Hamburg'da bir plak mağazasında tanışıp arkadaş olan İsmail Tüfekçi ve Jens Moelle’in 20 yılı deviren projesi Digitalism, Zorlu PSM’de sahne alacak. Plakçıda tanışmalarının ardından mağazanın sahibi onlara bir parti için DJ'lik yapmalarını teklif etti ve bu şekilde bir araya gelip birlikte müzik karıştırmaya ve kaydetmeye başladılar. Yıllardır dans odaklı electro house ve türevleri ile sevgimizi kazanmış, popüler ve tanınan eserlere imza atan ve geniş bir dinleyici kitlesi tarafından sevilen ikili Digitalism ile bir söyleşi yaptık.
2007 yılında Kitsuné'den yayınladığınız kült LP’niz “Idealism” ile müzik sahnesinde büyük bir etki yaratmıştınız. Pogo, FIFA 08'de ve Need for Speed’de de kullanılmıştı. Ne büyük bir hitti... O dönemden bu yana müzik kariyerinizde ve kişisel olarak neler değişti?
Her şey ve hiçbir şey! Elbette 20 yıl öncesinde, Digitalism’i kurmadan önceki döneme kıyasla her şey farklı. O zamanlar sadece Hamburg'daki bir yerel plak dükkânında çalışıyor ve plak satıyorduk. Kendi plaklarımızı yayınlamaya başladığımızdan beri, müziğimizi duyurma, geniş kitlelere ulaştırma ve dünyanın dört bir yanındaki birçok ülkede, şehirde, mekânda ve festivallerde sahne alma fırsatımız oldu. Aniden dünya bize açıldı. Müziğimizin önce Kitsuné tarafından, sonra da birçok kişi tarafından keşfedilmesi büyük bir şanstı. Video oyunlarının büyük hayranları olduğumuz için en büyük oyunların soundtracklerinde yer almak bizim için bir onurdu. Yıllar içinde şarkı yazımı, müzik prodüksiyonu, sahne performansı gibi birçok konuda çok şey öğrendik. Şüphesiz, o zamana göre şimdi çok daha bilgeyiz. Ancak her zaman köklerimize, misyonumuza ve sound'umuza sadık kaldık ve ana yolumuzdan fazla sapmamaya özen gösterdik. Bu nedenle, bir bakıma Digitalism'i başlattığımız zamanki gibi hala aynıyız. Kişisel olarak yer değiştirdik (örneğin Jens Londra'ya gidip geldi), ancak hala (ya da tekrar) her şeyin başladığı stüdyoda, Hamburg'da yapraklarla kaplı bir mahallenin ortasında, II. Dünya Savaşı'ndan kalma bir sığınakta, beton duvarlar arasında ve gün ışığı olmadan müzik yapmaya devam ediyoruz.
Idealism’in yayınlandığı 2007 dönemi, özellikle electro'nun oldukça popüler olduğu ve French touch akımının etkisinin sürdüğü bir zaman dilimiydi. Bu dönemi düşündüğünüzde, French touch günlerini özlüyor musunuz? Kitsuné'nin derlemelerini özlediğimizi belirtmek isteriz.
O derlemeler harikaydı! Herkes bir sonrakinde ne olacağını merakla bekliyordu ve Kitsuné'deki tüm sanatçılar, yüz çizimlerinden oluşan ve plaklar için tasarlanmış olan o büyüyen koleksiyonda yer almak istiyordu. Orada yer alırsanız, bir anlamda başarmış oluyordunuz. Harika bir dönemdi ve hem bizi hem de çevremizdeki sanatçıları çok etkiledi. 2000'li yıllarda, elektronik sanatçıların grupları remikslediği ve indie grupların kulüplerde çaldığı, türlerin ve sahnelerin büyük bir birliktelik içinde olduğu bir zamandı. Ama biz kişisel olarak asla geçmişe bakmıyoruz, sadece önümüzde ne olduğuna odaklanıyoruz. Yarınları düşünmeden tam bir nostaljiye kapılmanın bir anlamı yok. Bu sadece ilerlemenizi engeller.
Müziklerinizi Hamburg'da bulunan bir II. Dünya Savaşı sığınağında kaydediyordunuz ve bazı müziklerinizi kaydetmek için LA'de çok zaman geçirdiğinizi biliyoruz. Şu sıralar dünyada neredesiniz? Hala Almanya’daki sığınakta mı kayıt alıyorsunuz yoksa başka bir macera mı yaşıyorsunuz?
%100 Hamburg'daki sığınak stüdyomuzdayız! Burası her zaman müzikal kalbimiz ve evimiz oldu, hala 15-20 yıl öncesiyle aynı, belki biraz daha düzenli ve şimdi bir espresso makinemiz var. Ama biz sıcak ve ham çalışmayı tercih ediyoruz; burada bazı ekipmanları takıp hoparlörleri açıyoruz (kimse umursamıyor) ve müzik yaratmaya başlıyoruz. Stüdyomuzda günün ya da mevsimin ne olduğunun bir önemi yok... Her zaman aynı. İnsanlar bu tür yerlere “liminal space” (sınır alanı) diyorlar, zamanın dışında kalmış bir alan gibi. Bu tür yerlerde en yaratıcı hale gelirsiniz çünkü her şeyi kendiniz yaratmanız gerekir, hiçbir dekorasyon yok. Estetik değil ama sonuçlar ham elmaslar gibi.
Idealism’den bir yıl sonra yayınladığınız remix albümünüz "Hands on Idealism"de Proxy, A-Trak, Siriusmo ve daha sonra Eric Prydz, Spiller, WhoMadeWho, Shinichi Osawa gibi birçok ismin şarkılarınızı remixlediğini görüyoruz. Bu kadar büyük müzisyenler tarafından şarkılarınızın remikslenmesi nasıl bir his?
Bu isimlerin müziğimizi remixlemeleri bizim için büyük bir onurdu. Müziğimiz üzerinde çalışmaları, zaman ayırmaları harikaydı. Hepsi tarafımızdan özenle seçildi, bu yüzden onların projede yer almasından dolayı çok mutlu olduk. Sonuçlar inanılmazdı. Aradan geçen onca yıla rağmen hala birçoğuyla iletişim halindeyiz.
İkinci stüdyo albümünüz "I Love You Dude"un etkisini seyircilere daha iyi yansıtmak adına, canlı performanslarınızı yeniden tasarladınız ve daha fazla modüler sentezleyici ekleyip, hepsini canlı olarak çalmaya karar verdiniz. Bu yüzden sahnenize sizinle birlikte yer alacak bir baterist de eklendi. Bu değişimin sizde etkisi nasıl oldu?
Sahnede olan bitenler tüm aksiyonun yanı sıra bizim için en büyük değişiklik, çok daha uzun ses kontrolleri yapmamız oldu! Haha. Canlı performanslarımızda 6 kanaldan 50 kanala çıkmamız gerekti, ve tur otobüsü tamamen doldu! "I Love You, Dude" albümü için tam bir rock grubuna dönüşmek istedik. Bu albüm, ilkine kıyasla daha şarkı odaklıydı ve konserlerimizde daha fiziksel bir performans sergilemeyi amaçladık. Harika bir dönemdi ve bu düzenlemeyle birçok turneye çıktık, ancak bu sadece ikinci albüm için geçerliydi. Sonrasında sahnede tekrar daha minimal bir tarza döndük. Genelde aşırılıklara eğilimimiz var, bir şeyi tamamladığımızda genellikle ters yönde büyük bir değişiklik yapıyoruz, sanki büyük bir sarkaç gibi.
Tüm remikslerinizi de çok seviyoruz. The Rapture’ın Sail Away’i, Telépopmusik’in efsane parçası Breathe ve Bloc Party’nin Truth gibi harika remiksleriniz var. En son Daddy Squad’ın “Music Is The Light” parçasını remikslediniz. Yakın gelecekte bizi bekleyen yeni remiksler var mı?
Teşekkürler! Daha yeni bitirdiğimiz bir şey var, gözünüzü açık tutun, henüz çok taze ama sorunuzla ilgili. Günümüzde yaptığımız remikslerin çoğu oldukça kısa sürede hazırlanıyor, bu yüzden bunu okuduğunuzda belki de üzerinde çalıştığımız şeyler hakkında zaten bir güncelleme olmuş olur.
Son zamanlarda David Bay ile çok çalışıyorsunuz. “Heatwave” şimdi herkesin dinlemesi için hazır. Görünüşe göre daha fazla birlikte çalışacaksınız. Ne tür parçalar beklemeliyiz?
Aslında David ile uzun zamandır arkadaşız. Kendisi çok yetenekli ve o da Hamburg'dan. Geçmişte çeşitli projelerde birlikte çalıştık. Geçen yılın sonunda tekrar irtibata geçtik, müzik endüstrisiyle ilgili bazı sorular hakkında birbirimize yardımcı olmak için ve ardından stüdyoya girmeye karar verdik! "Heatwave" aslında ikinci oturumda neredeyse tamamlandı, çok hızlı bir süreçti. Farklı çalışma tarzlarımızı birleştirip ne çıkacağını görmek istedik. Sonuç olarak, stüdyoda gerçekten harika ve eğlenceli vakit geçirdik. Ondan sonra daha fazla bir araya geldik. Kesinlikle üzerinden geçmemiz gereken daha fazla materyal var diye düşünüyoruz. Diğer sanatçılarla birlikte çalışırken en güzel şey, iki dünyanın birleşimi oluyor; her zaman sadece birinden ya da diğerinden fazlası oluyor.
Türk prodüktörleri takip ediyor musunuz? Bence Surrender'dan çok etkileneceğinizi düşünüyorum.
Evet, tabii ki! Surrender - Travellers / Sharooz Remix — hatta bu parça DJ Kicks’imize bile girdi! Ayrıca ben (Isi) Barış K.'nın büyük bir hayranıyım, özellikle Tim Sweeney’nin Beats n Space Mix için yaptığı DJ Mix efsanevi. Türkiye'deki dans sahnesine daha derinlemesine dalmak isterdim, ama daha fazla zamana ihtiyacımız var! O kadar çok şey var ki. Türkiye'den ayrıca Zafer Dilek veya Osman İşmen gibi harika film müziklerini de seviyoruz.
