HOLLANDA’DAN DÜNYAYA UZANAN TÜRK SAYKODELİĞİ: ALTIN GÜN’ÜN DÜNÜ, BUGÜNÜ...

BATIKAN BAKSI - BEAT SOMMELIER

Henüz “Moss” isimli Hollandalı bir grubun basçısıyken duymaya başladığı Türkçe şarkılarla müzikal hayatında büyük bir kırılım yaşayan Jasper Verhulst, İstanbul’a çalmak için geldiğinde iyiden iyiye bu müziği yapmaya karar vermişti. Özellikle Selda’nın şarkılarına vurularak, yaşadığı topraklarda onun gibi şarkılar yapabileceğini düşünen Verhulst, tabii ki bunun için çalışmalara başlamış, 2016 yılında Batı müziğinden sıkılmaya başlayan Avrupalı dinleyiciyi yeni bir tatla buluşturmak için Altın Gün’ün temellerini atmıştı. Duyup hayranı olduğu 70’ler sound’unu hakkını vererek yaşatabilmek için grupta illaki bu kültürü bilen ve icra eden isimler olmalıydı; bu fikirle sıkı bir arama sürecine başlayan Jasper, Facebook üzerinden verdiği ilanla Erdinç Ecevit Yıldız ve Merve Daşdemir’i grubun bir üyesi yapıvermişti. Ecevit, Hollanda’da doğmuştu; küçük yaşlardan beri elektro bağlama ve klavye çalıyordu. 70’lerden fırlamış gibi olan imajı ve Neşet Ertaş hayranlığı onun hem çalışına hem de söyleyişine yansıyordu. Merve ise İstanbul’da doğup büyümüş, üniversite yıllarında müzikle haşır neşir olmaya başlamıştı. 2014’te Hollanda’ya yerleşen Merve, harika enerjisiyle Altın Gün’ün vokallerini üstlenecek, Ecevit ile birlikte klavye de çalacaktı. Türk üyeler bulunduktan sonra grubun diğer üyeleri gitarda Ben Rider, davulda Nic Mauskovic, perküsyonda Gino Groeneveld olmuştu ki grubun ilerleyen yıllarında bu isimler yerini Thijs Elzinga, Daniel Smienk ve Chris Bruining’e bırakacaktı.

Alicia Keys bile Altın Gün dinlemeye başlamıştı!

Grubun 2018 yılında çıkardığı ilk albümü “On”, Merve Daşdemir’in tanımladığı gibi “pürist” Anadolu Pop-Folk severlerin gözdesi olmuştu. Büyük PR çalışmalarıyla yola çıkmamışlardı aslında, “Bu grubu duydun mu?” mesajlarıyla kulaktan kulağa yayılmaya başlayan Altın Gün; Tatlı Dile Güler Yüze, Goca Dünya, Cemalım, Şeker Oğlan, Halkalı Şeker gibi çok bilinen türküleri ve şarkıları söylemeye başladığı konserlerinde Avrupalı dinleyicilere adeta göbek attırıyordu. Merve ve Ecevit’in vokallerindeki bol reverb efektinin ve elektro bağlamadaki “leslie” pedalının yanı sıra oldukça retro klavye tonlarıyla saykodelik bir dünyanın kapılarını aralayan Altın Gün, tarzını o sıralar “funk ritimlerinin, wah-wah gitarların ve analog orgların kirli bir karışımı” olarak tanımlıyordu ki bu aslında tam olarak 70’ler Türkçe saykodelik rock’ının da tanımıydı. Seattle’daki meşhur alternatif ve indie radyosu KEXP’nin programına çıkıp ilk albümlerindeki şarkıları icra ettikten sonra yıldızları dünya genelinde de parlayan Altın Gün, tüm üretkenliğiyle bir sonraki albümleri “Gece”nin hazırlıklarına başlamıştı çünkü hem içlerindeki üretim isteği asla durmuyor hem de her geçen gün çoğalmaya başlayan hayranları onlardan yeni cover’lar bekliyordu. Dünyaca ünlü şarkıcı Alicia Keys’in bile yüzerken paylaştığı videonun arkasında ‘Halkalı Şeker’in çalması da büyük sükse yaratmıştı ve bu da grubun aslında ne kadar büyümeye başlamış olduğunu gösteriyordu.

Fuzzy tonlar şarkılara hakim olursa!

2019 yılı gelip çattığında grup Glitterbeat Records’tan ikinci albümleri “Gece”yi çıkarmıştı. Albüm, sound bakımından ilk dönemden biraz farklıydı, elektronik yapısı daha da gelişmiş; grubun birbiriyle olan uyumu da git gide artmıştı. Gitar tonları daha sertleşmiş, 70’lerin fuzzy tonları şarkılara oturmuştu. Anonim türkülerin yanında Aşık Veysel ve Neşet Ertaş gibi isimlerin şarkılarına da rastladığımız albüm yine analog kaydedilmiş, plak ve CD formatında basılmıştı. Daha sonraları Grammy ödülüne de aday olarak gösterilecek “Gece” ile birlikte sayısız konser veren Altın Gün, bir sonraki albümün muhtemel sound’unun sinyallerini son şarkıda verme geleneğine de bu albümde başlamıştı. Tabii ki kimse bunun farkında da değildi. Başlarda eskileri taklit ettikleri yönünde eleştirilen grup, o kadar başarılı cover’lar yapıyor ve her seferinde çıtayı o kadar yükseltiyordu ki dünyanın dört bir yanından bir sürü festivale de davet ediliyordu. Kimisi “Artık size ait şarkılar mı yapsanız?” diye yorumlarda da bulunuyordu elbette. Grup da bu yorumların önünü kesmek için Gece albümünde ‘Şoför Bey’ adında bir Altın Gün şarkısı yapmıştı. Albümün son şarkısı ‘Süpürgesi Yoncadan’ ile adeta manifestosunu ilan eden grup, 2020 yılında dünyanın karşı karşıya kaldığı pandemi sebebiyle tıpkı diğer gruplar gibi çalışmalarına bir süre ara verdi.

2019 yılı gelip çattığında grup Glitterbeat Records’tan ikinci albümleri “Gece”yi çıkarmıştı. Albüm, sound bakımından ilk dönemden biraz farklıydı, elektronik yapısı daha da gelişmiş; grubun birbiriyle olan uyumu da git gide artmıştı. Gitar tonları daha sertleşmiş, 70’lerin fuzzy tonları şarkılara oturmuştu. Anonim türkülerin yanında Aşık Veysel ve Neşet Ertaş gibi isimlerin şarkılarına da rastladığımız albüm yine analog kaydedilmiş, plak ve CD formatında basılmıştı. Daha sonraları Grammy ödülüne de aday olarak gösterilecek “Gece” ile birlikte sayısız konser veren Altın Gün, bir sonraki albümün muhtemel sound’unun sinyallerini son şarkıda verme geleneğine de bu albümde başlamıştı. Tabii ki kimse bunun farkında da değildi. Başlarda eskileri taklit ettikleri yönünde eleştirilen grup, o kadar başarılı cover’lar yapıyor ve her seferinde çıtayı o kadar yükseltiyordu ki dünyanın dört bir yanından bir sürü festivale de davet ediliyordu. Kimisi “artık size ait şarkılar mı yapsanız?” diye yorumlarda da bulunuyordu elbette. Grup da bu yorumların önünü kesmek için Gece albümünde ‘Şoför Bey’ adında bir Altın Gün şarkısı yapmıştı. Albümün son şarkısı ‘Süpürgesi Yoncadan’ ile adeta manifestosunu ilan eden grup, 2020 yılında dünyanın karşı karşıya kaldığı pandemi sebebiyle tıpkı diğer gruplar gibi çalışmalarına bir süre ara verdi.

Dünyanın içinden geçtiği hâl sebebiyle karantinadan dolayı evlere kapanan Altın Gün, diğer albümlerden farklı olarak bir araya gelemeden dijital olarak kayıtlar yaptıkları “Yol” albümlerini 2021 yılının Şubat ayında yayınlayıp hayranlarının yüzünü yine güldürdüler. Bu albüm, sound bakımından fazlasıyla elektronik bir yapıya sahipti ve Altın Gün yavaş yavaş 70’lerden 80’lere doğru bir geçiş yapmıştı. Klavyelerin başrol oynadığı şarkılarda synth bas ve synth arpejleri sık sık duymaya başlamıştık. Bir farklılık daha vardı, grup artık klip de çekmeye başlamıştı. Grubu yalnızca konserlerde şarkı söylerken görürken Ordunun Dereleri ve Yüce Dağ Başında şarkılarının klibinde de bir arada izliyorduk. Altın Gün, 2021’i yalnızca tek albümle geçirmemeye karar vermişti ve elektronik pop’u hissedeceğimiz bir sound ile kaydettikleri “Âlem” albümünü bandcamp üzerinden 23 Temmuz 2021’de yayınlamıştı. Bu albüm fiziksel olarak basılmayacaktı ve dijital satışların geliri de çevreci “Earth Today” kuruluşuna bağışlanacaktı. Âlem’deki şarkıların çoğu bana göre Yol’daki şarkılardan daha iyiydi ama hepsinin arasında öne çıkan bir şarkı vardı ki o da ‘Badi Sabah Olmadan’dı. Dinleyenlerden tam not alan şarkı, yavaş yavaş konserlerde de kendisine yer bulurken grup Amerika’da bile turneler yapıyor; başarıdan başarıya, konserden konsere koşuyordu.

Altın Gün’de yeni dönem…

Grubun 24 Mayıs 2022’de yayınladığı bir Instagram videosunda, yeni albümün kayıtlarının başladığı da ortaya çıkmıştı ve tüm Altın Gün dinleyicilerini heyecan sarmıştı. Yayınlanmasına belki çok vardı ama kimse bunun grubun tam kadro kaydedeceği son albüm olduğunu bilmiyordu. 31 Mart 2023’te tüm dünyada yayınlanan “Aşk” grubun çizgisini hiç bozmadığı ama elektronik yapısından biraz uzaklaştığı ve 70’lere yine göz kırptığı bir albüm olmuştu. Selami Şahin’den ‘Rakıya Su Katamam’, Aşık Veysel’den ‘Güzelliğin On Para Etmez’, Zülfü Livaneli’den ‘Leylim Ley’ gibi şarkılara yaptıkları cover’larla türkülerden de uzaklaşan grup aynı yıl Star Wars Jedi: Survivor adlı video oyununa 3 tane de müzik yapmıştı. bu yılın Şubat’ında sevenlerini üzen bir haber verdi. Yıllardır sahnedeki enerjisine bayıldığımız Merve, gruptan ayrılıp kendisine yeni bir müzik yolculuğu yaratacaktı. Hep birlikte son turnelerine çıkacak grup Merve’den sonra yola 5 kişi olarak devam edecekti ancak bu değişiklikten önce Vallahi Yok / Kırık Cam single’larını yayınlayarak küçük de bir sürpriz yapmıştı.

Altın Gün, dinleyicilerini şaşırtmayı seven bir topluluk. Bundan sonra nasıl bir çizgide ilerleyeceği kestirilemese de yıllar içinde ülkemize bol bol geldikleri gibi bu yıl da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde MIX Festival kapsamında Kasım ayında yeni yapısıyla sahne alacak. Grubu ilk yıllarından beri çok kez sahnede izlemiş bir dinleyicileri olarak bizi nelerin beklediğini gerçekten çok merak ediyorum.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR