LİRİK, MELANKOLİK, İSYANKAR: BENJAMIN CLEMENTINE

EYLÜL EGE - BANT MAG.

Yetiştiği jenerasyonun en yetenekli şarkı yazarlarından biri olarak anılan İngiliz besteci, piyanist, şair, oyuncu Benjamin Clementine, PSM Love Summer by %100 Müzik konserleri kapsamında 12 Ağustos’ta Turkcell Sahnesi'nde olacak. Müzisyenin parlak, zarif, sıcak sesiyle buluşmadan önce, hakkında kimi bilinmesi gerekenleri sıraladık. Biletler burada.

Bir Roma Katoliği olan büyükannesinin yanında, Londra’da büyüyen Benjamin Clementine, 11 yaşında edindiği piyano sayesinde müzikle haşır neşir olmaya başladı. Henüz nota okuyamazken, Erik Satie ve Claude Debussy eserlerini kulaktan çıkarabiliyordu. Avukat olmasını arzulayan babasının koyduğu yasaklara rağmen, beş sene boyunca gizlice piyano başına geçmeye devam etti.

Yalnızca edebiyat dersine ilgi duyduğu zorlu okul sürecini 16 yaşındayken tamamladı. Ailesiyle yaşadığı tartışma sonrası bir süre evsiz kaldı. Derken 19 yaşında, kendini Paris’te, Place de Clichy'deki çeşitli bar ve otellerde çalarken buldu. Sokaklarda uyuma devri bitmiş, Montmartre’da pansiyon hayatı başlamıştı artık. Takip eden üç yılda şarkılar yazıp, bozuk bir gitar ve klavyeyle müzik yaptı.

Çabası karşılıksız kalmadı; menajeri tarafından keşfedildikten sonra Cannes Film Festivali’nde, Rencontres Trans Musicales of Rennes’in büyük sahnesinde canlı performanslar yapınca, hem Fransız basınının hem de plak şirketlerinin dikkatini çekti. Montreux, Montreal gibi önemli caz festivallerinde ağırlandı. 2014’te ilk uzunçaları At Least For Now’u yayımladı; bir sonraki sene Mercury Ödülü’ne uzandı. Duygulu ciddiyeti Nina Simone’a benzetildi.

Bu albüm sürecinde İrlanda’daki bir klip çekimi esansında bir taş yığınının üzerine düşerek dirseğinden ağır şekilde yaralanan Clementine’in talihsizleri bununla da bitmiyor. Sahnede çalarken kestiği parmağından akan kanı, seyircinin fırlattığı mendille durdurup performansına devam ettiği gibi çeşitli hikâyeler de var hakkında.

2017’ye tarihlenen “Phantom of Aleppoville” ilhamını, İngiliz psikanalist Donald Winnicott’ın yazılarından alıyor. Evde ve okulda zorbalığa maruz kalan çocukların yaşadıkları travmanın -kıyaslanamayacak olsa da- bir savaşa şahit olmuş çocuklarla benzer etkiler bıraktığını söyleyen Winnicott’ın ifadelerinde kendi çocukluğunu bulmuş Benjamin Clementine.

Aynı sene dinlemeye açılan ikinci albüm I Tell A Fly’da ise etrafındaki dünyayı anlamak için kişisel tarihini bir prizma olarak kullanarak müziğine teatral bir zemin yarattı. Çıkış noktasını şu sözlerle açıklıyor: “Âşık olan bir çift kuşun hikâyesini düşünmeye başladım: Biri daha ileri gitmekten korkuyor, diğeri ne olacağını görmek için risk alıyor.”

Âşık olan bir çift kuşun hikâyesini düşünmeye başladım: Biri daha ileri gitmekten korkuyor, diğeri ne olacağını görmek için risk alıyor.

Gelelim Benjamin Clementine’in son numarasına: 2022 çıkışlı üçüncü albüm, And I Have Been. Müzisyenin imzası olmuş piyano sololarıyla süslediği, “yol” kavramını bir metafor olarak üzerine giydirdiği bu koleksiyon, COVID döneminde tasarlanmış bir yalnızlık senfonisi olarak özetlenebilir.

Şubat 2019'da Fransız hükümeti tarafından sanata katkılarından dolayı Sanat ve Edebiyat Şövalyesi seçilen Clementine, aslında küçükken sanatla, müzikle çok kısıtlı bir etkileşim kurabilmişti. Kendi kendini yetiştiren müzisyen, kahramanları arasında Nina Simone, Nick Cave ve Tom Waits’i ilk sıralara yerleştiriyor. Benjamin Clementine’in ilham dünyasına dair dahasını merak edenler; Nick Drake’ten Bill Evans’a, Ennio Morricone’den David Bowie’ye uzanan Bohemian Butterflies adlı playlist’ine göz atabilir.

BENJAMİN CLEMENTİNE PSM LOVE SUMMER BY %100 MÜZİK
BUNLAR DA İLGİNİ ÇEKEBİLİR