SINIRLARI KABUL ETMEYEN BİR GRUP: FOALS

BEKİR ÖZGÜR AYBAR

Onlar için altın kelime ilerleyiş. Dünya, hayatın içindeyken cehennemi gördü. Son yılları düşünün. Başımıza gelmeyen kalmadı. Geçen yıl Foals'tan yeni albüm haberi gelince onların ilerleyişini düşündüm. "Life Is Yours" adlı albümde grup kendi manifestosunu resmen yeniledi. Yer yer karanlık bölümlere rağmen, güzel günlerin özetiydi o şarkılar. Müziğe sarıldım. Grubun yeni şarkılarında baharı hissettim. 15 Ağustos akşamı PSM Loves Summer by %100 Müzik kapsamında Foals karşımızda olacak. Güzel günlerin özetini değil kendisini göreceğiz.

Daha önce defalarca canlı izlediğim bir ekip Foals. Albümlerindeki enerjiyi olduğu gibi sahnesine taşıyan, seyirciyi ambiyansına çeken ve sahnede zaman doldurmayıp, o zamanı dibine kadar yaşayan bir ekipten söz ediyorum. Alternatif rock? Milenyum süreciyle birlikte ortaya çıkan bir çok ekibe "alternatif rock" damgası basılıyorsa Foals'a da basabiliriz bu damgayı. Ama onlarda daha fazlası var. Buradaki dünyaya dalmanız gerekiyor. Foals zaman içinde değişti. Ekip ve soundu değişti. İlerleme dediğim şey de budur. Uzun yolda farklılaşmalar olur fakat önemli olan ilerleyiştir. 1990’lardan başlayarak bu sahneye adım atıp ismini büyükler ligine yazdıran hemen her grup/müzisyen de zaman içinde değişti ve başka seslere merak saldı. Tamam, tarih, politik bir meydan okuma misali ilk albüm soundunu kariyeri boyunca terk etmeyen efsaneleri de not ediyor. Ancak ani reflekslerle dönen bir dünyada artık aynı kalmanın güçleştiği de bir gerçek. İster kabul edilsin, ister edilmesin Strokes’tan bu yana parola “kendini daima yenile”den oluşuyor.

Oxford çıkışlı Foals da bu mesajı doğru okuyanlardan. Yayımladıkları debut albümü “Antidotes” ile başlayan kariyerlerine göz attığımızda bunu kolayca anlıyoruz. 20’li yaşlarının başında math rock rüzgarına kapılarak kaydettikleri o ilk şarkıların yerini, yıllar geçtikçe daha meraklı sözler ve elektroniğe de dokunan, keskin çizgilerden uzak müzikal yön aldı. En iyi canlı performans grupları arasında sayılmalarından daha önemli başarıları ise şuydu: Değişimi zorunlu oldukları için değil, tam olarak hissettikleri için gerçekleştirdiler. Frontman Yannis Philippakis’in “Sınırları kabul etmemek bizi ayakta tutuyor” demesi boşa değil yani.

Sınırları kabul etmemek bizi ayakta tutuyor

2010 yılında piyasaya sürülen ikinci uzunçalar “Total Life Forever”ın aldığı olumlu geri dönüşler de bu samimiyetin yansımasıydı. O albümle Güney Amerika’yı Red Hot Chili Peppers’ın yanında turladılar. Ardından gelen albümlerde de hep bir basamak daha eklemeye çalıştılar. 20'li yaşlardan 40'lı yaşlara doğru giderken tüm o hayat enerjisinden, yıpranmışlıklardan, aşklardan, aile kurma süreçlerinden, var olma mücadelesinden ceplerine tecrübe parçaları koydular. Aldıkları ödülleri, liste başarılarını buraya yazacak değilim. Onların müziği rakamlarla ilgili değil, yaşamakla ilgili. The Beatles'ı ilahı kabul eden bir ekipten bahsediyoruz. 15 Ağustos'taki konserlerini iple çekiyorum.

PSM LOVES SUMMER BY %100 MÜZİK FOALS
BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR