İLHAM HAVUZU : RESA SAFFA PARK

GÜVEN YALIN - BANT MAG.

Konser öncesi Resa Saffa Park’ın ilham kaynaklarının izinde Dubai’den Liverpool’a, oradan da Oslo’ya çıkan bir yolculuğa çıkıyoruz. Bugüne dek yayımladığı üç EP’deki parçalar ve temaların uzandığı kökleri bulabilmek niyetiyle…

Gençlik yıllarının kahramanı: Nirvana

Dubai’de 1997 yılında dünyaya gelen Resa Saffa Park (ya da gerçek adıyla Theresa Frostad Eggesbø), çocukluğundan bu yana pek çok farklı müzik türüyle haşır neşir olmuş. En büyük ilham kaynaklarından biri de Nirvana. Ergenlik yıllarında tanıştığı grubun müziğindeki duygusal hassasiyetten çok etkilenmiş. Kendi parçalarında da bunu yansıtabilmeyi amaçladığını ifade ediyor.

Sonraki yıllarda caz müziğine merak sarmış; Chet Baker ve Billie Holiday gibi vokalistler hayatında büyük yer kaplamaya başlamış. Pek çok caz klasiğini dinlediği bu efsaneler, kendi müziğindeki vintage nüanslar ve akılda kalıcı melodiler konusunda yol gösterici olmuş.

Liverpool Institute of Performing Arts’ta üç yıl boyunca performans ve popüler müzikte şarkı yazımı üzerine çalışarak, kendi tabiriyle “kendi sound’unun ince ayarlarını” tamamlamış. Soul müzik tutkusu da bu dönemde başlamış. Akademide geçirdiği dönemde, ilhamı hayatın kendisinden ve yolunun kesiştiği insanlardan almayı öğrendiğini anlatıyor 1983 dergisine verdiği röportajda.

Öğrencilik döneminde yayımladığı ilk teklileri “Sassy” ve “God Is Drunk”la dikkatleri üzerine çekti Resa Saffa Park. Sonrasında Ragnarok dizisinde Saxa rolünü oynaması teklifiyle şarkılarına ufak bir set molası vermiş. Müziğin her zaman önceliği olduğunu, oyunculuğu da dönem dönem hayatına almaya çalıştığını belirtiyor.

EP serisi başlıyor

2020’de serbest bıraktığı ilk EP’si Dumb and Numb’da ilham havuzunun farklı uçlarını kat eden şarkı yazarlığını net bir şekilde önümüze dizdi Park. Beş şarkılık koleksiyona retro disco tınılarını da caz pop estetiğini de sığdırarak övgüler topladı. İki yıllık aranın ardından gelen Spaces ise tematik bir EP olarak kurgulanmıştı. Mesafe, kayıplar ve boşluklar hakkında şarkıları buluşturan kısaçalar, insanların birbirleriyle kurduğu ya da kurmaktan kaçındığı bağlar üzerine bir zihin pratiğine çağırıyor.

Bu yılın bahar aylarında Propeller Recordings / Unity Records etiketiyle yayımlanan yedi şarkılık son EP’si Madness. Let Me In! de sonik çeşitliliği ve oyuncu düzenlemeleriyle hem kendi içinde boğuştuğu onay alma gereksinimlerinden hem de müzik endüstrisinden dem vuruyor.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR