Londra çıkışlı DJ, prodüktör ve radyo sunucusu Emerald, karanlık ama enerjik setleri, melodik yoğunluğu ve hikâye anlatıcılığıyla elektronik müzik sahnesinde hızla yükseliyor. Bu yıl Sónar Istanbul 2025’te sahne alacak olan Emerald, festivalin merak edilen isimlerinden biri. Biz de onunla müzik üretim sürecinden, yeni EP’sinden, sahneye dair heyecanına kadar pek çok konuyu konuştuk. Cevapları kadar enerjisi de yüksek olan bu keyifli röportaj öncesinde, Emerald’ı tanımak isteyenleri şöyle alalım: Spotify
Merhaba Emerald! Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğin için çok teşekkürler. Sorulara geçmeden önce sormak isterim; 2024 senin için nasıl geçti, 2025 nasıl gidiyor?
Benim için bir zevk! Harika geçti diyebilirim. Zamanımın çoğunu stüdyoda geçirip yeni müzikler yazdım. Mayıs başında ikinci EP’mle birlikte kendi plak şirketimi kurmak üzere hazırlanıyorum. Son birkaç yıl benim için değişimlerle doluydu, bu da her zaman ilginç bir uyum süreci oluyor ama ben değişimi seviyorum.
‘Freak In The Streets’ parçanın görsellerine bayıldım! Aynı zamanda karanlık ve melankolik havasıyla bana çok keyif veriyor. Turne programın da gösteriyor ki elektronik müzik sahnesinde sağlam bir yer edindin. Bizi en başa götürür müsün? DJ’liğe ve müzik prodüksiyonuna seni çeken şey neydi?
Teşekkürler! Neden tüm prodüksiyonlarım bu kadar karanlık bilmiyorum haha, içimden gelen bu sanırım. Bence bu tutkunun tohumu babam sayesinde ekildi; büyürken dev bir plak koleksiyonu vardı ve o da bir dönem DJ’lik yapmış. Annem de kulüp müziklerini çok severdi, özellikle trance türünü. Ama ben zaten küçüklüğümden beri müziğe takıntılıydım; her türü çok severdim, o zamanlar daha çok dijital olsa da koleksiyon yapmayı çok severdim. İlk adımım radyo sunuculuğuyla oldu, sonra yavaş yavaş çalma teklifleri gelmeye başladı ve son 15 yılı aşkın sürede bu teklifler arttı. Prodüksiyon ise benim için hâlâ yeni bir alan. Kendimi yeniden “sınıfa” sokmak, yeni bir şey öğrenmek, bilgimi genişletmek ve kendi müziklerimi çalma deneyimi yaşamak istedim. Küçükken piyano çalıyordum ve sanatçı gözünden o müzikal ifade etme halini gerçekten özlemiştim.
Prodüktör, DJ ve ayrıca radyo sunucususun, tüm bunları keyifle ve başarıyla yapmak harika olmalı. Eminim bu kombinasyon üretimlerine de farklı bir perspektif katıyordur. Genelde bir parçaya nereden başlıyorsun ve seni en çok ne motive ediyor bu süreçte?
Her zaman davullarla başlıyorum. Bence ritim, bir parçanın en önemli unsuru. Sonra her şeyi onun etrafında inşa ediyorum. Gerçi çoğu kişi böyle başlıyordur muhtemelen. Ama bende önce neredeyse bir rüya gibi bir hikâye ya da görsel beliriyor. Müziği yapmadan önce kafamda bir görüntü oluşuyor; bir sahne, bir film karesi gibi. Mesela Freak In The Streets’te aklımda güçlü, seksi bir kadın vardı ama bir köpek ruhu tarafından ele geçirilmiş, geceleri Londra sokaklarında dev deri botlarıyla koşturuyor, ortalığı karıştırıyor, tam bir çılgın. Sonra bu sahneye uygun müziği yazdım.
Özellikle COVID sonrası elektronik müzik sahnesinin evrildiğini düşünüyorum; hâlâ genişlemeye devam ediyor ve yeni topluluklar oluşuyor. Bugün bu değişimi nasıl görüyorsun ve önümüzdeki birkaç yılda nereye evrileceğini düşünüyorsun?
Bu soruyu duymak güzel çünkü şu sıralar genelde duyduğum şey; endüstrinin COVID sonrası çökmekte olduğu. Kulüpler, festivaller hızla kapanıyor ya da iptal ediliyor. Ekonominin durumu yüzünden işler az, bütçeler kısıtlı ve bunu hepimiz fazlasıyla hissediyoruz. Ama perde arkasında çok fazla şey yapılıyor: düşünce grupları, kolektifler, değişim için çalışan ekipler… O yüzden ben iyimser kalmak istiyorum. Önümüzdeki birkaç yıl içinde tekrar açılan kulüpler, başlayan festivaller, daha güçlü bir topluluk hissi ve devlet desteği göreceğimize inanıyorum. DJ’ler için bol bol iş olacak, insanlar yeniden dışarı çıkıp kulüplere akacak ve gece hayatı hak ettiği değeri geri kazanacak!
Yakın gelecekte heyecan duyduğun projeler, çıkacak işler veya yaratıcı yönelimler var mı? Ayrıca, iş birliği müzik üretiminde büyük rol oynuyor. Birlikte çalışmak istediğin sanatçılar ya da yakında göreceğimiz iş birlikleri var mı?
Evet! Hayatımın ikinci EP’si yolda! Adı Limerence ve romantik takıntının 4 aşamasını anlatıyor: Attraction (Çekim), Obsession (Takıntı), Frustration (Hayal Kırıklığı), Resolution (Çözülme). Bu dört parça sırayla, her ay bir tanesi yayımlanacak. Sonra EP’yi plak formatında çıkaracağım ve bunların hepsi yepyeni plak şirketim Precious Stones üzerinden olacak.
Sonar İstanbul 2025 planların neler? Hangi parçaları çalacaksın ve heyecanlı mısın? (Çünkü biz bayağı heyecanlıyız! 😊)
Ben de çok heyecanlıyım! İstanbul’u gerçekten çok seviyorum. Kedileri görmeyi, her gün Türk kahvaltısı yapmayı dört gözle bekliyorum. Yeni işlerimden bol bol çalacağım, ayrıca her zamanki gibi biraz acid, techno, electro… Biraz karanlık, seksi şeyler de olacak!
Sabırla ve içtenlikle cevapladığın için çok teşekkürler. İstanbul’un en güzel festivallerinden birinde seninle tanışmayı ve dans etmeyi dört gözle bekliyoruz! Umarım seyirciden memnun kalırsın ve Zorlu PSM’nin dans pistinden tatlı anılarla ayrılırsın. Turlarken kolaylıklar!
Ben teşekkür ederim, görüşmek üzere!