Minimal techno sahnesinin nabzını tutan isimlerden Richie Hawtin, 9-10 Mayıs’ta Zorlu PSM’de gerçekleşecek Sónar İstanbul kapsamında iki yıl aradan sonra İstanbul’a dönüyor. Üstelik bu sefer çok özel bir şovla geliyor! Detroit Movement Festival ve Sónar Barcelona’nın ardından özgün sahne performansı DEX EFX X0X’in üçüncü durağı İstanbul olacak. Performans öncesi, Hawtin’in elektronik müziğe bıraktığı izlere hızlı bir bakış atma zamanı.
Hawtin’in müziğe olan ilgisi, 1980’lerin sonunda Detroit nehrinin diğer yakasında, Kanada’nın Windsor şehrinde başladı. Jeff Mills ve Derrick May gibi isimlerin elektronik müziği dönüştürdüğü dönemde, Hawtin de kendi sesini arıyordu. 1990’da John Acquaviva ile birlikte kurduğu Plus 8 Records, 1990 tarihli “Technarchy” gibi parçalarla Detroit’in en sert techno öncülerini bile gölgede bırakarak kulüp kültürünün gündemine yerleşti.
Prodüksiyon tarzında her fazlalığı törpüleyen, en küçük ses detaylarını bile titizlikle işleyen bir estetik geliştirdi Hawtin. Minimal techno’nun en saf hâlini ararken, 1993’te Plastikman adıyla yayımladığı Sheet One albümü, acid techno’yu bambaşka bir boyuta taşıdı. Albümde bir yanda “Smak” gibi sert vuruşlar, diğer yanda ise “Plasticine” gibi daha içe dönük melodiler duyulabiliyordu. 1994’e tarihlenen Musik uzunçaları ise techno’nun yüksek enerjisini ambient müziğin algıyı genişleten etkisiyle birleştirerek daha minimal, daha psikedelik, daha fazla derinlik içeren bir evren kurdu.
1998’de temellerini attığı M-nus Records, minimal techno’yu küresel ölçekte yükselten en önemli duraklardan biri oldu. 2000’lerin başında ise Berlin’e taşınarak Avrupa elektronik müzik sahnesinin merkezine yerleşti ve Magda, Gaiser, Marc Houle gibi isimleri sahneye kazandırdı. Hawtin’in yaratıcı vizyonu prodüksiyonla sınırlı kalmadı. 2016’da MODEL 1 DJ mikserini geliştirerek sahne teknolojisine de kendi imzasını attı. Kulüp duvarlarının ötesine geçmeyi seven Hawtin, Prada ve Raf Simons gibi moda devleriyle iş birliği yaparak prodüksiyonlarını podyumlara taşıdı.
Elektronik müzik sahnesindeki uzun soluklu varlığına rağmen “Minimalin rotasını hâlâ Hawtin mi çiziyor?” diye sorsak abartmış olmayız. DJ setlerinde teknik olarak daha da keskinleşirken yeni jenerasyonun hızına ayak uydurmayı ihmal etmedi. Minimalin sınırlarını tanımlayan Hawtin, o sınırların içinde hapsolmayı reddediyor âdeta. Sahneye hâkimiyeti, sound’unu sürekli güncelleyerek her dönem için yeniden anlam kazanmasını sağladı. Son projesi DEX EFX X0X, bu yenilikçi yaklaşımın en güncel hâli.
1995-2005 arasında yayımladığı Decks, EFX & 909 serisinden ilham alan kendine özgü DEX EFX X0X performansı, modern DJ’lik teknolojisini sahnede gerçek zamanlı müzik yaratımıyla birleştiriyor. Görselliğin ön planda olduğu büyük prodüksiyonlardan uzak duran Hawtin, sesi ve ışığı merkeze alıyor. "Daha çok kulüp, daha az konser" mottosuyla tasarlanan DEX EFX X0X, her performansta doğaçlama unsurlar taşıyan bir şov olarak kurgulandı. Işık ve sesin birbirini tamamladığı set, Hawtin’in DJ’lik pratiğini sahne sanatına dönüştürme yolculuğunun vardığı son nokta.
Geçtiğimiz yıl 26 Mayıs’ta Detroit Movement Festival ve 14 Haziran’da Sónar Barcelona’da sahnelenen DEX EFX X0X, aynı yüksek frekansla İstanbul’da yankılanmaya hazırlanıyor. Kulüp kültürünün sarsıcı enerjisini geri getiren Richie Hawtin DEX EFX X0X, Sónar İstanbul’un en özgün deneyimlerinden birini yaratmaya aday.