ELEKTRONİĞİN RUHU: WEVAL İLE ZAMANDA YOLCULUK

%100 Müzik Sunar: Weval

06 Aralık 2025 / %100 Studio

Elektronik müziğin sınır tanımayan iki kaşifi, Harm Coolen ve Merijn Scholte Albers’tan oluşan Weval, türler arası yolculuklarına İstanbul’da devam ediyor. %100 Müzik’in sunduğu bu özel gece, 6 Aralık 2025’te %100 Studio sahnesinde gerçekleşecek.

Elektronik müziğin sınır tanımayan haritasında, bazı isimler yalnızca türler arasında dolaşmakla kalmaz, onları yeniden tanımlar. Hollandalı prodüktör ikilisi Weval, tam da bu tanıma uyan isimlerden biri. Harm Coolen ve Merijn Scholte Albers’tan oluşan ikili, bir film setinde başlayan dostluklarını benzersiz bir müzikal ortaklığa dönüştürdü. 2010 yılında tanışan ikili, kısa süre içinde sadece izlemek değil, dinlemek isteyeceğimiz bir anlatının peşine düştü.

Weval’in çıkış noktası, her iki ismin farklı müzikal köklerinden aldığı güçle şekillendi. Merijn'in trip-hop ve rock'a yaslanan estetik anlayışı, Harm’ın caz ve house’tan aldığı ilhamla birleşince ortaya duyusal bir çarpışma çıktı. Bu çarpışmanın ilk meyvesi, 2013’te yayımladıkları “Half Age” EP oldu. Atomnation etiketiyle çıkan bu ilk kayıt, Weval’in elektronik müzik sahnesine yalnızca adım atmadığını, aynı zamanda bir iz bıraktığını ilan etti. Aynı yıl Pitch Festival’deki canlı performanslarıyla dikkatleri üzerlerine çektiler.

2014 yılı, Weval’in müziğinin geniş kitlelerle buluştuğu kırılma noktasıydı. “Detian” adlı parçaları, Penelope Cruz’un rol aldığı bir Schweppes reklamında yer alınca, şarkı Fransa iTunes Electronica Top 100 listesinde 5. sıraya kadar yükseldi. Aynı yıl yaptıkları Gui Boratto remiksi Beatport Electronica Top 100 listesinde zirveye oturdu. İkili için artık dönüş yoktu; elektronik müzik dünyasında kendilerine sağlam bir yer edinmişlerdi.

Ancak Weval’i asıl özel kılan, türlere olan esneklikleri ve zamanın ruhunu yakalama konusundaki sezgisel becerileri. Kariyerleri boyunca deep house, downtempo, tech house, IDM, ambient, synth-pop, hatta UK garage ve bass music gibi birçok türe uğradılar. Ama bunu moda akımları takip eder gibi değil, onları dönüştürerek ve kendilerine ait bir ruhla yeniden yorumlayarak yaptılar.

Minimal’den breakbeat’e, ambient’ten progressive house’a kadar uzanan geniş bir spektrumda, her döneme özgü ama zamansız bir ses dili geliştiren Weval, duygusal yoğunluğu yüksek, sinematik ve dansa çağıran setleriyle tanınıyor.

Weval’in türler arası yolculuğu neredeyse bir diskografi atlası gibi:

“Half Age” (2013): Synth-pop, ambient, minimal

“Easier” EP (2014): Techno’nun atmosferik derinlikleriyle synth-pop dokunuşları

“It’ll Be Just Fine” & “Grow Up” (2015): Minimal techno ve ambient’in duygusal formülleri

“Metazoa” (2017): Safkan bir downtempo anlatı

“Heaven, Listen” & “Are You Even Real” (2019): Progressive house ve indie pop’un kesiştiği noktada duygusal zeminler

“Changed For The Better” EP (2021): IDM ve tech house’un çağdaş bir sentezi

“Dreaming” EP (2023): Rüyaların ritmine ayarlı tech house manzaraları

“Night Versions” EP (2024): Minimal’in hipnotik sadeliğiyle geceye karışan tınılar

“Dopamine” single (2025): Breaks, UK garage ve bass music’le yüksek tempolu bir içsel coşku

Weval’in bu çok katmanlı üretim serüveni, onların klasik elektronik müzik dinamiklerine takılmadan, sürekli evrilen bir ifade biçimi geliştirmelerine olanak sağladı. Her şarkılarında bir film sahnesi gibi dramatik bir yapı, duygusal bir atmosfer ve detaylara gösterilen sinematik özen hissediliyor. Bu da geçmişte sinema alanında çalışmış olmalarının bir yansıması belki de.

Bugün Weval, yalnızca bir prodüktör ikilisi değil; elektronik müziği yeni duygularla örmeye çalışan çağdaş bir müzik anlatıcısı. Bu anlatının en büyük destekçilerinden biri de hiç kuşkusuz, elektronik müziğin kült plak şirketlerinden Kompakt. 1998’de Almanya’da kurulan Kompakt, Wolfgang Voigt, Michael Mayer ve Jürgen Paape gibi isimlerin önderliğinde, yıllardır minimal techno ve house sahnesinin yönünü çizen bir etiket. Weval’in burada yayımlanan işleri, Kompakt’ın da müzikal vizyonunu genişleten işler arasında.

Harm ve Merijn, adlarını ilk kez duyduğumuzdan bu yana geçen 10 yılı aşkın sürede, elektronik müziğin yüzünü sabırla, tutkuyla ve türler ötesi bir merakla şekillendirmeye devam ediyor. Dinleyeni hem harekete geçiren hem de içine çeken, hem bedeni hem zihni dansa kaldıran bu yolculuk, sadece kulakla değil kalple de takip ediliyor.

Ve belki de Weval'in en büyük başarısı şu: Müziğin zamansız olduğunu, eğer gerçekten hissediliyorsa, türlerin ötesinde yankılanabileceğini yeniden hatırlatmaları.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR