GECE YOLCULARI İLE 20 YIL: MÜZİĞİN VE DOSTLUĞUN ZAMANA DİRENEN YOLCULUĞU

Gece Yolcuları, müziğe başladıkları yıllardan bu yana Türk pop-rock müziğinde unutulmaz izler bıraktı. 20. yıl dönümlerini 28 Eylül akşamı %100 Studio’da verecekleri özel konserle kutlamaya hazırlanan grup, bu süre zarfında kazandıkları başarılar, yaşadıkları zorluklar ve müzikal evrimleriyle dikkat çekti. Grubun kurucuları Edis İlhan ve Uğur Arslantürkoğlu, geçmişten bugüne uzanan bu özel yolculuğu ve geleceğe dair planlarını bizimle paylaştı. Hayranlarıyla kurdukları güçlü bağlar ve gerçekleştirdikleri özel projelerle de adlarından sıkça söz ettiren Gece Yolcuları'nın, müzikseverlerle buluşacağı bu özel konser öncesinde, grubun 20 yıllık hikayesini daha yakından keşfetmeye hazır olun.

-Zorlu PSM'de gerçekleştireceğiniz 20. Yıl Özel Konseriniz için hazırlık süreciniz nasıl ilerliyor? Hayranlarınızı nasıl sürprizler bekliyor?

-20. yılımız için İstanbul’dan başlayacağımız konser serimizin ilki ve en önemlisi Zorlu PSM 20. Yıl Özel Konserimiz olacak. İstanbul merkezli bir grup olduğumuz için çok büyük bir beklenti var. Biz de sevenlerimize çok özel bir gece hazırlamak niyetindeyiz. Sahne, repertuar, konuklar ve diğer sürprizlerle her şey muhteşem olacak. Şimdiden tüm akış ,sahne ve performans provaları başladı diyebiliriz. Çok heyecanlı ve sabırsızız.

-Bu özel konserde hangi şarkılarınızı seslendireceksiniz? Konser programınızda sürpriz konuk sanatçılar olacak mı?

Gece Yolcuları Diskografisi’nin en değerli şarkılarını, keyifli bir akış, özel bir sahne performansı ve en önemlisi de farklı düzenlemelerle sevenlerimizle paylaşacağız. Bu arada, müzikal kariyerimize dokunan, önemli kilometre taşlarımızda yanımızda olan, sahne ve müzik çalışmaları yaptığımız, sektör içinden ve dışından özel konuklarımız da bizimle olacak. Birlikte unutulmayacak bir gece geçireceğiz.

-Grubun içindeki uyumu nasıl sağlıyorsunuz? Bu kadar uzun süre birlikte çalışmanın sırrı nedir?

20 yıl… Gerçekten de genç bir müzisyenken başlayan ve tüm ömrünüzü sığdırdığınız bir yolculuk bu. Tıpkı adımız gibi. Mottomuz gibi.

“Müzisyenin hayatı bir gece yolculuğu gibidir. Uzun, hayallerle dolu, ilham verici ve heyecanlı. Biz bu yolun aşığıyız. Biz bu yolun yolcusuyuz.”

Bu sadece aşkla ifade edilebilecek bir teslimiyet. Müziğe, sahneye ve tüm zorluklarına duyulan bir aşk. Bu aşka sahip olunca bu uzun yolu birlikte yürüyebiliyorsun. Sonrası ise tamamen teknik. Birbirini seven ve saygı duyan insanlardan oluşan ve fikirlerin özgürce tartışılabildiği bir yapı kurarsanız, tutkunuzu kaybetmezseniz, yürütmek çok da zor olmuyor. Evet, inişli çıkışlı, fırtınalı bu yolda tabii ki her şey tospembe değil. Ama feda ettiğiniz hayat, kazandıklarınızın ve mutluluğunuzun yanında hiçbir şey. Bu derece sevilmek çok özel. Ve bu sizi çok dayanıklı kılıyor.

-Gece Yolcuları olarak 20 yılı geride bıraktınız. Bu süreçte grubun en unutulmaz anısı nedir?

O kadar çok ki. Amatörlükten, profesyonelliğe tüm müzikal yaşamımız o yolculuğun iyi ve kötü anılarıyla dolu. Tabii ki ilk albümümüzün ilk kitlesel konseri unutulmaz bir anıydı bizim için. Tüm çabanızın anlam kazandığı o ilk an. Bir İzmit Açıkhava konseriydi. İlk single “Unut Beni”nin ilk notası ile birlikte yükselen çığlıklar. Şarkıyı bizimle söyleyen binler. Artık fragman bitti! Film başlıyor hissi. Kalabalıklar karşısında çok sevildiğinizi canlı canlı hissetmek olağanüstüydü.

-Aldığınız ödüller ve kazandığınız başarılar arasında sizin için en anlamlı olanı hangisiydi?

Kariyerimiz boyunca birçok kurum ve kuruluşlardan ödüller plaketlerler aldık. En anlamlı ödül ise yolda yürürken sizi gören çocukların, gençlerin şarkılarınızı söylemesi ve son dönemde de uzun soluklu dinleyicilerimizin hayatlarına şarkılarımızın nasıl dokunduğu ile ilgili hikayelerini bize anlatmaları oluyor. İnanın çok mutlu oluyoruz.

-Gece Yolcuları'nın hayran kitlesiyle ilişkisi nasıl? Hayranlarınızla ilgili unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?

Aslında jenerasyonlardır süren kesintisiz bir ilişki bu. Müzik yaptığımız dönem itibariyle çok renkli ve çok boyutlu bir ilişki. Analog dönemden dijitale, bambaşka diller kullanarak. Bambaşka sosyal gruplarla, bambaşka yöntemler kullanarak. Bu yüzden kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Hem bu jenerasyonlara müzik yaparak, hem de o dönemlerde yaşayarak çok özel bir deneyime tanıklık ediyoruz.

Onlarla ilişkimiz uzun soluklu ve her dönemin kendi iletişim diliyle senkronize olarak kesintisiz sürdü. Sevenlerimiz, yakın ve uzak yerlerden şarkılarımıza anlamlar, resimler, hayatlar yüklediler. Değerli kıldılar şarkılarımızı. O değer ölçüsünde de bize değer verdiler. Konserlerimizi doldurdular, şarkılarımızı dinlediler. Birlikte yazdık hikayemizi. Onlara şükran borçluyuz.

Özel bir anı olması açısından şunu paylaşabiliriz:

Sadık bir dinleyicimiz, yıllarca bizim konserlerimize önce kendi başına daha sonraları ise kızı ile katılıyordu. Böyle yıllarca sürdü, kızı büyüdü. Öğrendik ki şimdi kızı hamile ve yeni bir dinleyici daha kazanacağız. Çok tatlı olacak. Üçüncü kuşak dinleyicimizi en kısa zamanda aramıza bekliyoruz. Biberonlarımızla.

-Yeni albüm veya single çalışmaları üzerinde çalışıyor musunuz? Yakın zamanda müzikseverlerle paylaşacağınız yeni projeler var mı?

Önce single ve sonra da yeni albümümüzü yayınlamak için sıkı bir şekilde çalışıyoruz. Hepsini paylaşmak için sabırsızız.

-Albümlerinizde ve şarkılarınızda en çok etkilendiğiniz müzisyenler veya gruplar kimlerdir?

Dünyadan ve ülkemizden müziğimizin temellerinde kırıntıları olan bir çok değerli müzisyen, solist, besteci var tabii ki. Mesela ülkemizin büyük bestecileri arasından; Neşet Ertaş, Timur Selçuk, Onno Tunç, Orhan Gencebay. Solistlerden saymamız gerekirse; Sezen Aksu, Nilüfer, Ajda Pekkan, Barış Manço, Cem Karaca, Müslüm Gürses. Özellikle de Türk müziği özelinde gruplar arasından MFÖ bizim için çok kıymetli olmuştur her zaman. Ama sayısız diğer örnekler de çok şeyler öğrettiler bize. Moğollar, Gündoğarken, Yeni Türkü, Bulutsuzluk Özlemi ve adını hemen hatırlayamadığımız, özgün besteleri ile alanında devrim yaratarak müziğimizi inşa etmiş gruplar. Dünya müziğine gelirsek; grubumuzun her bireyinin dinlediği tüm müzik türü ve müzik tarzları, müziğimizde muhakkak bir parçasını bırakmıştır. O yüzden sevdiğimiz etkilendiğimiz grupları yazarsak saymakla bitmez. Buna karşın biz özgün bir yol bulabilmek için çok mücadele ettik. Ve mücadele ettiğimiz dönem grup müziği için her şeyin çok zor olduğu dönemlerdi. Bir şeyin şubesi olmamak zorundaydık. Özgün bir iş yaratmaya mecburduk. Bu bizi çok motive etti. Sonunda da başardık.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR