Romantizmi cüretkar neşesiyle kuşatan Fransız multidisipliner sanatçı Lucky Love dansçı, model, aktör, yazar titrlerinin yanına müzisyenliği de eklemiş; son birkaç yıldır sonik dünyaya biricik eserler kazandırır hâde. 2-3 Kasım’da Zorlu PSM’de gerçekleşecek MIX Festival bünyesinde İstanbul izleyicisiyle buluşmaya hazırlanırken gelin, müzisyenin derinlikli dünyasına adım atıp bizi nelerin beklediğine dair bir keşfe çıkalım.
1993 yılında hayata gözlerini açtığı Lille’de doğuştan gelen fiziksel dezavantajı sebebiyle zor ve yalnız bir çocukluk geçirerek büyümüş Lucky Love’ın ardındaki isim Luc Bruyère. Sanatsal yolculuğuna 5 yaşında bale eğitimiyle başladığında, yapmak istediği tek şeyin bu olduğu kanaatine varması uzun sürmemiş. Zira “farklı” bedeninin sıradanın dışındaki fikirlere hizmet edebileceğini, daha büyük bir amacın aracı olabileceğini idrak etmesine vesile olmuş dans. Acısını anlamlandırmış ve yeteneğini koreograf Carolyn Carlson eğitmenliğinde parlatarak Paris Operası’nda baş balerin Marie-Agnès Gillot ile düet yapacak kadar yükselmiş. “Evet, sonunda benim de bir nedenim vardı. Niçin bu şekilde yaratıldığımı biliyordum… Bacaklarım beni taşıyabildiği günden beri dans ediyorum. Keşfettiğim ilk ifade biçimiydi; aynı zamanda sahne, insanların bedenimi ve farklılıklarımı takdir ettiği ilk yerdi. Dans ederken bedenimden yayılan bir mesaj olduğunu fark ettim; kendi tatlı, küçük hayatımın ötesine geçen bir mesaj!” sözleriyle ifade ediyor duygularını. Öylesine derin bir etki ki üzerinde kalan, müziğinin ilham kaynaklarından bahsederken Max Richter’ı ilk sıralara koyuyor.
Genç bir delikanlı olduğunda kendini ifade etme konusunda danstan fazlasına ihtiyaç duyarak kelimelerin peşine düşüyor. Sanat okulunda okurken bir arkadaşının Blue Is the Warmest Color setine yönlendirmesiyle, Abdellatif Kechiche’i kendine hayran bırakarak filme çekilmesi planda olmayan sekanslar ekleten performansı kendisine sinema dünyasının kapılarını aralıyor. Kechiche, genç Bruyère’i oyunculuk eğitimi üzerine Paris’in önde gelenlerinden Cours Florent'e yönlendiriyor.
David Bobée'nin 2019'da Paris'te sergilenen Elephant Man adlı oyununda Béatrice Dalle ve JoeyStarr ile sahneyi paylaşmasının ardından Madame Arthur adlı kabareye gittiği bir gece, sanat yönetmeninin doğrulttuğu “Şarkı söylüyor musun?” sorusuna verdiği “Evet, ama yalnızca duşta!” karşılığı “Sahnede denemeye ne dersin?” şeklinde yankı bularak kendisine yeni bir serüven armağan ediyor. İki gün içinde kabare tarafından işe alınıyor Bruyère. Kendine bir isim bulması ve onun etrafında bir karakter inşa etmesi gerektiği noktada ise bir çok insan tarafından görünüşünün Milo Venüsü’nü anımsattığının dile getirilmesine referansla “La Vénus de Mille Hommes” sahne adını alıp drag performans sanatçısı olarak üretime başlıyor.
2022’de Loren Denis ve Anthony Vibert’in Tribeca Film Festivali'nde prömiyer yapan ilk yönetmenlik denemesi Lucky belgeseli gösterime giriyor. İkili çıkış çalışmalarında, tek kol ile dünyaya gelen Luc Bruyère’in aştığı ebeveyn terki, bağımlılık, toplumsal baskı gibi engeller ile HIV pozitif olma ve bunun getirdiklerini ele alan samimi ve içten bir portre çiziyor.
Cinsiyet, özellikle de erkeklik kavramlarını sorgulayan genç sanatçının yaklaşımı ABD’li yapımcı Mark Ronson’un dikkatini çekiyor. Ronson Bruyère’e, Bruyère Amy Winehouse sebebiyle Ronson’a hayran! İşler büyümeye devam ederken hayata dair ilham verici bakış açısı ile odak haline gelen kuir sanatçı, şarkıcılık kariyerine adımlarını etrafını dönemin en çok aranan prodüktörleriyle çevirerek atıyor. Onu Gucci ve Maison Margiela podyumlarına taşıyan, ilk EP'si “Tendresse”. Moda Haftası başarıları “Masculinity” ile devam ediyor.
Karanlık dans-pop türünden ve duygusal yoğunluğu olan derinlikli müziklerden hoşlanıyorsanız Lucky Love konseri, bu yıl içinde çıkması beklenen ilk albümünün çalışmaları neredeyse sonlanmışken, kaçırılmaması gereken türden bir buluşma.