Zorlu PSM sahnesinde yeniden sahne almak nasıl bir duygu?
Bizim Zorlu PSM sahnesiyle çok derinden bir bağımız var, geçmişte buranın müzikal yapımlarında da yıllarca görev aldık. Ben ensemble ve ses koçu olarak yine PSM’nin oluşturduğu yapımlarda sıklıkla görev alıyorum. Chromas ile burada pek çok konser verdik. Bobby McFerrin konserimiz, SONAR 2020’de fuayedeki AV performansımız, en can alıcı performanslara hep burda imza attık. Son iki sezondur da Turkcell Platinum Sahnesi’nde kendi konserlerimizi veriyoruz. 25 Ekim’deki konserimiz burada yapacağımız dördüncü konserimiz. Konserlerimizde genellikle, birlikte projeler yaptığımız, ya da birlikte şarkı söylemeyi çok sevdiğimiz farklı sanatçıları ağırlıyoruz. Geçmişte Duygu Soylu, Koray Candemir ve Evrencan Gündüz ile çok keyifli şarkılar söyledik. Bu konserin farklı bir önemi var; sizin de dediğiniz gibi konuğumuz Fuat Güner. Çok sesli unsurların pop müziğine taşınmasını sağlayan, öncü ve efsane grup MFÖ’nün kurucularından, hepimizin müthiş bir sevgiyle dinlediği çok değerli bir sanatçı. Tüm ekip çok heyecanlı ve gururluyuz.
Fuat Güner ile birlikte sahne almanın size sağladığı yeni perspektifler neler?
Farklı türlerden, başka sanatçılarla çalışma bizim için her zaman kafa açıcı oluyor. Bunu birlikte çalıştığımız sanatçılardan da sıkça duyuyoruz zira onların şarkılarına çok sesli bir bakış açısı sunuyoruz. Ancak Fuat Güner ismi bizim için bir “bucketlist” check olacak diye düşünüyorum. Kendisiyle iki parça seslendireceğiz. Çok çok sevdiğimiz bir MFÖ parçası için düzenlememizi yaptık, provalarımıza başladık. Sahnede birlikte söyleyeceğimiz anı bekleyin, müthiş bir anı daha ekleyeceğiz sahnemize!
Konserde hangi eserleri seslendirmeyi planlıyorsunuz?
Chromas birkaç ay içinde 10’uncu yılını kutlayacak. Kemikleşmiş bir dinleyici kitlemiz var, onların beklediği ve dinlemeyi çok sevdikleri şarkılarımızı söyleyeceğiz. Biliyorsunuz kurucusu olduğum Vokal Akademi altında bir de Pop & Caz koromuz var. Onlar da bu konserdeki ikinci konuğumuz olacak ve kendi repertuarlarından bir şarkı seslendirecekler. Bir süre sahnede iki koronun aynı anda olduğu, hatta seyircilerin arasında şarkıcıların olduğu ve birlikte şarkı söylediğimiz anlar yaşayacağız.
Seyirciyle etkileşim kurmanın sizin performansınıza etkisi nedir?
Koro, sahnede enerjisi çok yüksek bir enerji. O enerjiyi korumak için seyircimizle biz bir ekip gibi hissederiz hep. Konserlerimiz bir alışveriş, yani bir duygu alışverişi diye tanımlayabilirim. Onlardan beslenip biz daha çok harlanıyoruz ve sahnenin ateşini daha fazla yakıyoruz. Bence her sanatçı, her müzisyen canlı performansı için buna benzer bir tanımlama yapacaktır. Ben, işim gereyi genelde arkam seyirciye dönük duruyorum. Ancak bu benim için de çok değerli bir unsur. Seyircimle her zaman dönüp, konuşurum, nabızlarını tutarım, gözlerinin içine bakarım. Bir de koromun mükemmel tınılarıyla onları etkilediğimiz andaki mutluluklarını görmek gibisi yok!
Bu konser için özel olarak hazırlıklarınız oldu mu? Neler yaptınız?
Her bir konserimize özel hazırlanıyoruz. Repertuarımızı konsere özel yeniden tasarlıyoruz. Yeni sürprizler, yeni çalıştığımız şarkılar mutlaka eklemeye çalışıyoruz. Yine böyle bir süreç içindeyiz. Yeni koristlerimiz var, iyi şarkıcılarımız çoğaldı. Onları duymanız için sabırsızlanıyorum. Minik koreografilerimiz ve ışık şovlarımız yine olacak.
Müziğinizi nasıl tanımlarsınız? Hangi temalar üzerinde duruyorsunuz?
Chromas'la müziğimiz genre'lar üstü diyebilirim, söylerken içimizi titreten, duygusal olarak çok katmanlı bir müzik. Repertuvarı hepimizin durmadan söylemek istediği, birlikte tınlamak için heveslendiği eserlerden seçiyorum. Sadece insan sesiyle, hiçbir aracı olmadan acapella olunca da hem koro hem dinleyici tarafında deneyimleyenler için iyileştirici, dönüştürücü etkisi olan bir müzik oluyor.
Konser sonrası hangi duygularla ayrılmayı umuyorsunuz?
Gözlerim dolu, coşkulu, adrenalinle duyduğu tınılar ve alkışlardan yükselmiş, şarkı söylemeye, söyletmeye doyamamış olarak ayrılmayı hayal ediyorum. Sonra, hep yaptığımız gibi PSM Amfi’de buluşur tüm koro yine şarkı söyleriz bence...