Sinemamızın en özgün yaratıcılarından Onur Ünlü, 2008 tarihli kült filmi Güneşin Oğlunu ilk kez tiyatroya uyarlayarak kendi evrenini bambaşka bir formda yeniden kuruyor. Zorlu PSM prodüksiyonu olarak 5 Aralık’ta prömiyerini yaparak sezon boyunca Turkcell Platinum Sahnesi’nde sahnelenecek oyun, hem Ünlü’nün kara mizah estetiğini hem de absürt alegorilerini tiyatronun canlı dokusuyla buluşturuyor. İşte bu sıra dışı uyarlamayı özel kılan 8 unsur…
1- Yönetmen Koltuğunda Bir İlk: Onur Ünlü Tiyatroda
Onur Ünlü, yıllar boyunca kurduğu sinema dilini ilk kez bir tiyatro sahnesine taşıyor. Sahne uyarlaması, filmin yıllardır taşıdığı kült statüyü yeni bir sanat formunda yeniden tanımlıyor. Oyunun eş yönetmenliğini ise tiyatro sahnesinin yaratıcı isimlerinden Nagihan Gürkan üstleniyor. İkili, Ünlü’nün sinemaya has mizahını, ritmik ve doğrudan bir sahne anlatısına dönüştürüyor.
2- Kara Mizahın Sahnede Hayat Bulduğu Bir Hikâye
“Bir mucize gerçekten bir mucize midir?” sorusunun izinde ilerleyen Güneşin Oğlu, fantastik bir olay örgüsünü gündelik absürtlüklerle örüyor. Fikri Şemsigil’in ruhunun sürekli beden değiştirmesi, hem felsefi bir sorgulamaya hem de kara mizahın en keskin hâline dönüşüyor. Tiyatro formu, bu varoluşsal karmaşayı daha çarpıcı ve doğrudan hissettiriyor.
3- Güçlü ve Çoksesli Bir Oyuncu Kadrosu
Sahnede, usta ve genç kuşağı bir araya getiren dinamik bir ekip yer alıyor: İbrahim Selim, Deniz Celiloğlu, İlayda Alişan, Beyti Engin, Ali Yoğurtcuoğlu, Zeynep Kankonde başrollerde; Efekan Can, Sergen Özdemir, Ilgaz Kaya ve Selin Beliz Şahan ise kadroya taze bir enerji katıyor. Oyuncuların sahnede kendi mekânlarını yaratan performansları, oyunun absürt yapısını daha da görünür kılıyor.
4- Sinemadan Tiyatroya Geçerken Yeniden Kurulan Bir Evren
Haluk Bilginer, Köksal Engür, Özgü Namal gibi isimlerle sinema tarihine kazınan hikâye, sahneye taşınırken yepyeni bir yorum kazanıyor. Barış Dinçel’in sahne tasarımı, Gül Sağer’in kostümleri ve Cem Yılmazer’in ışık atmosferi, bu dünyayı tiyatroya özgü bir ritme kavuşturuyor.
5- Dinmeyen Bir Tempo: 75 Dakikalık Absürt Bir Koşu
Yaklaşık 75 dakika süren ve arasız oynanan yapım, temposunu bir an bile kaybetmiyor. Oyuncu geçişleri, mekân kurulumu ve beden kullanımına dayanan özgün sahne dili, izleyiciyi başından sonuna kadar oyunun ritmine kilitliyor.
6- Bir Mucizenin Bedeli Üzerine İronik Bir Anlatı
Fikri Şemsigil’in “Güneşin Oğlu”na dönüşmesi, mucizelerin bedelleri üzerine kara mizah dolu bir okuma sunuyor. Kimlik, beden ve benlik kavramları arasındaki sınırlar bulanıklaşırken, Ünlü’nün insan olma hâline dair ironik bakışı sahnede de bütün güçlü tonuyla hissediliyor.
7- Zorlu PSM’den Özenle Hazırlanmış Bir Prodüksiyon
Her güçlü oyun gibi Güneşin Oğlu da görünmeyen bir omurgaya sahip: titiz bir teknik ekip. Işıktan sese, kostümden sahne mekaniklerine kadar tüm tasarım unsurları oyunun absürd ritmine kusursuzca hizmet ediyor. İzleyici belki fark etmiyor ama oyunun tuhaf dünyasını ayakta tutan en büyük sihir, sahne arkasındaki bu görünmez işçilikte yatıyor.
8- Neden Kaçırmamalısınız?
Çünkü Güneşin Oğlu, Türkiye’de kolay kolay denk gelinmeyecek türde bir tiyatro deneyimi vadediyor: absürd mizahın, fantastik bir fikrin ve varoluşsal soruların canlı performansla birleştiği taptaze bir sahneleme… Hem sinemaseverleri hem de tiyatro meraklılarını ortak bir noktada buluşturan oyun; enerjisi, yorum gücü ve atmosferiyle sezonun en özgün prodüksiyonlarından biri olmaya aday. Üstelik Onur Ünlü’nün bir tiyatro yönetmeni olarak ilk imzasını taşıması da cabası.
Sonuç: Bir Filmden Fazlası, Bir Evrenin Yeni Hâli
Güneşin Oğlu, sinemadaki fantastik mavrasını sahneye taşıyarak izleyiciye hem tanıdık hem yepyeni bir deneyim sunuyor. 5 Aralık’ta prömiyerini yapacak oyun, sezon boyunca Turkcell Platinum Sahnesi’nde izleyiciyle buluşmayı sürdürecek. Kara mizahı, absürt felsefeyi ve canlı performansın enerjisini merak edenler için kaçırılmayacak bir sahne deneyimi…