KUZEY’İN PARLAK YILDIZI: SIGRID

Zorlu PSM’nin %100 Müzik katkılarıyla düzenlediği, şehrin en heyecan verici çok janrılı müzik buluşmalarından biri haline gelen MIX Festival, bu yıl 14-15 Kasım tarihlerinde yeniden kapılarını açıyor. Festivalin bu yılki programında yer alan isimlerden biri ise Norveç’ten gelen ve çağdaş pop müziğin en güçlü seslerinden biri olarak anılan Sigrid.

Tam adı Sigrid Solbakk Raabe olan sanatçı, Norveç’in batı kıyısındaki Ålesund kasabasında doğup büyüdü. Doğayla iç içe geçen çocukluğunda müzikle kurduğu bağ, 7 yaşında piyano çalmaya başlamasıyla derinleşti. 13 yaşında şarkı söylemeye yöneldi ve 2013’te yayımladığı ilk teklisi “Sun”, onun profesyonel müzik kariyerine attığı ilk adımdı.

Sigrid’in uluslararası sahneye çıkışı ise 2017 tarihli “Don’t Kill My Vibe” EP’siyle gerçekleşti. Müzik endüstrisinde genç bir kadın sanatçı olarak yaşadığı deneyimlerden doğan bu şarkı, kısa sürede bir tür güçlenme marşına dönüştü. Aynı yıl Glastonbury, Roskilde ve Reading gibi dev festivallerde sahne aldı; 2018’de BBC Music Sound of ödülünü kazanarak “geleceğin yıldızları” listesinin zirvesine yerleşti.

Sigrid’in müziği, sade prodüksiyonlara sahip, melodik ama duygusal derinliği yüksek bir pop anlayışını yansıtıyor. Şarkılarında öfke, kırgınlık, umut ve gençlik coşkusu iç içe geçiyor. “Strangers”, “Plot Twist”, “Mirror” ve “Sucker Punch” gibi hit parçaları; güçlü vokalini, dürüst söz yazımını ve içtenliğini yansıtıyor.

İlk albümü Sucker Punch (2019) ve ikinci albümü How to Let Go (2022), hem Norveç listelerinde zirveye oturdu hem de Birleşik Krallık’ta ilk beşe girdi. Forbes’un 30 Under 30 listesine seçilerek, Avrupa pop sahnesinde yerini sağlamlaştırdı.

2025 yılı, Sigrid için bir yeniden doğuş yılı. 24 Ekim 2025’te yayımlanacak üçüncü stüdyo albümü There’s Always More That I Could Say, sanatçının hem duygusal hem sanatsal olgunluk dönemini temsil ediyor.

Sigrid’in pop anlayışı sade, dürüst ve duygusal yoğunluk taşıyan bir çizgide ilerliyor. Şarkılarında öfke, kırgınlık, yalnızlık ve umut aynı anda dokunuyor. Vokali zaman zaman çocuksu bir safiyete bürünürken, bazen de direngen ve kararlı bir ton kazanıyor. Bu zıtlık, müzik kariyerinin bir parçası haline geldi.

Bryan Adams, Coldplay, Adele gibi sanatçılar onun müzikal ilham kaynakları arasında yer alıyor.

Albüm öncesinde paylaşılan üç tekli, onun müzikal evrimini açıkça gösteriyor:

“Jellyfish” (Temmuz 2025): Yazın ferahlığını ve içsel özgürlüğü simgeleyen, sade ama enerjik bir pop şarkısı.

“Fort Knox” (Ağustos 2025): Kalp kırıklığıyla gelen savunma duygusunu “zırh” metaforu üzerinden anlatıyor.

“Two Years” (Eylül 2025): İlişkilerde karşı tarafın bakış açısını anlamaya çalışan, olgun ve içe dönük bir anlatı.

Sigrid, bu albüm sürecinde sosyal medya baskılarından uzaklaşıp üretim içgüdüsüne dönüyor. Onun için bu dönem, hem sanatsal hem kişisel bir yeniden doğuş niteliğinde.

Sigrid’in tarzı; Norveç’in melankolik atmosferini, popun parlak renkleriyle harmanlıyor. Adele, Robyn, Coldplay ve Bryan Adams gibi isimleri ilham kaynakları arasında sayan sanatçı, vokalinde hem güç hem de kırılganlık taşıyor. Bu zıtlık, onu jenerasyonunun en samimi pop figürlerinden biri haline getiriyor.

Sahne duruşunda da sadelik ve dürüstlük ön planda: abartıdan uzak, enerjisini seyirciyle göz teması kurarak aktaran bir sanatçı profili çiziyor.

Yeni albümünün ardından Sigrid, 2026’da Avrupa ve Birleşik Krallık turnesine çıkacak. Ayrıca Ed Sheeran’ın Kuzey Amerika turnesinin bazı konserlerinde özel konuk olarak sahne alacağı da açıklandı.

MIX Festival’deki performansı, Türk dinleyicisi için hem bu yeni dönemin enerjisini canlı canlı hissetme fırsatı hem de Avrupa pop sahnesinin evrimini yakından gözlemleme imkânı sunacak.

Sigrid, kimi zaman yalnız kalmak için piyanonun başına çekilen, kimi zamansa milyonların önünde ayakta duran bir genç kadın olarak, sadece müziğiyle değil, duruşuyla da çağın temsilcilerinden biri.

Bu yılın MIX Festival sahnesinde, o duruşun en içten hâline tanık olacağız — Kuzey’in parlayan yıldızının ışığı, bu kez İstanbul semalarını aydınlatacak.