DEĞİŞEN DÜNYA VE İDEALLER ÜZERİNE GÜÇLÜ BİR MÜZİKAL: DON QUIXOTE

ALİ ÖNDER - VOX ARTISTICA

Üç Usta İlk Kez Aynı Sahnede!

Selçuk Yöntem, Zuhal Olcay ve Cengiz Bozkurt gibi üç usta oyuncuyu ilk kez aynı sahnede izleyeceğimiz, Cervantes’in ünlü eseri Don Quixote’den uyarlanan, oyuncuları kadar prodüksiyonuyla da dikkat çeken müzikal, 30 Eylül, 13-14 Ekim, 19-20 Kasım tarihlerinde Turkcell Sahnesi’nde izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor.

Hayal gücünü ve insanın zorluklarla baş edebilme yeteneğini anlatan Cervantes’in zamansız eseri Don Quixote, bu defa müzikal bir uyarlama ile karşımızda olacak. Üstelik iddialı bir kadro ve ekiple. Müzikalin başrollerinde Selçuk Yöntem, Zuhal Olcay ve Cengiz Bozkurt yer alıyor. Yapımın yönetmenliğini Profesyonel, Venedik Taciri, Cimri ve Neyzen gibi önemli oyunların da yönetmeni olan yakın zamanda Hamiyet müzikalini de yöneten usta isim Işıl Kasapoğlu; müzik direktörlüğünü ise Amadeus ve Aşk Biter mi? oyunlarının da müzik direktörü olan Volkan Akkoç yapıyor. Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment ortak yapımı olan yılın önemli yeni yapımlarından Don Quixote, 30 Eylül akşamı Zorlu PSM’deki prömiyerinde izleyiciyle buluşacak.

Don Quixote, güçlü bir prodüksiyona ve geniş bir kadroya sahip. 15 kişilik canlı orkestra, 30 kişilik oyuncu ve dansçı kadrosu, etkileyici sahne tasarımı ve dikkat çekici kostümler müzikalin kalitesi hakkında şimdiden ipuçları veriyor ve izleyici üzerindeki beklentileri arttırıyor.

1959 yılında Dale Wasserman tarafından kaleme alınan televizyon oyunundan uyarlanan ve ilk kez 1965 yılında sahneyle buluşan müzikal, Broadway’de 2.328 kez sahnelendi ve elde ettiği büyük ilgiyi birçok ödülle süsledi. Bu sefer Don Quixote, Zorlu PSM sahnesinde karşımızda duracak, delilik ve cesaret arasındaki çizgileri zorlayacak, zihnimize gerçekle hayalin bulanıklaştığı bir dünyada yaşamı daha yaşanabilir ve güzel kılmanın yollarını düşündüren tohumlar atacak.

Dünyayı Olduğu Gibi Değil Olabileceği Gibi Görmek

Don Quixote, idealler ve gerçeklik arasındaki gerilimden beslenen bir temayı işliyor. Umut etmenin ve hayal kurmanın insanın varoluşsal bir yeteneği olduğunu düşünürsek, bu Don Quixote’yi zamanın ötesinde, güncelliğini hep koruyan bir başyapıt haline getiriyor. İnanmak, vazgeçmeden denemek ve umudunu korumak açısından modern dünyadaki birçok var olma mücadelesinde Don Quixote ile paralellikler kurduran müzikal, izleyicilere ideallerinin peşinden gitmeyi ve yaşamı daha güzel kılabilmek için çabalamaktan vazgeçmeme coşkusunu aşılıyor. Don Quixote müzikali aynı zamanda tüm geleneklerin değiştiği bir dünyada eski kurallara bağlı adil bir şövalyenin mücadelesini, çağdaş toplumla olan uçurumdan da beslenerek anlatıyor. Eskiyi, geçmişi özleyen insanların; sürekli değişen, değersizleşen, yeni kurallara sahip dünyada yaşadığı ikilem, müzikalde katmanlı bir şekilde işleniyor, bu da seyircide tanıdıklık hissi uyandırıyor.

Müzikal bu temaları işlerken sunduğu komedi ve trajedi karışımı yapısıyla, izleyiciye Don Quixote’nin yaşadığı maceralarda keyifli, absürd ve komik anlar vadederken, onun hayaller ve gerçek düzlemindeki eylemlerinde ise yeniden düşünmeye ve hayata dair daha derin anlamlar aramaya teşvik ediyor.

Don Quixote müzikali, hayalperest bir yaşlı adamın ötesine geçerek, idealist bir şövalyenin hikayesini izleyiciyle buluşturuyor. Alay edilmenin ve umutsuzluğun ortasındayken, işe yaramaz görülürken bile pes etmeyip hayallerin peşinden koşmayı anlatıyor. Bu haliyle de sadece klasik bir eserin uyarlaması olarak değil, insanın inanırsa yapabileceklerine, hayal etmekten vazgeçmemesi gerektiğine dair bir başkaldırı olarak da öne çıkıyor.

Müzikalin gücü, sadece Cervantes’ten uyarlanan hikayesinde, güçlü prodüksiyonunda veya şarkılarında değil, topluma ayna tutma kapasitesinde de yatıyor. İzleyicileri, kendi gerçeklerini sorgulamaya ve idealleri için çabalamaya teşvik eden müzikal, âdeta tiyatronun dönüştürücü gücünün bir kanıtı niteliğinde. En karanlık zamanlarda bile, hayal gücü ve umut tarafından beslenen insan ruhunun, umutsuzluğun üstesinden gelebileceğinin güçlü bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor.

İdeallerimizin modern dünyada, karanlık zamanlarımızda ne kadar geçerli ve uygulanabilir olduğunu sorgulatan, umut etmenin gücünü anlatan ve tıpkı yel değirmeni metaforunda olduğu gibi kendimizden büyük güçlere karşı mücadeleye cesaret etmenin sonuçlarını düşündüren müzikal, izleyiciye şu soruları yöneltiyor.

“Gerçeklik mi, hayal mi? Cesaret mi yoksa delilik mi?..”

Bize zorluklarla karşı karşıya kalsak bile umudu koruyabileceğimizi, ideallerimizden vazgeçmememiz gerektiğini ve daha iyi bir dünya için çaba gösterebileceğimizi hatırlatan kara mizah öğeleriyle ve usta oyuncu kadrosuyla öne çıkan müzikal, yılın kaçırılmaması gereken oyunları arasında başı çekiyor.

BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR