

Caz müziğine olan ilginizi nasıl geliştirdiniz?

İlk dinlediğim Warren Bernard CD'sindeki bir gitar solosu çok dikkatimi çekmişti. Alışıla gelmiş gitar sololarından farklıydı ve ben anlayamıyordum neler çalındığını. Bu benim daha da fazla bu stili merak etmeme sebep oldu. Daha sonrasında yakın dostum Nedim Ruacan’ın babasının caz gitaristi olduğunu öğrendim ve evlerine gittiğimde duyduğum seslerin anlamını çözmeye başladım. O dönemden sonra da ilgim hiç azalmadan devam etti.

Kazandığınız Grammy Ödülü müziğe bakış açınızı değiştirdi mi?

Müzikal bakış açısının bir “motto”dan ileri geldiğini düşünüyorum ben. Her albümün ve bestenin kendi hikayesi vardır ve farklı hislere temas eder. Ödüller elbette çok motive edici, hele ki bizler için. Grammy ödülü hayallerimin çok ötesindeydi. Bakış açım değişmedi ama bir kez daha bu ödüle layık olmak için daha da fazla kamçılandım diyebiliriz.

Hangi müzisyenleri dinlemek size ilham veriyor?

Burada yazmaya kalksam sayfalar yetmez. :) Ben her türlü müziği ve müzisyeni dinleyen birisiyim. Tek bir stili hiç dinlemedim, her daim farklı renkleri merak ettim. Ama şunu söyleyebilirim; kendi müziğini besteleyen sanatçıları daha çok seviyorum ve takdir ediyorum. Bana bir hediye veriyorlar gibi hissediyorum ve kıymetlerini bilmeye çalışıyorum.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR