1999 Los Angeles doğumlu Sam Sturges, aka mehro, modern indie müziğin son yıllarda en dikkat çeken isimlerinden biri. Adını ve şarkı isimlerini de kasıtlı olarak küçük harflerle “mehro” olarak yazan genç sanatçı, bunun sebebini ise sözlerinden ziyade eylemlerinin kendisini tanımlamasını tercih etmesi olarak açıklıyor.
Çok erken yaşlarda koroda şarkı söylemeye başlayan mehro, on sekiz yaşında gitar çalmaya ve kendi şarkılarını yazmaya başlamış. Müziğe olan yaklaşımı, derin bir hassasiyetten ve hissettiği çeşitli duyguları serbest bırakma ihtiyacından doğan mehro, söz yazma becerileriyle de dikkat çekiyor. Elliot Smith, Frank Ocean ve Phoebe Bridgers gibi sanatçılardan ilham alan genç yetenek, şarkılarındaki melankoli, duygu yoğunluğu ve prodüksiyonlarında yarattığı melodiler aracılığıyla bu ham duygularını dinleyicisine aktarmayı başarıyor.
Şubat 2020’de yayınladığı ilk single’ı “Perfume”, melankolik akustik gitar riffleri ve aşk dolu sözleriyle Spotify’da 10 milyondan fazla dinlenerek indie hit oldu. Bu başarılı çıkışı “Hideous” ve “Lightening” single’ları takip etti.
Çıkışının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, Mart 2021’de ilk albümü Sky On Fire dinleyicilerle buluştu. Kişisel deneyimleri, aşkları, kayıpları ve büyümeyi ele alan mehro, aşkın hem güzel hem de hüzünlü yönlerini keşfederken beraberinde gelen içsel çatışmaları ve ani duygu değişimlerini en kişisel referanslarıyla birlikte anlatıyor.
Başarılı bir turnenin ardından hız kesmeden yeni şarkılar üzerine çalışan 24 yaşındaki sanatçı, 2023’te Dark Corners and Alchemy albümünü yayınladı. mehro, bu albümde kişisel ve duygusal yolculuğunda daha da derinlere iniyor. Önceki çalışmalarına kıyasla daha karanlık ve mistik bir tonda kaydedilen bu albüm, insan ruhunun karanlık köşelerini ve içsel dönüşüm süreçlerini keşfetmeye odaklanıyor. “Dark Corners” ifadesi, hepimizin içinde ortaya çıkmak için fırsat kollayan karanlık düşünce ve korkuları temsil ederken, “Alchemy” ise bu karanlıkları dönüştürme ve iyileşme süreçlerini simgeliyor. “Like You’re God,” “Prite Song,” “Whore” ve “Exploding” albümün dikkat çeken şarkıları olarak öne çıkıyor.
Trauma Lullabies Geçtiğimiz Mayıs ayında ise üçüncü albüm Trauma Lullabies yayınlandı. Denemekten çekinmeyen ve kendini keşfetmeye devam eden mehro, kendi jenerasyonunun Elliot Smith’i olma yolunda emin adımlarla ilerliyor gibi görünüyor. Sadece on şarkıda bile fark edebileceğiniz vokal açısından büyük bir çeşitlilik sunuyor. Önceki şarkılarında olduğu gibi bu albümünde de sıkça göz ardı edilen ancak her zaman var olan içsel mücadelelere sesi ve kalemiyle hayat veriyor. Derlemesi oldukça başarılı olan albüm, yalnızlık, kendinden şüphe ve depresyon gibi karmaşık duyguları şiirsel bir şekilde ele alırken, travmalardan iyileşme süreçlerini de işliyor.
Mehro, “Trauma Lullabies zihnim, ruhum, bedenim ve ruhumun mozaik bir koleksiyonu,” dediği son albümü için “Bu benim tamamı ve hiçbiri, sizin eğlenceniz, sevinciniz ve acınız için güzel bir paket halinde. Ne isterseniz, ne olursanız olun - bunun size yansımasını ve bilinçsizce arzuladığınız şeyi vermesini umuyorum,” temennisini de ekliyor.
Mehro, “Trauma Lullabies zihnim, ruhum, bedenim ve ruhumun mozaik bir koleksiyonu,” dediği son albümü için “Bu benim tamamı ve hiçbiri, sizin eğlenceniz, sevinciniz ve acınız için güzel bir paket halinde. Ne isterseniz, ne olursanız olun - bunun size yansımasını ve bilinçsizce arzuladığınız şeyi vermesini umuyorum,” temennisini de ekliyor.
12 Eylül’de %100 Studio’da ağırlayacağımız mehro için geri sayıma başladık. Sizin de kaçırmamanızı öneriyoruz.