Dördüncü albümü Embrace’ten beş ay evvel paylaştığı ilk tekli “Ordinary Love” şimdiden dört milyonu aşkın dinleyiciye ulaşmış Roosevelt, dans müziğinin yeryüzündeki tanrısı Nile Rodgers ile yaptığı “Passion” parçasıyla da dikkatleri üzerine çekmişti. Bugüne dek Rhye, Glass Animals, Chvrches ve Charlotte Gainsbourg gibi isimlerin remikslerini yapıp Billboard Top Ten’de birçok kez yerini almış müzisyenin 10 yılı aşkın serüvenine bir göz atsak mı?
Müzik kariyerine Beat!Beat!Beat! grubunun davulcusu olarak başlayan Marius Lauber, ilk kompakt işi olan kısaçaları Elliot EP (2013) ile solo kariyerine resmen başlıyor. Greco-Roman etiketiyle yayımlandığı gibi başta Pitchfork olmak üzere çevrimiçi birçok müzik blogu tarafından benimsenmiş bu kısaçalar zamanının ötesinde ve tür kapsamında önemli ciddiyet ve hırsta, aradan geçmiş on yıla rağmen nabız artıran, uyandırdığı merakı hâlâ koruyan bir kayıt.
Ardından kendi adını taşıyan 2016 çıkışlı, Greco-Roman ve City Slang ortak etiketli ilk stüdyo albümü geliyor. Techno tesirli bir indie pop albümü olan Roosevelt ile müzisyen keskin sonik tasarımlar ve retro bir tat üretmeye dair kabiliyetinin olduğunu tescillemişti. Disco, Ibiza house, yacht rock ve electropop gibi lezzetlerden faydalandığı albümde “Fever” ve “Close” gibi parçalar aralarından özellikle parlayanlardı.
2018’de yayımlanan Young Romance ise Roosevelt’in kendi sound’unu doğrulayıp şekillendirmeye gittiği, ritimlerin ve gitarın funk çağrışımlı üsluplarda işlendiği bir albüm. Melodilerin son derece akılda kalıcı olduğu albümde Roosevelt göşterişli bir prodüksiyonla duygusal ve samimi şarkı sözleri bir arada gençlik, aşk, ilişkiler gibi evrensel temalarla dinleyiciye kolayca ilişkilendirebilecekleri bir deneyim sunmuştu. “Under The Sun”, “Losing Touch”, “Falling Back” gibi parçalar özellikle ilgi çekerken Fleetwood Mac’in zamansız parçalarından “Everywhere”e getirdiği yorum ve chillwave harikası Washed Out ile yaptıkları iş birliği “Forgive” de favorilerdenı.
Elektronik müziğe bir aşk mektubu niteliğindeki 2021 çıkışlı Polydans ise Roosevelt’in dünya çapında bir bakıma patladığı bir albüm oldu. Lauber’in elektronik dans müziğinin house, disco, synth-pop gibi farklı alt türlerini harmanladığı ve yine hoş, günbatımı çağrışımlı bir yolculuk sunduğu bir iş. Özellikle 70'ler ve 80'ler etkileri taşıyan albümdeki ritim ve melodilerin tasarımı dans pistlerinde kendine yer bulabilecek enerji dolu yapılarla dikkat çekmişti. Açılış parçası "Easy Way Out", güçlü bir bas hattı ve içine alan synth melodileriyle dolu, dinamik bir house parçası olarak öne çıkarken "Strangers", synth-pop'un zarif atmosferini ve disko ritimlerini ustaca birleştiren bir örnek olmuştu. Aynı şekilde, "Feels Right", funk esintileri taşıyan ritimleri ve bulaşıcı beatleriyle hareket etme isteği uyandıran cinsten.
Son stüdyo albümü Embrace’in adı, Lauber'in 30 yaşına geldiği vakitte çocukluk arkadaşlarının çoğunun "gerçek işlere" girdiğini, kendisinin ise hâlâ mütemadiyen yollarda olan bir sanatçının yaşam tarzını sürdürdüğünü fark etmesinden gelmiş. Kendisine bir not işlevi gören ve hayatın öngörülemeyen dönemeçlerini kabul etmesini hatırlatan başlığının müzisyen için hayatının yanında getirdiği belirsizlikleri kucaklamaya teşvik eden bir mesajı var. Daha önce hiç olmadığı kadar kendini yazma sürecine tamamen kaptırmak amacıyla ev stüdyosunu yola çıkarmış Lauber, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde doğaçlama kurulumlarla çalışmış. Kaleydoskopik synth düzenlemeleri ve bağımlılık yaratan disko bas yürüyüşleriyle, kulağa aynı derecede samimi ve geniş gelen bir albüm yaratmış, “Ordinary Love”ı takip eden “Luna”, “Paralyzed”, “Alive” ve “Lake Shore” gibi teklileriyle kitlesi arasında heyecan yaratmıştı. Sektörün en kıdemli bağımsız etiketlerinden Ninja Tune ile çıkardığı ilk albüm olan Embrace tümüyle kendisi tarafından yazılmış, yapılmış, kaydedilmiş ve şimdiye kadarki en kişisel sözlere sahip işi.