2023'te "My Time As a Ghostly Someone Else" parçasının remiksini yayınladınız. Digitalism'den yeni bir şeyler görmek bizi heyecanlandırıyor... Yeni albüm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yeni bir Digitalism albümü? Bu her zaman güzel bir düşünce.
Prodüksiyona başladığınız günden beri sizi takip eden biri olarak, Pogo, JPEG, Zdarlight gibi birçok şarkınıza hayran kaldım. Bu arada, "Zdarlight" şarkınız Philippe Zdar'a adanmış bir şarkı mı? Bu soruyu yıllardır merak ediyorum.
Hayır, bu şarkı sadece “Starlight” olarak adlandırıldı, ama demo üzerinde çalışırken böyle yazdık ve öyle kaldı. O zamanlar arkadaşlarımız için CD’ler yazıyorduk ve çok kısa sürede bir sürü başlık bulmamız gerekiyordu çünkü kulüplerde denemek için çok fazla müzik yapıyorduk. "Zdarlight" uzun süre kimsenin ilgisini çekmedi, ama sonra arkadaşlarımızdan biri DJ setinde denedi ve kulüp çıldırdı. Çılgın zamanlardı. Şarkının adı merhum Phillipe Zdar ile ilgili değildi... Kendisine bir sanatçı, yapımcı ve insan olarak çok hayranız ve onu derinden özlüyoruz.
Mayıs 2014’te, Amerikan indie grubu Youngblood Hawke ile kaydettiğiniz "Wolves"u yayınladınız. O yıllarda, Calvin Harris gibi bu tür bir iş gücüne geçip kariyerinizi başka bir yere taşımak müzikal bir tercih miydi?
Evet, bu bilinçli bir karardı. Biz iki kişilik bir elektronik grubuz ve her şeyi kendimiz yazıp seslendiriyoruz. Bu, yıllar boyunca ön planda tuttuğumuz bir şey oldu hep (bazı istisnalar dışında). Genellikle müziklerimizi tamamen yazmak ve ardından çalmak ve söylemek istedik çünkü bu, yapabildiğimiz bir şey ve düşüncelerimizi dünyayla paylaşmanın yoluydu. Jence’nin vokali, Digitalism’in imza unsurlarından biridir. Çok nadiren diğer sanatçıların veya grupların vokallerimizde yer almasını sağladık. “Wolves” harika bir şarkıydı ve bunun gerçek bir iş birliği gibi olduğunu hissettik, çünkü Youngblood Hawke’ye tamamen yazım özgürlüğü verdik. Ses, sonik olarak mükemmel uydu.
Kısa bir süre önce, Şubat ayında DJ setinizle sizi ağırladık. Şimdi canlı setinizle konuğumuz olacaksınız. Şubat ayında DJ setinize katılmış ve çok eğlenmiş biri olarak sormak istiyorum: Canlı performanslarınızın oldukça iyi olduğu biliniyor. MIX Festival'deki canlı setiniz öncesinde, canlı setiniz hakkında bazı detaylar paylaşabilir misiniz? Güncellemeler var mı?
Yeni canlı şovumuzu İstanbul’a getireceğimiz için çok heyecanlıyız! Yeni sahneye geçen yılın sonunda başladık ve bu sefer albümümüz “Idealism”i (ve çok daha fazlasını) Zorlu PSM’ye canlı olarak getiriyoruz. Uzun zamandır canlı çalmadığımız birçok şarkı var ve sahnede kullanacağımız yeni oyuncaklar ve ekipmanlar var… Bu yıl şimdiye kadar yaptığımız son canlı performanslar gerçekten çok iyi ve enerjik geçti. Çalmak istediğimiz müzik üzerinde sürekli çalışıyoruz ve eski favorilerimizi ve klasiklerimizi %200’e çıkarmak için güncelliyoruz. Tüm bu enerjiye ihtiyacımız var ve bunu seyirciyle paylaşmak için sabırsızlanıyoruz!!
Türk hayranlarınız ve İstanbul'a gelmekten duyduğunuz heyecan hakkında düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz? Bu etkinlikte dinleyicileri ne gibi sürprizler bekliyor? Digitalism'in hit şarkılarını canlı dinlemek için çok heyecanlıyım!
Şubat ayı başlarında İstanbul’da çaldığımızda gerçekten çok iyi vakit geçirdik. Şehir ve hayranlar harikaydı, geri dönmek için sabırsızlanıyoruz ve bu sefer tüm canlı setup ile sahnede olacağız! Muhteşem olacak. Çok terleyeceksiniz! Bekleyin... Genellikle konserlerimizde yaşadığımız en büyük problemimiz bu. Yanınızda yedek bir tişört getirin!! Harika şehrinizi daha fazla keşfetmek ve tadını daha fazla çıkarabilmek için İstanbul’a daha erken gelmeye çalışacağız.