HAYVAN ÇİFTLİĞİ: ZAMANSIZ BİR YOZLAŞMA HİKAYESİ

ALİ ÖNDER - VOX ARTISTICA

Paribu’nun yeni sezon destekçilerinden olduğu Oyun Atölyesi, bu sezon prömiyerini yapan George Orwell’ın ölümsüz eserinden uyarlanmış yeni oyunu Hayvan Çiftliği ile güç, yolsuzluk ve adalet temalarını etkileyici bir şekilde işliyor. Hayvan Çiftliği, 16 Ocak 2025 tarihinde Zorlu PSM Turkcell Platinum sahnesinde olacak.

George Orwell’ın yazdığı zamansız bir klasik olan Hayvan Çiftliği, Oyun Atölyesi tarafından Zerrin Akdenizli’nin uyarlaması ve Barış Erdenk’in yönetmenliğinde karşımıza çıkıyor. Yazıldığı günden bu yana güncelliğini koruyan bu politik eleştiri, bir başkaldırı ile başlıyor. Bir çiftlikte acımasızca çalıştırılan hayvanların eşitsizliğe ve var olan sisteme karşı başlattıkları isyan, komünal bir yaşam ve eşit iş bölümü elde etmeleri ile sona eriyor. Fakat bazı hayvanlardaki açgözlülük ve daha fazla imtiyaz elde etme arzusu, var olan düzeni yerle bir ediyor. Hayvan Çiftliği tiyatro oyunu, eşitlik, özgürlük ve komünal yaşam isteğiyle başlayan sürecin nasıl totaliter bir yapıya dönüştüğünü etkileyici görsel bir deneyimle gözler önüne seriyor. George Orwell tarafından incelikli bir alegoriyle işlenen, Orwell’ın gözünden Rus Devrimi sürecini aktaran ve Sovyetler Birliği eleştirisi olarak yorumlanan bu anlatı, günümüzde de iktidar, güç ve eşitsizlik üzerine kurulu sistemler düşünüldüğünde hala güncelliğini koruyor ve tiyatro sahnesinde her izlendiğinde büyük etki yaratıyor.

Bütün hayvanlar eşittir diye eşitlikçi bir sözle başlayan oyun, ama bazı hayvanlar daha eşittir manipülatif söylemine kadar gidiyor. "Her hayvan eşittir, ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir." cümlesi, bu ahlaki çürümeyi özetler nitelikte olup dilin ve ideolojinin, eşitsizliği ve sömürüyü haklı çıkarmak için nasıl çarpıtılabileceğini gösteriyor. Oyun Atölyesi’nin Hayvan Çiftliği oyunu, siyasi ideallerin yozlaşmasını ve iktidardakilerin genellikle kendi çıkarlarına hizmet etmek için dili nasıl manipüle ettiklerini de alaycı bir şekilde yansıtıyor. Oyunun en etkileyici taraflarından birisi de aslında burada yatıyor. Başlangıçta eşitlikçi bir toplum kurmayı amaçlayan hayvanlar, ideallerini kademeli olarak terk edip giderek devirmeyi amaçladıkları insanlara daha çok benziyor. Hayvanlardan bazılarının (domuzların) gücün ve iktidarın etkisiyle bir zamanlar devirdikleri baskıcı insanlardan ayırt edilemez hale gelmesi ve ifadelerini değiştirerek yeni kurallar koyması tiyatro sahnesinde izleyicide yadırgatıcı fakat bir o kadar da gerçekçi bir etki bırakıyor.

Buna karşılık çabuk isyan eden fakat yapılan eylem ve açıklamalar sonucu çabuk ikna olan çiftliğin ahalisini oluşturan diğer hayvanlar, tam olarak ne istiyor? Aç olduklarından dolayı mı yeni bir düzene ihtiyaçları var? Yoksa gerçekten yeni bir toplum düzenine ihtiyaçları olduğu için mi? Bu soruların yanıtını, birçok halkın, birçok ülke vatandaşının bilmediği gibi onlar da bilmiyor. İzleyici de Hayvan Çiftliği oyununda hem bu soruların cevabını sorguluyor hem de izlediği bu durumdaki hayvanlarla empati kurarak, yaşadığı dönemi muhakeme etme şansı yakalıyor. Üstelik oyunun en can alıcı kısımlardan birisi de tıpkı eserde olduğu gibi toplumsal hafıza ve olayların, sözlerin, kuralların hatırlanamadığı adeta unutulduğu bir düzlemi yansıtması oluyor. Oyunda izleyici baskıcı rejimler altında hafızanın kırılganlığına tekrar şahit olup geçmişi kontrol etmenin aslında şimdiki zamanı ve geleceği kontrol etmeyi sağladığını çarpıcı bir şekilde görüyor. Hayvanların geçmiş olayları doğru bir şekilde hatırlayamamaları, kitlelerin propagandaya ve tarihsel revizyona ne kadar duyarlı olabileceğini simgeliyor. Bir masal gibi başlayan, sade olmasına rağmen etkileyici sahne tasarımı ve oyuncuların hayvan kostümleri eşliğindeki mimik ve hareketleriyle izleyiciyi farklı bir dünyaya götüren oyun, toplumların yaşadıkları siyasi gerçeklerle örtüştükçe zamanla içinde hapsolunan bir distopyaya dönüşüyor. Sahnedeki hayvan topluluğunun evrimini izlemek, izleyiciler için çarpıcı ve huzursuz edici bir deneyim oluşturuyor. Oyun, yarattığı katarsis etkisiyle, hem tarihsel süreçteki hem de günümüzün siyasi manzarasındaki birçok figürün aklımıza gelmesine neden oluyor. Bu da Hayvan Çiftliği’nin gerçekçiliğinin ve eleştirel metninin etkisinin görsellik ve güçlü oyuncu performanslarıyla daha da artmasını sağlıyor. Uyarlama, eseri güçlü bir edebi hicivden, etkileyici ve oldukça duyusal bir deneyime dönüştürüyor. Ele aldığı tema evrensel bir düzleme sahip olan “Hayvan Çiftliği”, siyasi iktidar dinamiklerini, yozlaşmayı ve dürüst olmayan liderler tarafından manipüle edildiğinde savunmasız kalan demokratik ideallerin karmaşık doğasını etkileyici ve akıcı bir şekilde anlatıyor. Herkesin dünya tarihinden ve siyasi yaşamdan bir şeyler bulabileceği, bu eskimeyen klasiğin başarılı uyarlamasını, 16 Ocak 2025 tarihinde Zorlu PSM Turkcell Platinum sahnesinde izleyebilirsiniz.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR